Müellifi:
MUHYİDDÎN
İBN ARABİ
Eserin adı:
Rûhu’l Kuds
İbn Arabi’nin Feyz Aldığı
Sûfiler
Mütercim:Vahdettin İNCE
Nâşir : KİTSAN Yayınevi (0212 513 67 69)
Yansıtan : Hamdi CENİK
www.sufizmveinsan.com
Rasûlullah’ın
(s.a.v) Usame bin Zeyd’e dönerek şöyle dediğini duydum:
-“Ey Usame!..
Cennet yolundan ayrılma. Bu yol hakkında kuşkuya düşüp
ondan geri kalma.”
Bunun üzerine
Usame şöyle dedi:
-Ya Rasulullah!
Bu yolu en hızlı bir şekilde kat etmeyi sağlayan şey
nedir?..
Buyurdu ki:
-Kavurucu
sıcaklarda susuz kalmak, nefsi dünya lezzetlerinden
alıkoymak.
Ey Usame!.. Bu
durumda oruç tut, çünkü oruç insanı Allah’a yaklaştırır.
Allah’a; Allah için yemeyi içmeyi kesen oruçlunun ağız
kokusundan daha sevimli gelen bir şey yoktur. Eğer ölüm
sana geldiğinde; karnının aç, ciğerinin susuz olmasını
yapabiliyorsan, bunu yap. O zaman ahirette ki en şerefli
menzillere kavuşur, Nebilerle (a.s) beraber olursun.
Ruhun onların yanına vardığı için sevinirsin ve
Cebbar olan Allah sana salat eder, esenlik bahşeder.
Ey Usame!.. Aç
midelerin sahiplerinin kıyamet günü Allah katında
seninle davalaşmalarından sakın.
Ey Usame!..
Etleri eriten, derileri rüzgarda ve sam yellerinde
kavurtan, ciğerlerini susuzluktan kurutan, bu yüzden
gözleri kayan kulların bedduasından sakın. Çünkü yüce
Allah’ın nazarı, onların üstündedir. Ve meleklerde
onların heybetlerinin etkisi altındadır. Depremler ve
fitneler onlarla yönlendirilir…
Sonra Rasûlullah
(s.a.v) ağlamaya başladı. İnlemeleri gittikçe arttı.
İnsanlar O’nun la konuşmaktan korktular. Göklerden
başlarına bir felaket geldiğini sandılar. Sonra
Rasûlullah (s.a.v)konuştu ve şöyle dedi:
-“Yazıklar olsun
şu ümmete. İçlerinde Allah’a itaat eden biri ile
karşılaştıkları zaman, sırf Allah’a itaat ediyor diye bu
adamı nasıl öldürebilirler!..”
Bunun üzerine
Ömer b. Hattab şöyle dedi:
-Ya Rasûlullah,
insanlar o zaman İslâm üzere mi olurlar?..
-“Evet.”
dedi.
-O zaman
kendilerine Allah’a itaat etmeyi emrettiği için; Allah’a
itaat eden birini nasıl öldürürler?..
Buyurdu ki:
-Ey Ömer!..
İnsanlar yolu terk eder, görkemli bineklere biner, en
yumuşak elbiseler giyer, Fars oğlanları onlara hizmet
ederler. Erkekleri, bir kadının kocası için süslenmesi
gibi süslenir, kadınların açılıp saçılması gibi açılıp
saçılırlar. Kıyafetleri kralların kıyafeti, dinleri ise
Kisra ve Hürmüz’ün dinidir. Temel özellikleri
geğirmektir onların. Üzerlerinde aba bulunan, belleri
bükülmüş, susuzluktan nefislerini boğazlayan Allah
dostları onlarla konuştukları zaman, hemen yalanlanırlar
ve kendilerine şu karşılık verilir:
“-Sen Şeytanın
arkadaşı ve sapıklığın başısın. Allah’ın bahşettiği
süsleri ve temiz rızıkları haram kılıyorsun!…”
-Bunlar bir
bilgileri olmaksızın Allah’ın Kitabını okurlar ve
Allah’ın Velilerini aşağılarlar.
-Bil ki: Ey
Usame!.. Kıyamet günü Allah’a en yakın olan insan,
dünyada iken hüznü, susuzluğu ve açlığı en uzun olan
kimsedir. Bunlar gizli iyilerdir. Görüldükleri zaman
kimse onlara yaklaşmaz, gözden kayboldukları zaman da
kimse onları aramaz. Ama toprak parçaları onları bilir.
Gök ehli arasında tanınırlar. Yeryüzü ehlinden
gizlenirler, melekler onları ağırlarlar. İnsanlar
şehvetlerle nimetlenirken, onlar açlık ve susuzlukla
nimetlenirler. İnsanlar yumuşak elbiseler giyerlerken,
onlar kaba giysiler giyerler. İnsanlar rahat döşeklerde
yatarlarken, onlar alınları ve dizleri üzere uyurlar.
İnsanlar gülerken onlar ağlarlar.
Ey Usame!..
Allah onlara dünya ve ahiret zorluğunu birlikte
tattırmaz. Onlar için cennet vardır. Keşke onları
görseydim.
Ey Usame!.. Onlar için
ahirette büyük bir şeref vardır. Keşke onları görseydim.
Yeryüzü onlardan huzur duyar. Komşuları onlardan
razıdır. İnsanlar peygamberlerin fillerini ve
ahlaklarını terk edip zayi ederken onlar muhafaza
ederler. Arzu eden, onlar gibi Allah’ı arzu eden
kimselerdir. Onlara muhalefet eden ise hüsrana uğrar.
Onları göremeyince yeryüzü ağlar.
Allah, onlar gibisini barındırmayan bir bölgeye gazap
eder.
Ey Usame!.. Bir
beldede onları gördüğünde bil ki, o belde halkı onların
varlığı sayesinde güvendedir. İçlerinde onlar gibileri
bulundukça Allah bir kavme azap etmez.
Onları kendine örnek edin, belki onlar sayesinde
kurtulursun. Onların hayat tarzını terk etmekten sakın.
Aksi takdirde ayağın kayar, cehennem ateşine
yuvarlanırsın. Onlar ahiret faziletini istediler,
güçleri yettiğince dünyada ki yiyecek ve içeceği terk
ettiler. Köpeklerin leşe saldırması gibi dünya
nimetlerinin üzerine üşüşmezler. İnsanların derdi dünya
iken, onlar nefislerini Allah’a ibadet etmekle meşgul
ederler. Eskimiş elbiseler giyer, kırıntılarla
karınlarını doyururlar. Onları saç baş dağınık, toz
duman içinde görürsün. İnsanlar onların hasta olduğunu
sanırlar; ama hasta değildirler. Aksine insanların
yüreklerine hüzün katmışlardır. Akılları başlarından
gitmiş sanırsın, oysa akılları başlarındadır. Ama
kalpleriyle bir şeye nazar ettikleri için akılları
dünyadan uzaklaşmıştır. Onlar dünya ehli yanında
akıllarıyla yürümezler.
Ey Usame!..
İnsanların akılları başlarından gideceği gün onların
akılları başlarında olur. Ahirette en üstün şeref
onların olacaktır.
(226…229)
Başka bir
eserden “Yansımalar” da buluşmak üzere…
Allah “Muin”
imiz olsun. |