Kitabın Adı: ONLARIN ÂLEMİ
Haletü Ehli’l-Hakikati Maallah
Müellifi : Ahmed Er-Rufâî
(M: 1119-1182)
Mütercim : Abdülkadir AKÇİÇEK
Yayınevi : Bahar Yayınları
Yansıtan : Hamdi CENİK
www.sufizmveinsan.com
Onsekizinci
Bölüm:
36. Hadis-i
Şerif:
Abdullah (r.a.) anlatıyor:
-
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz namazda:
-“Allah hamd edenlerin hamdını duydu..” dedikten
sonra:
-“Rabbimiz
sana hamd olsun..”
cümlesini
eklerdi.
(381)
Bu
Hadis-i Şerif hak yoluna davet edenlerin muvafakat
sırrını anlatır. (381)
Hz.
Ebubekir (r.a.) şöyle anlatır:
-Bir kimse Allah sevgisinin özüne ererse.. başkasından
kaçar, bu sebeple bütün şaşırtıcı şeyleri bırakır. (382)
Düşmanın cefası, inen bir kederdir. Ama dostun safası,
öldürücü zehirdir. (382)
Bazı büyükler şöyle anlatmışlardır:
—Sevginin aslı yokluktur. Ancak bu üç bölüme ayrılır:
Umuma, seçme insanlara, seçmelerin seçmesine.
Umuma has olan yokluk:
Kalbi günah ve isyan sevgisinden temiz tutmaktır.
Seçmeler için yokluk:
Dünya ve dünya ehlinin sevgisinden kalben ırağ olmaktır.
Seçmelerin seçmesi zatlar için yokluk:
Allah’tan başka her ne ki var, onların sevgisinden kalbi
temiz tutmaktır. (383)
—Bir gün Bayezid sevgiden söz açmıştı. Hayli derinlere
daldı. Bu arada bir kuş geldi, Bayezid’in yanına yanaştı
ve önüne geçip durdu. O, konuşmasına devam etti. Kuş
gagasını yere vurmaya başladı. Vurdu, vurdu… Gagasından
kanlar akmaya başladı. Ve.. o hal içinde öldü. (384)
Şu
da başka bir hikâye:
-İrfan sahibi zatlardan biri pazar yerinde geziyordu.
Birine rastladı, kölesini dövüyordu. Kölesi ise onun
vuruşlarından incinmiyormuş gibi gülüyordu.
O
irfan sahibi zat köleye baktı ve şöyle dedi:
-Efendin seni kamçı ile dövüyor, sen gülüyorsun?..
Köle şu cevabı verdi:
—Onun sevgisi yaptığı eziyetin acısını unutturuyor.
Bu
söz üzerine o irfan sahibi bayılıp düştü. (384)
—Kalbde
bulunan sevginin alâmeti var mıdır?
Sorusuna bir irfan sahibi şu cevabı verdi:
—Evet vardır. Bir diyarı sultan istila ederse.. oranın
yerlilerini perişan eder. Tıpkı bunun gibi: Bir kalbe
sevgi girerse, içinde bulunan nefse ait varlıkları yok
eder. Kendi ulvi vasıfları önünde maddi varlıklar
ezilir. Hakkın zatından başka ne varsa.. nûru ile
hepsini yakar. (385)
37. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
-“İman
sahibi olmadıkça cennete girmeniz mümkün değildir.
Birbirinizi sevmedikçe imanınız kemâle ermez.
Size bir
haber vereceğim; ayık olun, birbirinize açık selam
verin. Bunu yaparsanız aranızdaki sevgi bağları
kuvvetlenir.”
(387)
Açık açık selamlaşmak, aradaki sevgi bağlarını
kuvvetlendirir.
Hakikat ehli, sapıkların eliyle bazen imtihan edilir.
Lâkin onların gayretleri bozulmaz. Çünkü Hakka ve
hakikate dayanmışlardır. (388)
Altın ateşle seçilir; temiz insan ise.. belâ ve
felâketle olgunlaşır. (388)
Belâ haline intibak edenler, gelen çokça cefalara sabır
ve tahammül gösterenler, doğru zatların derecesine
varabilirler. Yapamayanlar ise.. iç yüzleri açığa
çıkınca utanırlar.
İşbu mana icabıdır ki: Bir hâkim hükmünü vereceği zaman,
bütün bilgi ve kanaatine rağmen, davalı şahsın ağzından
çıkan sözleri inceler ve davayı ona göre bir sonuca
bağlar. (388,389)
Perde arkasında kulluk edenle, perdenin açılış halinde
ibadet eden bir olmaz.
Nimete şükreden, Allah’ı perde arkasından anar.
Belâya sabreden ise.. perde aralanmış olduğu halde
ibadet eder.
Şükreden, nefsinin isteğini yerine getirdiği için
şükreder, Hakkı anar ve sever.
Sabırlı ise.. Rabbinin sevgisi ile olur.
Şükreden malı ile övünür.
Sabırlı ise.. şahı ile övünür.
Şükreden nimetler içinde olduğu halde, nefsini korur.
Sabırlı ise.. yaratanı için kalbini saklar.
(390)
38. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
-“Miraç’a
çıktığım zaman, RAHM’i
–daha çok
şefkat duygusu manasına- arşa asılı gördüm. Arş’la
rahm arasında ayrılık vardı. Rahm, bu ayrılıktan şikâyet
ediyordu. Sordum:
-Kaçıncı
babada birleşirsiniz?..
Söyledi:
-Kırkıncı
babada.. “
(395)
Bu
Hadis-i Şerif merhamete bağlı olmayı gerektiriyor. Kul,
rahmet ve merhametten uzak düştüğü zaman, ona koşması
gerekir. Bu hale erdiği an, Hak yolda başarı
kazanmışlardan sayılır.
Ben, birçok irfan sahibi zatların ağzından şu duayı
dudum:
—İlâhi, senden arzum, merhamet haline kavuşmak ve
seninle olan kalbe sahip olmak. (395) |