En zor ve acı hastalıklardan biridir Alzaimer. Ve tıp
dünyası için her zaman bir çalışma alanı da olmuştur.
Çünkü bu hastalığın nedeni bilinmiyor, tedavisi de tam
anlamıyla yapılamıyor.
Biliyorsunuz Alzaimer, bir tür unutkanlık hastalığıdır.
Öyle ki insan uzun yıllar birlikte yaşadığı eşini,
dostunu, ana-babasını hatta çocuklarını bile
hatırlayamayabiliyor. Bu açıdan oldukça acı veren bir
hastalık olabiliyor. İşin ilginç yanı, diğer genetik
hastalıklar ilaçlarla önlenebiliyor, önlenemese de
yavaşlatılabiliyor veya bir şekilde önüne geçilebiliyor.
Fakat Alzaimer’da maalesef bugüne kadar böyle bir koşul
oluşturulamamıştır. Ama,tedavide önemli sayılabilecek
noktalara da gelinmiştir. İşte konumuz da budur.
Alzheimer tedavisinde önemli gelişme:Kobaylarda hastalık
nedeniyle çökmüş beyin hücreleri iyileştirilerek, hem
hafıza kaybı durduruldu hem hafıza kısmen geri
getirildi. Alzheimer’a çare bulmak için fareler üzerinde
yürütülen bir araştırmada hastalık nedeniyle çökmüş
beyin hücrelerinden bazıları iyileştirildi. Farelerde
sağlanan sonuç insanlarda da elde edilebilirse alzheimer
hastaları hafızalarını kısmen geri kazanabilir.
ABD'deki Minnesota Üniversitesi'nde yürütülen
araştırmanın sonucuna göre “tau” adı verilen bir mutant
(genetik yapısı değişime uğramış) protein, beyin
hücrelerini çökertiyor ve bu protein durdurulabilirse
söz konusu hücreler iyileşebiliyor. Hem de umulanın
üstünde bir hızla.
Fakat, farelerde sağlanan sonucun insanlarda da elde
edilebilmesi yıllar alacak. Gene de sevinilmesi gereken
bir haber bu. Henüz tau denen proteini durdurabilecek
bir ilaç yok. Üstelik, hâlihazırda Alzheimer’a karşı
yürütülen araştırmaların çoğu, hastalığın birincil
etkeni sayılan betaamiloid adlı proteine odaklanmış
durumda.
Bugüne kadar alzheimer geri dönüşü bulunmayan bir
hastalık sayılıyordu. Ayrıca hâlihazırda kullanılan tüm
ilaçlar, hastalığın kendisini değil, belirtilerini
iyileştirmeye yönelik. Bu açıdan son araştırmada elde
edilen sonuç hem bir ilk hem de alzheimer’la mücadelede
umut ışığı.
Alzheimer muamması…
Alzheimer’a neyin yol açtığı meçhul. Yaygın kanı,
beyinde betaamiloid oluşumunun bilinmeyen bir nedenle
anormal biçimde artması. Bu protein, beyin hücreleri
çevresinde yapışkan kümelerin (plakalar) oluşmasına ve
nihayet beyin hücrelerinin ölümüne yol açıyor. Süreçte
taunun da payı var. Mutant tau proteinleri, beyin
hücrelerinde lifli düğümler oluşturup hücre ölümünü
hızlandırıyor.
Minnesota'daki araştırmayı yürüten nörologlar, farelerin
beyninde, tıpkı alzheimer hastalarının beyninde
görüldüğü biçimde tau kaynaklı lif düğümleri oluşmasını
sağladı. Amaçları, bu düğümlerin hastalığın nedeni mi
yoksa belirtisi mi olduklarını anlamaktı. Fareler
yaşlandıkça, lif oluşumu arttı ve beyin hücreleri ölmeye
başladı. Sonuç olarak, fareler hafıza kaybına uğradı.
Bunun üzerine, farelere, tau proteinini üreten geni
etkisiz hale getirecek bir antibiyotik verildi.
Tau üremesi azaldıkça farelerin hafıza kaybı durmakla
kalmadı, hafızaları kısmen geri geldi. Ölmüş beyin
hücreleri canlandırılamayacağı için tam iyileşme
sağlanamadı. Ancak, hastalık öncesine göre hafıza yarı
yarıya geri kazanıldı. Ayrıca beyin hücrelerinin ölümü
de durdu.
Değindiğimiz gibi bilim dünyası bu konu üzerinde harıl
harıl çalışmaktadır. Bu yolda çokça kobay faresi heba
olmuştur, ama insanlık için feda olsun düşüncesiyle
bilim insanları bunu görmezden gelmeye çoktan
alışmıştır.
Bazı hayvan severler buna karşı çıksa da ortaya çıkan
neticelere bakıldığında onların önüne bu hastaları ve
kobay farelerini koysanız herhalde seçimi yaparken
zorlanabilmelerine rağmen, onlar da insanlık uğruna
kobay farelerini heba etmeyi kabul edeceklerdir. Onlara
teşekkürlerimizi sunmak çok da abes olmasa gerek.
Kaynak:
Radikal Gazetesi |