İbn-i Arabî Hz. VASİYETLER–1’den Yansımalar:

6. Bölüm

www.sufizmveinsan.com
 
 

Kitabın Adı:   KİTAB’UL VASÂYÂ

                    FUTÛHAT DERYASINDAN

                    VASİYETLER-I

Müellifi    : Şeyh-ül Ekber Muhyiddîn İbn’ül ARABÎ (1165-1240)

Mütercim : Abdullah Tâhâ FERAİZOĞLU

Nâşir       : Remzi GÖKNAR

Yayınevi  : KİTSAN Yayınları – İstanbul – 0212 513 67 69

Yansıtan  : Hamdi CENİK

www.sufizmveinsan.com

Ey Aziz!..

Nasıl ki müşrik ve kâfirlerin hakim oldukları yerlerden hicret etmen gerekiyor..

Aynen, Allah’ın kitap veya Resûl lisanıyla kötülediği kötü ahlaklardan da hicret et!. Zira, nefsî hicret; hicretin ziyadesidir. (185)

..İlmi tahsil edip, o ilmi kendi nefsinde tatbik etmeyenler; ışık yaymasıyla her ne kadar başkalarına faydalı olsa da (mum misali) kendini eritmekle bitirir..

Oysa ki, sen bildiklerinle amel etsen, ALLAH sana bir nur verir ki onunla bilmediklerini öğrenirsin ve ALLAH, sana Furkan mertebesini ihsan eder.

Öyle ise; İlmiyle amil ve başkalarını irşat edici olanlardan olmaya gayret et!. (189)

Mü’minlerin dünyada musîbetleri ve belâları çoktur..

ALLAH, mü’mini;  işlediği günahlardan temizlenmesi için, musibet ve belâlara müptela kılar..

Onun içindir ki mü’min, çeşitli hastalık ve meşakkatler içinde olur.. Böylece de kâmilleşir. (196)

Kur’ân’ı tefekkürle okumaya devam et.!..

Okuma esnasında da, Allah, sevdiği kimseleri hangi vasıflarla övmüşse o vasıflara dikkat et ve o sıfatlarla vasıflanmaya çalış!..

Allah, sevmediği kimseleri de hangi vasıflarla kötülüyorsa o vasıflara dikkat et ve o sıfatları terk et!.. (197)

Kıyamet gününde, Kur’ân  kıraat edenlere; “Kur’ân’ı OKU ve yüce derecelere yüksel!..” denilecek.

Anla!..

Teklif yeri olan Dünyadır.. Ki yükseliş; Kur’ân’ı okuduğunda kendi okumasından Hakk’ın okumasına yükseltmesiyle gerçekleşir. (201)

Kıyamet gününde, kulun hangi âyette Kur’ân’ı tilavet etmesi tamam olursa, ona münasip mertebeye kul yükselir.

Zira, HAK, dünyada huzuru kalp ile Kur’ân tilavet eden kulun vasıtasıyla o âyetleri okumuştur… (202)

Allah Resûlü (s.a.v.) bir gün ashabına şöyle buyurdu:

-İnsanlardan Allah’a yakın olanlar vardır..

Sahabeler:
-Yâ Resûlullah, onlar kimlerdir?..

-Onlar Kur’ân ehli, Allah ehli ve Allah’ın has kullarıdır.. (204)

Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu:

-Size düşmanlarınızla karşılaşıp boyunlarını vurmanızdan veya onların boyunlarınızı vurmalarından daha iyi bir şey haber vereyim mi?..

Ashab:

-Evet yâ Rasûlallah, dediler.

Efendimiz de:

-Allah’ı zikretmenizdir… buyurdular. (207)

Bir başka Hadis-i Şeriflerinde Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu:

-ZİKRULLAH İLE MEŞGUL OLAN DİRİDİR..

Bu rivayete binaen zâkirin ölümünden sonraki hayatı, şehidin hayatından daha üstündür.

Tabii ki bu şehid zâkir değilse. (208)

Bir şeyin hayır mı.. şer mi olduğunu ayırabilmen öncelikle şeriatı yani Allah’ın sınırlarını, buyruklarını, yasaklarını bilmenle mümkünleşir. (211)

İnfak, farz ve nafile olarak iki kısma ayrılır. Farz olanına zekât, nafile olanına da sadaka denir. Nafilenin farz olanı da bulunaktadır...

Ey Aziz!.. Bil ki!..

İnfakın farz olanını (zekâtı) edâ etmekle, cimrilikten halas olursun.

Nafileyi (sadakayı) edâ etmekle de, âlî derecelere vasıl olarak kerem mertebesine haiz olursun. (213)

Zekât farzdır. Muhtaç olanların zaruretinin giderilmesi için zekât dışında, sadaka vermek de farzdır. (214)

İnsan, hırsına düşkün, sabrı kıt, bir kötülük geldiğinde feryâdı basan ve ona bir iyilik dokununca cimrilikle vasıflanmış olarak yaratılmıştır. .. Allah, insanın yaratılışında aslolan vasıflarını Kur’ân’da:

-Mal biriktirip de kap içinde saklayan… [70/18]

-Hakikat insan, hırsına düşkün ve sabırsız yaratılmıştır… [70/19]

-Kendisine şer dokundu mu feryadı basandır… [70/20]

-Ona hayır dokununca da çok cimridir.. [70/21]

Buyurarak beyan etmiştir.

Bu yaratılışta olan bir varlık tabî ki sadakayı vermekte zorlanır.

İşte bunun içindir ki Allah Resûlü Aleyhisselâm’a ;

-Hangi sadaka da hayırlıdır?.. diye sorulduğunda;

-Sıhhatli olduğun halde hayatı düşünerek veya fakirliği düşünerek nefsin seni cimrilik yapmaya zorladığı zaman, verdiğin sadaka hayırlı sadakadır… buyurmuşlardır. (215,216)

Cömertlik yapmaya da ancak her şeyin hakikatine ulaşmaya vesile olan İLİM sevk edebilir..

Cimrilikten kurtulmaya vesile olacak ilimi şöyle tasavvur etmek mümkündür:

Sen, rızkını senden başkasının yiyemeyeceğini, onu kendisine azık edinemeyeceğini ve onunla hayatdar olamayacağını bildiğin zaman –velev ki; yer ve gök ehli hepsi toplanıp senle rızkının arasına engel olmaya kalkışsalar ki, buna güçleri yetmez- senin, gönlüne muhtaç olan kimseye sadaka vermek varid olur olmaz… ona infakta bulun ki cömertlerden ve güzel övgülere mahzar olanlardan olasın..

Senin mâlik olduğun malda başkasının onunla hayatdar olacağı ve gıdasını temin edeceği rızkı olduğunu bildiğin zaman, -velev ki yer ve gök ehli senin mülkünde olan rızalarıyla onlar arasında engel olmaya kalkışsalar ki buna takatleri yetmez- onlara mülkünde olan haklarını şöyle tasavvur ederek ver!..

Yani..

-Ben bir emânetçiyim, benim hakikaten hiçbir şeyim yok.

Allah, onların rızkını bana emâneten verdiği şeylere bağlamakla beni imtihan ediyor… de…!!! (218,219)

 

 

 
 
Yansıtan: Hamdi Cenik
İstanbul - 02.10.2008
hamdicenik@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com