Çok uluslu bir göçmendi haykırışlarım
Sınır kapıları ardına kadar kapanmış
Ki bunun içindir bir martı olmak isteyişim
Martılar sınırsız ve savaşsız yaşar bilirsin
Şikayetsiz dilekçelerin mührüdür feryadım
Yutulan sözcükler roman oldu boğazımda
Dışlanmış hasret hali hazırda
Sana gelmek içindi koşmalarım
Ellerimi uzattım,yandı parmaklarım…
Aşk bazen dönüp gitmektir
Onurluca yaşananları onurluca bitirebilmek gerekir
Tek kelime etmeden,elveda demeden
Yeniden başlayabilme umudunu yitirmeden
Yutak boğumunda hâlâ iç çekişmeler
Unutmaksa kör bir bakıştır iki göz arasında
Kahpece sırttan vurulan bıçak gibi iner gece
Karartma ve kuşatma
altındadır şehir
Yıldızlar nakış – nakış işlendi gökyüzüne
Kapatma gözlerini,düşüp de ölebilirim
Martılar kadar özgür yaşamak
istiyorum
Ama bilirsin işte
Özgürlükler suçtur sevgili…
Göz bebeğinde yaşlanmak tek dileğim |