Kitabın Adı:
KUR’AN MÜHRÜ
Hatmu’l Kur’an
Müellifi : Şeyh-ül
Ekber Muhyiddîn İbn’ül ARABÎ (M: 1165-1240)
Derleyen : Abdulbaki
Miftah
Mütercim : Vahdettin
İNCE
Nâşir : Remzi
GÖKNAR
Yayınevi : KİTSAN
Yayınları – İstanbul – 0212 513 67 69
Yansıtan : Hamdi
CENİK
www.sufizmveinsan.com
Yirmiikinci
Bölüm:
Şeyh,
Futuhat'ın vasiyetler babında şunları söylüyor (IV:500):
-"Çokça secde et ve cemaatten ayrılma. Eğer gücün
yetiyorsa Şam'da ikamet et. Çünkü Resulullah'ın (s.a.v)
şöyle buyurduğu sabittir:
“Size
Şam'a yerleşmeyi tavsiye ederim. Çünkü orası Allah'ın
arzının en hayırlı bölgesidir. Kullarının hayırlıları da
oraya yönelirler."(
415) ss
-
"…Âlem, Hakkı kapsayamadığı gibi şu kulu da kapsayamaz.
Bunun sebebi de âlemin kendisini kapsayamayacak kadar
dar olduğunu müşahede etmesidir. (416)
Her
şahsın Kur'an'dan bir suresi var
Allah'ın kitabında benim surem ise tenzil (Zümer)dir.
Ulvi
âlemden getirip takdim ettiler
İnişleri sırasında Mikail ve Cebrail… (417)
Rüyada İslam ve Kur'an sana yağ ve bal olarak
gösterilir. Kayıt, dinde sebat anlamındadır. Borç ise,
rüya görenin veya rüyada görülen kişinin durumuna göre
uzun veya kısa, bedenin bir kısmını kapatan veya
tamamını kapatan, temiz veya kirli bir gömlek olarak
görünür. (419)
"Elhamdulillahi
rabbil alemin"
zikrinden bahsederken, şöyle söz etmektedir:
-
"…Bu yüzden, Allah'ın mahlukata hâkim olan kader sırrına
muttali kıldığı kişi, bunu söylediği zaman,
"elhamdulillah"
demesi onun için bir gereklilik olur. Ama bunu bilirse
ve söylemese, bir hüccet ortaya koyması gerekmez. (421)
Şeyh,
Şam'da birçok müşahede, rüya ve müjde görür. Bunlardan
biri Resulullah'ı (s.a.v) gördüğü ve Resulullah'ın
(s.a.v) kendisine meleklerden oluşan Mele-i ala'nın,
faziletli insanlardan Mele-i efadilden daha hayırlı
olduğunu açıkladığı
rüyadır. (425)
Gördüğüm müjdeli bir rüyada bana yöneltilen
tavsiyelerden birinde Hak taalanın sözlerini vasıtasız
olarak duydum. Bir avuç kum miktarında ıslak bir yerde
Hakkın Musa ile konuştuğu mübarek mekânda bulunuyordum.
Keyfiyetsiz ve mahlukatın konuşmasına benzemeyen bir
kelamdı. Kelamın aynı, dinleyenin anlamasının aynıydı.
Kelamdan şunu anlamıştım:
"Vahiy seması, memba arzı ve sükûnet dağı ol. Hareket
ettiğin zaman diriltici bir hareket olsun. Semavi
vahiyden kaynaklanan hareketle sekine gerçekleşsin.
(426)
Bir
diğer rüya hakkında Şeyh, şunları söylüyor
(elmubeşşerat):
—Rüyada Allah'ın bana seslendiğini ve şöyle dediğini
duydum:
"Ey
kulum! Eğer benim katımda yakın, ikrama mazhar olmuş,
nimetlere kavuşmuş biri olmak istersen "Rabbim!
Kendini bana göster, seni göreyim" zikrini defalarca
tekrar et."
(426)
Başka
bir müjdeli rüya ile ilgili olarak şunları söylüyor
(II:264):
—Hak
taalayı rüyada gördüm. Bana şöyle diyordu:
—İşlerinde beni vekil kıl.
Ben
de onu vekil kıldım. Ondan sonra sırf koruma gördüm.
Bundan dolayı Allah'a hamdolsun. Allah bizi, onunla
ona muhtaç kullarından eylesin. Çünkü Allah'a muhtaç
olmak zenginliğin kendisidir. Çünkü o zengindir, sen
fakirsin. Sen onunla bütün âlemlerden müstağni olursun.
(426)
Şeyh,
Hak taalayı rüyasında görür. Hak, onu üç grupla
oturmaktan meneder: Uzatıp duranlar (el- Metatin),
düşükler (es-Sakatin)… Şeyh şöyle diyor:
—Üçüncü grubu unuttum. Ona şöyle dedim:
—Ey
Rabbim! Uzatıp duranlar kimlerdir? Dedi ki:
—Başlangıç
itibariyle âlemi sonsuzluğa kadar uzatanlardır.
Oysa
ben âlemi yaratma ile başlattım.
Dedim
ki:
—Düşükler kimlerdir? Dedi ki:
—İnsanları
güldürmek için yalan yanlış sözler söyleyenlerdir.
Hâlbuki bu sözler Allah'ı kızdırır. Allah'ı kızdıran
sözleri söyleyen kişi, onunla amacına ulaşacağını
zannetmesin. Bilakis yetmiş sene yanmak üzere cehenneme
yuvarlanacaktır…"
(427)
…
müjdeli bir rüyada Resulullah'ı (s.a.v) gördüm, elinde
bir kitap vardı. Bana dedi ki:
-Bu
"Fususu'l hikem"kitabıdır. Onu al ve insanlara ilet ki
ondan yararlansınlar.
Bize
emredildiği gibi Allah'ı, Resulünü ve bizden olan emir
sahibini duyduk ve itaat ettik. Temenniyi tahakkuk
ettirdim, niyeti halis kılarak bu kitabı ortaya çıkarmak
üzere amaç ve himmetimi arındırdım. Tamamen
Resulullah'ın (s.a.v) bana belirlediği gibi, ne eksik ne
de fazla… (428)
Ömrünün son iki yılında Şeyh, kendini biraz daha ibadete
verir. Hal dili ise, "Nasr" suresini okumaktadır.
(432)
Bir
hitap geldi bana
Gayemin yanından
Bir
söz söyleyeyim diye
Milletimin çocuklarına:
Varlığımı ganimet bilin aranızda
Göçüp
gitmeden ben. (432) |