Kitabın Adı: KİTAB’UL VASÂYÂ
FUTÛHAT DERYASINDAN
VASİYETLER-I
Müellifi : Şeyh-ül Ekber Muhyiddîn İbn’ül ARABÎ
(1165-1240)
Mütercim : Abdullah Tâhâ FERAİZOĞLU
Nâşir : Remzi GÖKNAR
Yayınevi : KİTSAN Yayınları – İstanbul – 0212 513 67 69
Yansıtan : Hamdi CENİK
www.sufizmveinsan.com
Âlimlere bir şey sual edilirse cevap vermeleri farzdır.
Eğer, sual edilen şeyi, bildiği halde cevap vermeyerek
gizlemeye çalışırsa, kıyamet gününde ateşten gemlerle
gemleneceklerdir.
Allah, kitapta bildirdiği gerçekleri gizleyenlerin ve o
gerçekleri çok kıymetsiz şeylere karşılık satanların,
hiçbir pay ve nasipleri olmayacağını, bize haber
vermektedir. (279)
Allah’ın âyetlerini inkar ile kâfir olanlar, haksız yere
Enbiya’yı öldürenler ve insanlar içinden adaleti
emredenlerin canına kıyanlar
(yok mu) onları pek
acıklı bir azap ile muştula!.. [3/20] (284,285)
Allah Rasûlü, Allah’ın Zât’ına tefekkür etmemizi
yasakladı.
Zira, ALLAH’IN BENZERİ YOKTUR. (285)
Birçok Medineli kadın ve çocuk düğünden geliyorlardı…
Allah Rasûlü Efendimiz onları görünce ayağa kalkarak, üç
kere:
-Allah’ın hakkı için, insanlar içinde en çok sevdiğim
sizlersiniz,
buyurdular.
…
Allah Resûlü (s.a.v.) Ensar hakkında şöyle
buyurmaktadır:
-(Bana yardım eden) Medinelileri ancak mü’min olan
sever. Onlara ancak münafık olanlar düşmanlık eder. Kim
yardımcılarımı severse Allah’da onları sever. Kim onlara
kin tutarsa Allah’da ona kin tutar.
…
-Ensar’ı sevmek, îman alâmetidir. Onlara kin tutmak,
nifak alâmetidir.
(291,292)
Münafıklık alâmeti,
konuştuğunda yalan söylemek, söz verdiğinde sözünde
durmamak, bir şey emânet edilirse ona hıyânet etmek ve
birisine husûmet ettiğinde, ona iftira atmak sûretiyle
muamele etmektir..
Senin, dürüstlüğüne inanan kardeşine yalan söylemen, en
büyük hıyanettir.
Bil
ki!..
İnsan yalan söylediğinde
ondan öyle pis bir koku gelir,
Melekler o kokudan ötürü o şahıstan otuz mil
uzaklaşırlar…
Şeytan, insana günah
işlemesi için vesvese verir ve insan o günahı
işlediğinde de.. şeytan-lain, kendisine ait olan azabın
daha da artmasından korkarak, günahkâr olan kimseden
derhal uzaklaşır.
Öyle
ise; o yalandan dolayı çıkan yaramaz kokuları zevk (his)
etmeye gayret etmelisin.
Ancak.. bilesin ki!..
Dimağında o yaramaz
kokuları zevk (his) etmene engel olan perdeler vardır.
(298)
-(Şeytan) Ben sizden kat’iyyen uzağım. Gerçek ben
sizin, göremeyeceğinizi görüyorum. Ben Allah’tan
korkarım elbet!. Allah, ukubetinde çok şiddetlidir.
[Ukubet= (Ukubât) İşkence, azab, eziyet, ceza] - [8/48]
(299)
Şeytan, her iğvâdan sonra tevbe eder etmez bir başka
iğvâya başlar. [İğva=Ayartmak, azdırmak, baştan
çıkarmak] - (299)
Bir
adam, yapmış olduğu kötülükten tevbe etmezse hem kendi
günahını, hem de o kötülükle amel edenlerin günahının
cezasını çekecektir.
“Va’d” inden sakın
dönme!..
Amma, “vaid” veya “ia’d”
dan dön.
Çünkü Araplar, hayırlı bir iş yapmaya söz verdiklerinde
o söze “Va’d” derler..
Kötülük işlemeye söz verdiklerinde de o söze
“vai’d” veya “ia’d” derler.
Kötü
bir şey yapmaya söz verdikten sonra, onu yapmaktan vaz
geçersen ona; “Sözünden dönmekle yalancı..”
denilmez. Belki “Güzel ahlaktan olan kerem, avf ve
müsamaha etmek..” denir. (300)
Hiç
şüphesiz kibir, kendini beğenmek ve süslü püslü giyinip
çalım satarak yürümek, mü’minin kurtuluş yolundaki
eziyet verici engellerindendir.
Bu tür hastalıkları
gidermek ancak zıtları ile amel etmekle mümkündür.
İşte
bundan dolayı..
Allah Rasûlü Aleyhisselâm Efendimiz;
-Pejmürde olmak îmandandır…
diye buyurmuşlardır. (308)
Başka bir eserden “YANSIMALAR” da buluşmak
üzere hoşça kalın.
Allah “Muin” imiz olsun.. |