29
Nisan 2009
Gör sen
seni kim ne cism ü cânsen
Maksûd-ı
vücûd-ı Kün fe-kân sen
Her kimse
ki esridi bu meyden
Hayy-i ebed
oldu zât-i hayden
Nefsini çü
bildi Rabbı
Tevhîd
yolunda ekdi habbı
Ey Hakdan
ırak olan azâzîl
Ger dîv
değilsen Âdemi bil
Âdemde
tecellî kıldı Allâh
Kıl Âdeme
secde olma güm-râh
Şeytân-ı
la’îne uyma zinhâr
Anun sözünü
işitme ey yâr
Hakdan sana
Lâ lüti’hu geldi
Hem
Ve’scüd va’kterib diyildi
Çalındı
kıyâmetin nefîri
Ey sağır
işitmedin safîri
Haşrîn günü
geldi uykudan dur
İnanmaz
isen gözünü aç gör
Uykudan
uyan ki mahşer oldu
Gör neçe
zamâne pür-şer oldu
Sûr ünün
işitmedi kulağın
Dayandı bu
köprüden ayağın
Çün
mahrem-i kul kefâ değilsen
Bîgânesen
âşinâ değilsen
Kopdu
kıyâmet kuruldu mîzân
Haşr oldu
inan bulundu Yezdân
Her kimse
ki tanıdı bu cânı
Bir zerreye
saymadı cihânı
Yerden
çıkageldi Dâbbetü’l-Arz
Uş sırrını
eylerem sana arz
Müşrikden
ider müvahhidi fark
Ey vay ana
kim işi ala zerk
Hem hâtem
anın elinde fermân
Ya’nî ki
benem bugün Süleymân
Mûsâ benem
uş asâ elimde
Hakdan
ezelî kılıç belimde
Halkın
alına basar asâyı
Ya’nî ki
bilin bu istivâyı
Ya’nî ki bu
istivâdadır Hak
Ol mâlik-i
mülk ü hayy-i mutlak
Hum cennet
ü ham u hem likâdır
Rahman ile
arşi’stevâ dır
Ger sen
geçesin bu bu istivâdan
Âzâd olasan
kamu belâdan
Hakdan bu
sırât-ı müstakîmi
Bil sen ki
budur Hakın na’îmi
Yüzün bu
cihetten oldu beyzâ
Mün
fazlı âlihünâ te’âlâ
Elfâz-ı
Nesîmî gör ne cândır
Deryâ-yı
muhît u dürr ü kândır
Âdem tükeli
Hak oldu bilgil
Mescûd-ı
hakîka secde kılgıl
Fazl ister
isen hakîkat ey yâr
Sa’y eyle
bu işe kalma zinhâr
Dal bu
bahre v’al bu gevheri sen
Ta kim
bileler ki cevherîsen
K’ebyât-ı
Ebu’l Fazl Nesîmî
Min matla’ı
hâzihî naîmî
El-hak bu
Nesîmî âyetinden
Gel oku
anun nihâyetinden
Bu bahre dalalıdan Nesîmî
Terk eyledi
ol zer ile sîmi
2
Ey Hak ehli
yakîn imiş bu haber
Ki bilen
nefsinidir ehl-i nazar
Özünü kim
ki bildi buldu Hakı
Özünü
bilmeyenler oldu şakî
Ey hakı
isteyen gel insân ol
Kara taş
olma la’l ü mercân ol
Ger
dilersen sa’âdet-i ebedî
Tamuyı bil
ki niçin oldu yidi
Sekiz oldu
kapusu uçmağun
Neye dört
oldu suyu ırmağın
Tûbî
ağacının nedür yemişi
Hak anı er
yarattı yoksa dişi
Hûr u
gılmân neden ibârettir
Hüve men
hû neye işârettir
Kevser ü
selsebîl ü mâ’-i ma’în
Mak’ad-ı
sıdk ile makâm-ı emîn
Ne demekdir
bana beyân eyle
Bu nihân
sırrı gel ayân eyle
Ne aseldir
ne ma’ ü hamr ü leben
Şol ki
Kur’anda Hak dedi rûşen
Bunların
aslını nedendir bil
Gör ne
şeydense olma egri dil
Bunları
bilmeyen ne bilmiş ola
Adı anın
evi yıkılmış ola
Kim ki
bildi bu ince esrârı
Koydu elden
cihân-ı gaddârı
Fânî oldu
özünden oldu Hak
Bildi kim
cümle Hak imiş mutlak
Aşk u
ma’şûk u aşık oldu yâr
Leyse
fi’d-dârı gayruhû deyyâr
Kim ki
bildi bunları insândır
Bilmeyen
anı bil ki şeytândır
Ne bilir
degme cânavar anı
Hızra sor
Hızra âb-ı hayvânı
Ey Nesîmî
sözündür âb-ı hayât
İçmeyen anı
kaldı fi’z-zulümât |