Kitabın Adı:
HIRKA KİTABI
Nesebu’l Kitabu’l Hırka
Müellifi :
Şeyh-ül Ekber Muhyiddîn İbn ARABÎ (1165-1240)
Mütercim :
Vahdettin İNCE
Nâşir :
Remzi GÖKNAR
Yayınevi :
KİTSAN Yayınları – İstanbul / 0212 513 67 69
Yansıtan :
Hamdi CENİK
www.sufizmveinsan.com
Çok ayıplayan,
çok eleştiren, çok söven, çok sızlayan olma. (41)
Allah’ı ve
Resûlünü sevdikleri için bütün müminleri, iyilerini de,
kötülerini de sev.
Şeyhime dil
uzattığı için buğzettiğim bir adam hakkında Rasûlullah
rüyada bana bu şekilde tavsiyede bulundu ve dedi ki:
-Falana niçin buğzediyorsun?
Dedim ki:
—Şeyhime
buğzedip, dil uzattığı için.
Nebî (s.a.v.)
dedi ki:
—Onun Allah’ı ve
beni sevdiğini bilmiyor musun?
—Biliyorum,
dedim.
Buyurdu ki:
—O halde niçin
onu, beni sevdiği için sevmiyorsun da, şeyhine
buğzettiği için buğzediyorsun?
Dedim ki:
—Ya Resûlallah!
Şu anda –ne güzel öğretmensin!- gafil olduğum bir hususa
dikkatimi çektin. (42–43)
İç dünyan
itibariyle öyle olmadığın sürece omuzlarını büzerek,
başını yere gömerek huşu gösterisinde bulunma. (43)
İnsanların
seslerini keserek senin sözlerini dinlemelerini arzu
etme. (43)
Cimrilik
ettikleri zaman zenginleri, dünya için yarışan dünya
ehlini eleştirmekten sakın. Onların ellerinde olan
şeyleri arzu etme. (44)
Çarşıda çok
oturma, oralarda çok dolaşma. (44)
Dinleyen birinin
dinden çıktıklarını zannedecekleri şekilde kıble ehli
hakkında şahitlikte bulunma. (44)
Cemaatten
ayrılma. Çünkü cemaatten ayrılanı kurt kapar. (45)
Kazaya rıza
göster, inan; ama takdir edilen her şeye değil, bilakis
takdir edilmesine rıza göster. Allah tarafından gelen
şeyi sevinçle karşıla. (48)
İnsanlarla
beraber olduğun zamanlarda nefsinin aleyhinde ol. Çünkü
nefsinin aleyhinde olduğun zaman, asıl o zaman onun
lehinde olursun. (49)
Hatem el-Asam
(sağır) aslında sağır değildi. Bir kadın onunla konuşmuş
ve bu sırada sesli bir şekilde yellenmişti. Kadın bundan
dolayı çok utanmıştı. Şeyh, o sırada kendisiyle konuşan
bu kadına:
—Biraz daha
bağır! Çünkü sözlerini duyamıyorum!
Demiş, böylece duymadığını anlatmak istemişti. Kadın
rahatlamış ve “beni işitmemiş!” diyerek
sevinmişti.
Bu yüzden ona
Hatem el-Asam denildi.
İşte onlar böyle
bir ahlak üzere dereceleri çıktılar. Bu, onların
elbisesi ve süsleridir. Ben de esas üzere bu elbiseyi
başkalarına giydirdim. Bundan dolayı Allah’a hamdolsun.
(50)
Şeyh Yunus’a:
—Cebrail
Allah’tan ne almıştı? (diye sorulduğunda) dedi ki:
—Ben de Şeyh
Abdülkadir’e sordum veya bir başkası sordu:
-Allah’tan ne
aldı?.. diye, dedi ki:
— Ondan ilim ve
edeb aldı. (51)
Ben de Hızır
(a.s.)’ ın sohbetinde bulundum, onun edebiyle edeplendim
ve ondan bir vasiyet şeklinde el aldım. Bana şifahi
olarak şeyhlerin makamına teslim olmayı tavsiye etti. Bu
onun ağzından benim ağzıma aktarılan bir nasstı.
Bunun dışında
başka ilimler de öğretti.
Onda olağanüstü
üç özellik gördüm. Su üzerinde yürüdüğünü, yeri
teyyettiğini ve havada namaz kıldığını gördüm. (53)
Bir adamda üçyüz
adamı birden görmek isteyen kimse bana baksın. Çünkü
ben, üçyüz şeyhin sohbetinde bulundum ve her birinden
bir ahlak edindim.
Kuşeyri
risalesine bakın örneğim. Burada birinden söz edildiği
zaman, falanın ve falanın sohbetinde bulundu,
denilmektedir.
Öyle ise…
Hırka; sohbet ve
edepten başka bir şey değildir.
Dolayısıyla
birden çok kişinin sohbetinde bulunup edebinden
edinmenin bir sakıncası yoktur. Lakin ilimden yoksun
cahil bir topluluk çıktı. Ancak bir kişinin elinden
hırka giyileceğini hayal ediyorlar. Oysa bunu hiç kimse
söylememiştir. (55)
Kıymetli
okuyucular, kitabın bundan sonraki bölümünde Şeyh’ül
Ekber’in “Hizbu’d-devri’l alâ” başlığıyla tümüne
birden büyük dua ismi verilen 36 duası (daha sonraki
bölümde de anlamları yazılmış) yer almaktadır. İstifade
etmek isteyenler kitabın ilgili bölümlerine
başvurabilirler.
Başka bir eserden “Yansımalar” da buluşmak
dileğiyle hoşça kalın, Allah “Muin” imiz olsun. |