M.İbn-i Arabî Hz. “NURLAR HAZİNESİ” ’nden Yansımalar

4. Bölüm

www.sufizmveinsan.com
 
 

Kitabın  adı   : NURLAR HAZİNESİ

Müellifi         : İBN ARABÎ

Mütercim      : Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ

Yayınevi       : İZ YAYINCILIK – 6. Baskı – İstanbul – 0212 520 72 10

Yansıtan       : Hamdi CENİK

Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor:

—Ey âdemoğlu, muhakkak ki Ben şanımdan olarak seni severim. Sen de üzerindeki hakkım sebebiyle Beni sev!. (124)

Gecenin son üçte birinde nüzul ettiği vakit Allah şöyle buyurur:

—Ben mülk sahibiyim, kim Bana seslenirse ona cevap veririm. Kim Benden isterse ona veririm, kim Benden mağfiret dilerse onu bağışlarım. (126)

Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor:

—Kulum bir iyilik yapmayı düşündüğü vakit, yapmasa bile onun için bir iyilik yazarım; onu yaptığı vakit ise on katını yazarım. Bir kötülük yapmayı düşündüğü vakit, onu yerine getirmediği sürece affederim; yaptığı vakit ise bir kötülük olarak yazarım. (126)

Aziz ve Celil olan Allah buyurur:

—Ey Âdemoğlu, seni kendim için, eşyayı da senin için yarattım. Kendim için yarattığım şeyi, senin için yarattığım şey uğruna helâk etme!  (126)

Aziz ve Celil olan Allah buyurur:

—Kulum büyük abdest bozup da abdest almadığı vakit, Bana cefâ etmiş olur.

Abdest alıp da namaz kılmadığı vakit, Bana cefa etmiş olur.

Namaz kılıp da Bana duâ etmediği vakit, Bana cefâ etmiş olur.

Bana duâ edip de, Ben ona icâbet etmediğim vakit, kendisine cefâ etmiş olurum;

oysa Ben cefâ edici bir Rab değilim. (130)

Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor:

—Ey Âdem oğlu, Sırat’ı geçinceye kadar Benim hilemden (mekr) emin olamazsın.

“Allah’ın hilesinden ancak hüsrân içindeki topluluk emîn olur.” [A’raf-7/99] (134)

Cennet ehline söylediği bir sözde Allah Taâlâ şöyle buyurur:

—Bana geliniz, etrafımda oturunuz, nihayet Bana bakınız ve Beni yakından görünüz. Böylece Ben de size armağanlarımı vereyim, ikramlarımla sizleri mükâfatlandırayım, sizi nurumla kuşatayım, cemâlimle örteyim ve size mülkümden bağışta bulunayım. (134)

Kıyamet gününde amellerin arzı sırasında Aziz ve Celil olan Allah, meleklerine şöyle buyuracak:

-Kulumun namazına bakınız, tam olarak mı yerine getirmiştir, yoksa eksiği var mıdır?..

Eğer tamamsa, tam olarak yazılır. Şayet her hangi bir noksanlık varsa Allah:

-Bakınız kulumun nafilesi var mı?.. buyuracak; (şâyet varsa), Allah:

-Kulumun farzını nâfilesinden ikmal ediniz!.. buyuracak.

Rasûlullah as. devamla şöyle buyurur:

—Sonra, böylece ameller kabul edilir. (136)

Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor:

—Âdemoğlu, sana üç darbe vurdum: Yoksulluk, hastalık ve ölüm.

Bununla birlikte sen hep sıçrayıp duruyorsun. (138)

Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor:

—Kim Benim bir velimi hakîr görürse Bana savaş açmış olur. (140)

Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

-Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allahu Teâlayı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini "Aradığınıza gelin!" diye çağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanatlarıyla kuşatarak dünya semasına kadar arayı doldururlar. Allah, -onları en iyi bilen olduğu halde- meleklere sorar:

-Kullarım ne diyorlar?

-Seni tesbih ediyorlar, sana tekbir okuyorlar, sana tahmid okuyorlar. Sana tazim (temcid) ediyorlar.. derler. Rabb Teâla sormaya devam eder:

-Onlar beni gördüler mi?..

-Hayır!.. derler.

-Ya görselerdi ne yaparlardı?..

-Eğer seni görselerdi ibâdette çok daha ileri giderler; çok daha fazla ta'zim, çok daha fazla tesbihde bulunurlardı.. derler. Allah tekrar sorar:

-Onlar ne istiyorlar?..

-Senden, derler, cennet istiyorlar.

-Cenneti gördüler mi?.. der.

-Hayır ey Rabbimiz!.. derler.

-Ya görselerdi ne yaparlardı? der.

-Eğer görselerdi, derler, cennet için daha çok hırs gösterirler, onu daha ısrarla isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi.Allah Teâla sormaya devam eder:

-Neden istiâze ediyorlar?..  [İstiaze= “Eûzü Besmele" okuyarak Allah'a sığınmak]

-Cehennemden istiâze ediyorlar.. derler.

-Onu gördüler mi? der.

-Hayır Rabbimiz, görmediler!.. derler.

-Ya görselerdi ne yaparlardı?.. der.

-Eğer cehennemi görselerdi ondan daha şiddetli kaçarlar, daha şiddetli korkarlardı.. derler.

Bunun üzerini Rabb Teâla şunu söyler:

-Sizi şâhid kılıyorum, onları affettim!..

Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözüne devamla şunu anlattı:

-Onlardan bir melek der ki:

"Bunların arasında falanca günahkar kul dahi var. Bu onlardan değil. O başka bir maksatla uğramıştı, oturuverdi."

Allah Teâla:

—Onu da affettim, onlar öyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde bedbaht olmazlar… buyurur." [1916] – (150,152)

Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyuruyor:

-Ey dünyâ, Bana hizmet edene hizmet et; sana hizmet edene ise zahmet ver!.. (162)

Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurur:

—Kendisine beden sağlığı ve geçim rahatlığı verdiğim ve beş yıl boyunca Bana yönelmeyen kul mutlaka mahrum olacaktır. (162)

Başka bir eserden “Yansımalar” da buluşmak üzere hoşça kalın, Allah “Muin”imiz olsun.

 

 

 
 
Yansıtan: Hamdi Cenik
İstanbul - 06.05.2008
hamdicenik@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com