Nesîmî Divanı - 7. Bölüm
Meryem Irmak
 

03 Haziran 2009
 

GAZELLER -4-

 

Elf-i Allâhtır cemâlin sidre boyun müntehâ

Çün cemâlindir senin Rahmân âle’l-arşisrevâ

 

bilindi kaddinin haddı ne mikdâr olduğu

Bildiler kim dola sütûn-ı zirâ fi’s-semâ

 

türâbiler elinde Zü’l-Fikâr şemşîr-i tîz

Fa’dribû buyruldu Hakdan hem Muhammed Mustafâ

 

sevâbı Hak yolunda eylegil sen dâ’imâ

Derdine Hakdan devâdır rencine yüz bin şifâ

 

Cîm cemâlin nûrudur kim doğdu maşrıktan ayân

Şu’le verdi her dirâctan şöyle kim nûr-ı zıyâ

 

hayât irdi lebinden Hızr u Îsâ oldu hayy

Derd-mend âşıkların derdine oldu çok devâ

 

haber-dâr olmayanın tahtını dîv aldı bil

Bî haber oldu özünden şöyle kaldı aczühâ

 

Dâl delil oldu dehânın remzini kıldı ayân

Bildi bildirdi resûl ü hem Aliyy-i Mürtazâ

 

Zâl zâkir sûfiler çok zikre meşgûl oldular

Giydiler şâl işleri âl ta’ati zerk u riyâ

 

-i rahmânü’r-rahîm oldu cemâlin âleme

Niçin âdem der ki Bismi’llâh ayıtgıl dâ’imâ

 

-i zâhid zühd ile zeyn etti tâc ü hırkasın

Bâtını oldu mülevves zikrini kıldı hebâ

 

Sîn sa’âdet buldu her kim bildi Hakkın remzini

Anlara kim sıdk ile bu yolda çektiler cefâ

 

Şîn şehid oldu şular kim aşk yolunda öldüler

Gam yemez anlar ki bildi Haktır ana kan bahâ

 

Sâd sâdıklar olar kim sabr kıldı ihtiyâr

Dil-berîn yolunda gör kim lütfa irdi dâ’imâ

 

Zâd dalâletten halâs etdi bizi Fazl-i ilâh

Cism anundur nutk anundur rûh anundur cümlehâ

 

ki tapındır vücûdu anların kim bâtını

İçtiler câm-ı musaffâ kıldılar zevk u safâ

 

zuhur oldu cemâl ü sûret-i Hak âşikâr

Görmeyenler gözleri kör oldu şöyle kim amâ

 

Ayn ayân ayne’l-yakîn oldu likâ-yı hüsn-i dôst

Hak kimin kim gözün açtı gördü didâr-ı Hudâ

 

Gayn gayretli kişiler gâfil olmaz özünden

Şerm eder Haktan utanır nefsine vermez rızâ

 

fenâ dârında her kim bulmaz olursa necât

Fikri fâsiddir anun kim emrini kıldı hebâ

 

Kâf-ı kavseyn oldu kaşın âşıka mihrâblar

Secde-gâh oldu anun çün dedi şâh-ı enbiyâ

 

Kâf Kelâmu’llâh ile Seb’a’l-mesânîdir yüzün

Zülf ü kaş u kirpiğindir yedi yedi hattınâ

 

Lâm lebin oldu Mesanî çün yüzün subh-ı nehâr

Zülfünün sırrı kamerdir yüzünün şems-i duhâ

 

Mîm melek sûretli dil-bersîn ayâ bedr-i münîr

Hüsn-i Yûsufun tecellî eyledi nûr-ı Hudâ

 

Nûn nihân oldu lebinde çeşme-i âb-ı hayat

Her kim içti vâcib oldu cennetü’l-me’vâ ana

 

Vav-ı vechin ka’besine her ki kılmadı sücud

Adı dîv oldu anun çün kaldı şöyle mübtelâ

 

hidâyet eyledi Mehdî vü Kur ân-ı mübîn

Ol ki eşyâ hilkatinden bize oldu reh-nümâ

 

Lâm elif üç harf oluptur bil ki Simürg-ı cihân

Bilmedi aslın hurufûn kim dedi bu harfe lâ

 

yüvesvisten halâs olmak dilersen âdemî

Oku ism-i a’zamı sen kendine eyle du’â

 

penâhımdır benim Hak perde-darımdır benim

Pâdişâhım hanım oldur kim veriptir dest ü pâ

 

Çîm çâ unsur oluptur terkibi her mazharın

Bunda buldu Hakkı küllî enbiyâ vü evliyâ

 

-i jâle çeşm ü ebrû zülf ü ruh bu hatt ü hâl

Mushaf-ı Haktır mu’ayyen ger okursan tâlibâ

 

Gâf-ı gönlüdür Nesîmînin mahabbetten serir

Şol şehe kim gölgesidir zıll-ı Sîmurg u Hümâ

 

 

 
 
İstanbul - 03.06.2009
meryemirmak@gmail.com
www.semazen.net
http://sufizmveinsan.com