Kitabın Adı: ONLARIN ÂLEMİ
Haletü Ehli’l-Hakikati Maallah
Müellifi : Ahmed Er-Rufâî
(M: 1119-1182)
Mütercim : Abdülkadir AKÇİÇEK
Yayınevi : Bahar Yayınları
Yansıtan : Hamdi CENİK
www.sufizmveinsan.com
Ondokuzuncu
Bölüm:
39. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
-“Çocuğun,
ana ve babasına şefkatle bakması ibadettir.”
(401)
Çünkü Allah için olan bakışlar ibadettir.
Oğlum, sevgi ehlinin iç âlemleri, aşk ehlinin
gayretleri, irfan sahiplerine göre: Dünyada varılması
gereken en büyük ve en güzel şeydir.
Marifet ehline dünyadan ayrılık sözü edilse çok
hoşlanırlar. Cenneti sevenler de; cennet nimeti
söylenince, haz duyarlar. Acaba mahabbet ehli için
sevdiklerini anmak kadar iyi bir şey olur mu?
Eğer Allah sevgisiyle içi yananlar için muayyen bir
zaman olmasaydı, Allah’ı andıkları an ölürlerdi.
(401,402)
Bir
gün Veys’el-Karânî’ye rastladılar:
-Günlerin nasıl geçiyor?.. Nasıl Sabahlıyorsun?.. diye
sordular, şöyle anlattı:
-Akşamı yapınca, sabahı beklemeyen; sabah olunca da
akşamı beklemeyen ve bütün iştiyakı Hak olan kimse
gibi.. (403)
40. Hadis-i
Şerif:
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
-Tesbih
erkeklere, el çırpmak da kadınlara..
(408)
Bu
Hadis-i Şerif işlerde ciddi çalışmaya işaret ediyor.
Büyük insanlar, bütün hallerini işaretlerle anlatırlar.
İşte bu sebepledir ki:
-Ârife işaret yeter.. derler. (408)
Yukarıda:
-“El çırpmak..”
Şeklinde geçen cümlenin aslı TASFİK tir. İşbu
TASFİK ise; her hareketi, Allah yolunda harcamak
manasına gelir.
İrfan sahipleri bütün hareketlerini Allah yolunda
harcarlar. Ve o uğurda son nefeslerini tüketirler.
Aslında:
-Diri..
Onlara derler. Zira onlar cümle maddi arzulardan yana
ölmüşlerdir. Manevi bir varlıkla dirilmişlerdir. (409)
Oğlum: Allah’ın, kalbi; iman ve aşkla dolu kulları
vardır. Onlar her an ölümü beklerler. Bu bekleyiş bir
sevgilinin sevdiğine kavuşmayı bekleyişi gibidir. Onlara
bu dünyada fazla kalmak ağır gelir.
Bu
dünya onlara bir zindandır. Buradan göç edinceye kadar
rahat bulamazlar. Bu âlemden göçmek arzuları, susuz
kimsenin suya duyduğu arzudan daha yücedir.
Onlara ölüm geldiği zaman, Azrâil (a.s.) yetmişbin
melekle gelir. Selam ve saygılar getirir. Allah-ü Teâlâ
onların ölüm anını haber verirken:
-“Onlara,
ölüm için pak melekler gelir.”
[16/32]
İşbu sebeple iman sahibine ölüm meleği, güzel koku ile
gelir. En güzel şekle bürünür. İman sahibi onu görünce:
-Merhaba, neye geldin?.. diye sorar. Bunun üzerine
melek:
—Ruhunu almaya geldim. Hangi şekilde dilersen, o şekilde
alırım..
diyince, iman sahibi şöyle der:
-Ben secdeye varınca,o zaman alırsın!..
Melek de öyle yapar. Bundan sonra iman sahibinin
dünyadaki muhafaza melekleri gelir. Birbirleriyle
söyleşmeye başlarlar:
—Bizim salih bir arkadaşımız vardı. Ondan ayrılma
zamanımız yaklaştı. O çok iyi bir arkadaştı..
derler. Bundan sonra iman sahibine döner, şöyle
söylerler:
-Sen olacağın kadar oldun. Ey iman sahibi, yolculuğun
mübarek olsun.
Evet, melekler onu bu güzel sözlerle uğurlar, sonra şu
Âyeti- Kerimeyi okurlar:
-“Ey huzur
içinde olan nefs: Rabbin senden, sen de ondan razı
olarak dön.”
[89/28]
(409,410)
Hz.
Ali (r.a.) bir cenazeye gitti. Toplanan cemaate şöyle
sordu:
—Bu
mu rahata kavuştu, yoksa herkes ondan rahat mı etti.
(410)
Başka bir eserden “Yansımalar” da buluşmak
dileğiyle, hoşça kalın, Allah
“Muin” imiz olsun. |