Kitabın Adı: ONLARIN ÂLEMİ
Haletü Ehli’l-Hakikati Maallah
Müellifi : Ahmed Er-Rufâî
(M: 1119-1182)
Mütercim : Abdülkadir AKÇİÇEK
Yayınevi : Bahar Yayınları
Yansıtan : Hamdi CENİK
www.sufizmveinsan.com
Onbirinci
Bölüm:
20. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
—Farz
namazlar dışında, bir kimse, her gün oniki rekât nafile
namaz kılarsa; Allah-ü Teâlâ cennette onun için bir köşk
yapar. (240)
Bu
Hadis-i Şerif kulları nafile namaz kılmaya teşvik eder.
Çünkü nafile namazlar insanda, Allah’a yakınlık
duygusunu geliştirir. Aslına bakılırsa nafile
ibadetler, irfan sahiplerinin zahiresidir, azığıdır.
Girdikleri yolda onunla gıda alırlar. Hak yolda böylece
devam eder, vuslatı bulurlar.
Bu
başka bir âlemdir. Onun yolunda maddi varlıktan soyunan
kimselerin âlemidir. Onlar, nafile ibadeti bu vuslat
âlemine varmak için yaparlar. (240)
Beyazid-i Bistami’ye biri geldi ve şöyle dedi:
—Senin bildiğin İsm-i azam duası varmış, onu bize öğret.
Beyazid-i Bistami onu hoşça karşıladı ve şöyle dedi:
—Allah’ın isimlerinin hepsi azamdır. Ama asıl önemli
olan: Varlığı onun varlığında eritebilmektir.
Ondan başka ne biliyorsan, ona iltifat etmemektir. Bunu
yaptıktan sonra hangi ismi biliyorsan söyle… Artık hepsi
İsm-i Azam’dır. (245)
21. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
—Yapılan iyi
işler, insanı kötülükten korur.
Verilen gizli
sadaka, yaratanın öfkesini geçirir.
Akraba
ziyareti, ömre bereket verir, fakirlikten kurtarır.
(248)
Bu
Hadis-i Şerifte güzel ahlak beyan olunmaktadır. Yani:
İyi huylar.
Bu
iyi huylar, imanlı kulları yüce kılar. İrfan shipleri
Rabb’larına bu huylarla kavuşur.
İlâhi marifete ermenin temeli, iyi huydur.
Kötü
huylara gelince; insanın iç âlemini zulmetle boğar.
(248)
Seven sarhoş olur. Bir sarhoş için dışarıdan gelen
belânın ne önemi vardır ki? Ancak insan, imanı
dolayısıyla daldığı sarhoşluk âleminden ayıktığı zaman,
zahirde kendisine olanları anlar. Artık ne kadarsa!..
(249)
22. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
—Birbirinizi
çekememezlik gibi kötü huylara kapılmayınız.
Öfke ve
hıncınızı birbirinizden çıkarmaya kalkmayınız.
Birbirinizin
ayıbını araştırmayınız.
Allah-ü Teala
size nasıl emretti ise.. öylece kardeş olunuz.
(256)
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin emirleri ile, İblis
sıfatı sayılan hasetten kurtulma emrini veriyor.
Ondan temiz olmamız gerektiğini belirtiyor.
Sonra nefsanî bir sıfat olan öfkeden sakındırıyor.
Gazab ve buğz yalnız Allah için olursa iyidir. Aksi
halde çok kötü ve fenadır.
Daha
sonra, bize ayıp aramaktan beri durmayı ve ondan uzak
kalmayı emrediyor.
Bu
vasıfların insanı küçük düşüreceğine şüphe yoktur.
Bütün bunların sonunda, iman sahiplerinin birer kardeş
olarak yaşamaları gerektiğini belirtiyor. Ve bunun,
kesin olarak lüzumunu anlatıyor. (256,257)
Zinnun anlatıyor:
-
Bir kimse tevhid sahibi olur da, nefsini görmeye devam
ederse.. bu tevhidi onu ateşten kurtarmaz.
Bir kimse namaz kılar, Allah’tan başkasını görürse..
hakiki namaz kılanlar derecesinden düşer.
(260)
Bir
gün Rabia Hatun Mekke yolunda idi. Karşısına bir çıktı
ve şöyle dedi:
-Ey
Hanım!.. Bütün varlığımla sana bağlıyım. Seni seviyorum.
Rabia Hatun ona şöyle dedi:
—Doğru olabilir. Ben de aynı şekilde seni seviyorum.
Ancak, benim bir kız kardeşim var. O benden daha güzel.
Geriden geliyor.
Bunun üzerine o adam dönüp geriye baktı. O bakarken,
Rabia Hatun onun yüzüne bir tokat attı ve şöyle dedi:
—Benden uzak ol sahte kahraman. Sevgimizi iddia
ediyorsun ama dönüp başkasına bakıyorsun. Seni bu sevgi
işinden çok uzakta görüyorum. (262) |