Müellifi:
Muhiddîn-i Arabî
Kitabın adı:
Şeceretü’l Kevn (Üstün İnsan)
Tercüme:
Abdülkadir Akçiçek
Naşir:
Alperen Yayınları-ANKARA (Birinci Basım)
Şeyhu’l Ekber
Muhiddîn İbn Arabî hazretlerinin (H.560
638/M.1164-1240) bir birinden değerli eserlerinden biri
olan “Şeceretü’l Kevn’ den yansımalarla
huzurlarınızda olmaktan mutluyuz.
Yalan: (İblis
şöyle devam etti...)
-Yalan bendendir
ve ilk yalan söyleyen de benim.
Her kim yalan
söylerse, o benim dostumdur.
Her kim yalan
yere yemin ederse, o da benim sevgilimdir.
Bilmez misiniz
ben Âdem’e ve Havva’ya yalan yere Allah adına and içtim.
-“Muhakkak, ben
size nasihat ediyorum.”
(7/16)
Dedim… Bunu
yaparım, çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.
Gıybet-Koğuculuk:
-Gıybet ve
koğuculuğa gelince, onlar da benim meyvelerim ve
şenliğimdir.
Nikâh üzerine
yemin etmek:
-Her kim talak
üzerine yemin ederse, günahkar olacağından endişe
edilir. İsterse bir defa olsun, isterse doğru bir şeyin
üzerine olsun.
Her kim talakı
ağzına alırsa, taa hakikat belli oluncaya kadar karısı
ona haram olur. Onlar bu halleri ile kıyamete kadar
meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur.
Ağza alınan o
talâk kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.
İblis’e
aşağıdaki şekilde kısa kısa bazı sorular soruldu. O da
bunlara cevap verdi:
-Yâ lain, senin
oturma arkadaşın kim:
-Faiz yiyen.
-Dostun kim?
-Zina eden.
-Yatak arkadaşın
kim?
-Sarhoş.
-Misafirin kim?
-Hırsız.
-Elçin kim?
-Sihirbazlar.
-Gözünün nuru
nedir?
-Karı boşamak.
-Sevgilin kim?
-Cuma namazını
bırakanlar.
Bu defa başka
bir mevzua geçildi ve şöyle dendi:
-Yâ lain, senin
kalbini kim kırar?
-Allah yolunda
cihada koşan atların kişnemesi.
-Peki.. senin
cismini ne eritir?
-Tevbe edenlerin
tevbesi.
-Peki.. ciğerini
ne parçalar, ne çürütür?
-Gece ve gündüz
Allah’a yapılan bol bol istiğfarlar.
-Peki.. yüzünü
ne buruşturur?
-Gizli sadaka.
-Peki..
gözlerini kör eden nedir?
-Çokça cemaatle
kılınan namaz.
Bir başka mevzu
da şöyle soruldu, İblis şöyle cevap verdi:
-Rabbinden neler
talep ettin?
-On şey talep
ettim.
-Nedir onlar yâ
lain?
-Şunlardır:
1-Allah’tan
diledim ki, beni Ademoğullarının malına ve evladına
ortak ede. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi, ki bu:
“Onlara ortak
ol.. Mallarına ve çocuklarına. Onlara vaad et. Halbuki
Şeytan onlara en çok gurur vaad eder.
(17/64)
Âyeti celilesi
ile sabittir.
Her besmelesiz
kesilen hayvanın etinden yerim, faiz ve haram karışan
yemekten de yerim.
Şeytandan
Allah’a sığınılmayan malın da ortağıyım.
Cinsi münasebet
anında, şeytandan Allah’a sığınmayan kimse ile birlikte
hanımı ile birleşirim… Ve o birleşmeden hasıl olan çocuk
bize itaat eder. Sözümüzü dinler.
Her kim hayvana
binerken helal yola gitmeyi değil de aksini isteyerek
binerse ben de onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve
binek arkadaşı olurum.
Bu da Âyet-i
Kerime ile sabittir. Allah-ü Teâlâ bana şu emri verdi:
Onlar üzerinde
süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart.
(17/64)
2-Allah-ü
Teâlâ’dan diledim ki, bana bir ev vere… Bu dileğim
üzerine hamamları bana ev olarak verdi.
3-Diledim ki,
bana bir mescit vere. Pazar yerlerini bana birer mescit
yaptı.
4-Benim için bir
okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma
kitabı yaptı.
5-İstedim ki
benim için bir ezan vere. Mezmurları verdi.
Mezmur yada mizmar:
1-Kaval ile söylenen ilâhi, 2-Türk musikisinde eski
bir çalgı, 3-Zebur sûrelerinin her biri, 4-Boğaz da
ki nefes yolu, hançere, gibi anlamlar taşımaktadır.
(Burada Mezmur
kelimesi çalgı anlamında yahut sesi meydana getiren
organların sefahat ve bireysel zevkler için kullanılması
kasdedilmiştir. Asla Hz. Davud as. vahyedilen Zebur’un
âyetleri olarak algılamamak gerekir. Hamdi Cenik)
6-Diledim ki,
bana bir yatak arkadaşı vere, sarhoşları verdi.
7-Diledim ki
bana yardımcılar vere, bunun için de kaderiye
mensuplarını verdi.
8-İstedim ki
bana kardeşler vere, mallarını boş yere israf edenleri
verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanları.
Bunlar da şu
âyeti kerime ile sabittir:
“O kimseler ki
mallarını boş yere harcarlar. Onlar şeytanın kardeşleri
olmuştur.”
(17/27)
9-Allah’tan
diledim ki Âdemoğullarını ben göreyim, ama onlar beni
görmeyeler. Bu dileğimi de yerine getirdi.
10-Diledim ki
Âdemoğullarının kan mecralarını bana yol yapa, bu da
oldu.
Böylece ben
onlar arasında akıp giderim, gezerim, hem nasıl
istersem!.
Bütün bu
isteklerimi verdi.
“Hepsi sana
verildi.” buyuruldu.
Ve ben bu
hallerimle iftihar ederim.
Sonra… Şunu da
ekleyeyim ki; benimle beraber olanlar, olmayanlardan
çoktur.
İşte böylece
kıyamete kadar, Âdemoğullarının ekserisi benimle beraber
olurlar. |