03
Haziran 2009
GAZELLER -4-
Elf-i
Allâhtır cemâlin sidre boyun müntehâ
Çün
cemâlindir senin Rahmân âle’l-arşisrevâ
Bî
bilindi kaddinin haddı ne mikdâr olduğu
Bildiler
kim dola sütûn-ı zirâ fi’s-semâ
Tî
türâbiler elinde Zü’l-Fikâr şemşîr-i tîz
Fa’dribû
buyruldu Hakdan hem Muhammed Mustafâ
Sî
sevâbı Hak yolunda eylegil sen dâ’imâ
Derdine
Hakdan devâdır rencine yüz bin şifâ
Cîm
cemâlin nûrudur kim doğdu maşrıktan ayân
Şu’le verdi
her dirâctan şöyle kim nûr-ı zıyâ
Hî
hayât irdi lebinden Hızr u Îsâ oldu hayy
Derd-mend
âşıkların derdine oldu çok devâ
Hî
haber-dâr olmayanın tahtını dîv aldı bil
Bî haber
oldu özünden şöyle kaldı aczühâ
Dâl
delil oldu dehânın remzini kıldı ayân
Bildi
bildirdi resûl ü hem Aliyy-i Mürtazâ
Zâl
zâkir sûfiler çok zikre meşgûl oldular
Giydiler
şâl işleri âl ta’ati zerk u riyâ
Rî-i
rahmânü’r-rahîm oldu cemâlin âleme
Niçin âdem
der ki Bismi’llâh ayıtgıl dâ’imâ
Zî-i
zâhid zühd ile zeyn etti tâc ü hırkasın
Bâtını oldu
mülevves zikrini kıldı hebâ
Sîn
sa’âdet buldu her kim bildi Hakkın remzini
Anlara kim
sıdk ile bu yolda çektiler cefâ
Şîn
şehid oldu şular kim aşk yolunda öldüler
Gam yemez
anlar ki bildi Haktır ana kan bahâ
Sâd
sâdıklar olar kim sabr kıldı ihtiyâr
Dil-berîn
yolunda gör kim lütfa irdi dâ’imâ
Zâd
dalâletten halâs etdi bizi Fazl-i ilâh
Cism
anundur nutk anundur rûh anundur cümlehâ
Tîki
tapındır vücûdu anların kim bâtını
İçtiler
câm-ı musaffâ kıldılar zevk u safâ
Zî
zuhur oldu cemâl ü sûret-i Hak âşikâr
Görmeyenler
gözleri kör oldu şöyle kim amâ
Ayn
ayân ayne’l-yakîn oldu likâ-yı hüsn-i dôst
Hak kimin
kim gözün açtı gördü didâr-ı Hudâ
Gayn
gayretli kişiler gâfil olmaz özünden
Şerm eder
Haktan utanır nefsine vermez rızâ
Fî
fenâ dârında her kim bulmaz olursa necât
Fikri
fâsiddir anun kim emrini kıldı hebâ
Kâf-ı
kavseyn oldu kaşın âşıka mihrâblar
Secde-gâh
oldu anun çün dedi şâh-ı enbiyâ
Kâf
Kelâmu’llâh ile Seb’a’l-mesânîdir yüzün
Zülf ü kaş
u kirpiğindir yedi yedi hattınâ
Lâm
lebin oldu Mesanî çün yüzün subh-ı nehâr
Zülfünün
sırrı kamerdir yüzünün şems-i duhâ
Mîm
melek sûretli dil-bersîn ayâ bedr-i münîr
Hüsn-i
Yûsufun tecellî eyledi nûr-ı Hudâ
Nûn
nihân oldu lebinde çeşme-i âb-ı hayat
Her kim
içti vâcib oldu cennetü’l-me’vâ ana
Vav-ı
vechin ka’besine her ki kılmadı sücud
Adı dîv
oldu anun çün kaldı şöyle mübtelâ
Hî
hidâyet eyledi Mehdî vü Kur ân-ı mübîn
Ol ki eşyâ
hilkatinden bize oldu reh-nümâ
Lâm elif
üç harf oluptur bil ki Simürg-ı cihân
Bilmedi
aslın hurufûn kim dedi bu harfe lâ
Yî
yüvesvisten halâs olmak dilersen âdemî
Oku ism-i
a’zamı sen kendine eyle du’â
Pî
penâhımdır benim Hak perde-darımdır benim
Pâdişâhım
hanım oldur kim veriptir dest ü pâ
Çîm
çâ unsur oluptur terkibi her mazharın
Bunda buldu
Hakkı küllî enbiyâ vü evliyâ
Jî-i
jâle çeşm ü ebrû zülf ü ruh bu hatt ü hâl
Mushaf-ı
Haktır mu’ayyen ger okursan tâlibâ
Gâf-ı
gönlüdür Nesîmînin mahabbetten serir
Şol şehe
kim gölgesidir zıll-ı Sîmurg u Hümâ |