Ankara tren istasyonunda soğuk bir sonbahar
Aynı gün, aynı soğuk
Sene-i devriyesini kutluyorum ölümümün
Keyfim yerinde hazan yapraklarının üzerinde
Tren istasyonunda telaşlı bekleyişim, sanadır
Efkarı saltanatım bir yıldır buradadır.
Ankara tren istasyonunda hüzün bakışlı ağaçlar
Aynı gün, o gün ölüm vardı, bugün düğün
Seni unutmamı kutluyoruz hiç kimseyle
Kalabalık bir hiçsellik hükmünü sürmekte
Yazık olmuş öldüğüme, bugün başımda kar…
Öldüysem, yaşamıyorum sanma
Kar yağdığında can bulur kardelenler…
Ankara tren istasyonunda yalnızlık sabittir
Aynı gün, aynı soğuk, farklı beklentiler
Sene-i devriyesinde sen terk etmiyorsun, ne mutlu
Keyfim yerinde, dilimde sevinçli bir türkü
Ne yapsak ne etsek, gelmiyorsun bir türlü
Kar diniyor, Ankara tren istasyonunda
Güneş doğuyor biraz hüzünlü, ağlar gibi
Bilirsin kardelenler kar yağdığında can bulur
Güneş doğar, sene-i devriyede solar gider, kardelenler…
Uzat kimsesizliğimi, ağaçlarla beraber aynı yerdeyim
Aynı gün, aynı saat ve aynı soğuk
Bugün terk edilmedin, sevin gönlüm
Bir yılda tek değişmeyen yine yalnızlığın oldu
Gelsen, yine terk etsen
En azından, ikinci yılı değil de
Birinci yılını dolduruyormuş gibi üzülsem…
Ne yazık, ne yapsak ne etsek gelmiyorsun
Anladım artık, sen beni bu halimle seviyorsun… |