İbn-i Arabî Hz. VASİYETLER–1’den Yansımalar:

1. Bölüm

www.sufizmveinsan.com
 
 

Kitabın Adı:   KİTAB’UL VASÂYÂ

                     FUTÛHAT DERYASINDAN

                    VASİYETLER-I

Müellifi    : Şeyh-ül Ekber Muhyiddîn İbn’ül ARABÎ (1165-1240)

Mütercim : Abdullah Tâhâ FERAİZOĞLU

Nâşir       : Remzi GÖKNAR

Yayınevi  : KİTSAN Yayınları – İstanbul – 0212 513 67 69

Yansıtan  : Hamdi CENİK

www.sufizmveinsan.com

Rasûlullah (s.a.v.) buyuruyorlar ki:

-Ey Ümmeti Ashabım!...

Siz ilmin çok, soranın az bulunduğu bir devirdesiniz… Şimdi, sizin amel etmeniz ilim yapmanızdan efdâldir.

Ancak öyle bir zaman gelecek ki, o zaman ilim yapanlar az, soru soranlar ve câhil hatipler çok olacak… İşte o vakit; SİZİN İLİM YAPMANIZ AMEL ETMENİZDEN EFDÂLDİR. (7)

Kur’ân gereği hayatını düzenleyenler Allah’ın koruması altında olurlar. (12)

Hazreti Ahmed Aleyhisselâm’ın sünnetleri dinin bizzat kendisidir. (22)

Alçalmada yücelik olmasaydı, yüzlerimiz, görüneni gözler ile aramakla alçalmazdı…

İşte bundan dolayı Allah bize, secde etmemizi emr etti..

O halde, biz de Hakk’ı hem ulvî hem de süflî olan her şeyde müşahede ederiz. (23)

Hak, bir takım icatlara bizleri alet ettiği için bizler dişileriz.. (24)

Siz beni zikrederseniz ben de sizi zikrederim. [2/152] buyuruyor.

Bu da; Allah, kendi zikrini, kulun zikrine cevap kıldığına delâlet eder. (41)

Allah (c.c.) Hadis-i Kudsî’de şöyle buyuruyor:

—Kulum beni zikrettiğinde Ben kulumla beraberim…

Şayet kulum beni nefsinde zikrederse Ben de onu nefsimde zikrederim…

Şayet BENİ cemaatle zikrederse Ben de onu daha hayırlı bir cemaatte zikrederim…

Dolayısıyla biz de şöyle vasiyet ederiz:

—Zikirlerin en yücesi; Allah’ı her halde (yatarken, gezerken, otururken, bir başka işle uğraşırken gibi…) dâim zikrederim. (43)

Taatın karıştığı günâha istiğfar ve tevbeyi izafet edersen o günah, taat üzere taat ve yakınlık içinde yakınlık olur.

Allah’ın takdir ve kazasıyla olan iman, Allah’ın katında ibâdetlerin en yücesi ve kurbatın en yakınıdır. (45)

Allah’ın kula olan yakınlığı için mizana ihtiyacı yoktur. (47)

Senin ilk hilafetin kendi zâtına olan hilâfetindir..

Sen, beden memleketinde “O” nun halîfesisin..

O’nun sana olan yakınlığı, senin O’na olan yakınlığındır. (48)

Salih ameller yapamasan da, nefs’ini Salih ameller işlemeye daima zorla!.. (51)

Hadis-i Kudsi’de Allah Azze ve Celle şöyle diyor:
-Kulum bir iyilik yapmaya niyet ederse işlemediği müddetçe bunu kendisi için bir iyilik olarak yazarım.

..Bu zaman, sayıda nereye ulaşırsa ulaşsın hâl değişmez.

Öyle ise, niyet edilen güzel ameller, yapılmasa da o niyetin arkadaşlık ettiği zamanın her bir bölümüne karşılık sevap yazılır.

Hadis-i Kudsi’nin devamında Allahu Teâlâ:

—Kulum o güzel ameli yaptığı zaman ise, ona on kat sevap yazarım… buyuruyor.

İşte yağmur suyuyla yetişen mahsûlün zekâtının onda bir olmasının hikmeti de bundan dolayıdır. Hakk verdiğinin onda birini, bizlerden zekât olarak “O”nun için vermemizi istiyor.(52,53)

Hadis-i Kudsi’nin devamında Allahu Teâlâ:

-Kulum bir kötülük yapmaya niyet eder de, yapmadığı müddetçe onun bu niyetini bağışlarım..

Yani, kul, günaha niyet ettikten sonra, onun üzerinden geçen vaktin her bölümüne karşılık, o günahı yapmadığından dolayı Allah’u Teâlâ’nın onun bağışlayacağı anlaşılmaktadır.

Zira Hadisin devamında Allah’u Teâlâ:

—Kulum “O niyet ettiği kötülüğü yaparsa, o kötülüğe karşı bir günah yazarım…” buyuruyor. (54)

O” dilediğini yaratmak için dilediğini memur olarak vazifelendirir. (64)

Eğer, Kelime-i Tevhid’i her söyleyenin mizanına koysalar o kelime-i Münciyeyi söyleyenlerin hiçbiri ateşe girmez…

O halde..

Allah, mahşer ehlinin siccil sahiplerinin hakkında, Kelime-i Tevhid’in faziletini bilmelerini irade etmiştir. (66)

“O” sana, O’nun düşmanlarını dost edinmeni ve onlara sevgi beslemeni yasaklamıştır. (77)

 

 

 
 
Yansıtan: Hamdi Cenik
İstanbul - 22.08.2008
hamdicenik@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com