Biliyorsunuz, insanın bir iç, bir dış
dünyası ve bu dünyalar arası bir yaşamı
vardır. Bütün yaşantımız, bu iki kutbun
birbirine galebe çalması savaşıyla
geçer. Bazen biri diğerine galip gelir,
bazen öbürü… Biri, uzun süre bizi
taşırken bir de bakmışsınız diğeri onun
yerini alıvermiş.
Demek istediğim, insanlık var oluşundan
beri iç dünyasını arındırmaya
çalışmıştır. Dinsel olgular da bu tür
arınmayla başlar. Dışarı doğru yansır.
Hareket, çoğu zaman içten dışadır. Dış
dünyada algılananlar da iç kesimlerde
değerlendirilir ve tepki gelir. Tepki
dışarı çıkarken kimyamızla-bedenimizle
birleştiğinde ise tepki değişebilir.
Bahsi geçtiği gibi bu gibi davranışları,
etki-tepki kavramlarını, kişilik
oturmasını, değişimi, devrimi,
yenilenmeyi kendimize yani bu iç ve dış
dünyamızda yaptığımız arınmayla,
attığımız formatlarla ilerleme
kaydederiz. Geldiği gibi gitmemek,
üzerine bir şeyler koymak gibi deyimler
belki de bunları işaret ediyor.
Eskiler “arınma” demişler, şimdi biz
buna yenilenme biçimiyle, “format atmak”
diyebiliriz. Önce format atmak ahvalini
tam olarak bir öğrenelim.
Bizler kullandığımız bilgisayarlarımıza
format atarız veya attırırız. Bu işi
genelde bilgisayar yavaşladığında,
arızalandığında, virüs kaptığında ve
çeşitli küçük sorunlarda yaparız. Format
yani biçimlendirme, bilgisayarın tüm
hafızası olan Hard Disk’ i yani uzun
zaman hafızasını, içinde ne var ne yok
hepsini silerek yeni bir sistem kurmak
için hazırlanır. Ve nihayetinde üzerine
şimdilerde çokça kullanılan Windows,
unix, Linux, pardus gibi yazılımlar ve
benzerleri yüklenir. Bu arada, eski
bilgilerden eser kalmaz. Tamamen yeni
bir çalışma sistemiyle, taze, genç,
hızlı bir biçime dönüşür.
Ve sabit diske format atmanın,
bilgisayara zarar vermesinden çok,
faydasının olduğu, fazla bilinmeyen bir
gerçektir. Bilgisayarınıza sıklıkla
format atmanın hiçbir zararı olmadığını
bilmeyenler, birazdan fikirlerini
değiştirebilirler.
Bilinenin aksine, sabit disklerinize
format atmanızın hiçbir sakıncası
olmadığı gibi, sabit diskler, format
attıktan sonra fiziksel bir darbeye
uğramazlar. Sabit diskler, içinde
bulunan oynar çubuğun, format sonucunda
verilerin silinip yüklenmesi işlemiyle
birlikte daha fazla çalışarak çaba
gösterdiği için, format atmanın disk
ömrünü uzattığını söyleyebiliriz. Yani
bir bakıma spor yapan insan gibidir.
Format sırasında, sabit diskte bulunan
verilerin tamamen silinmesi, disk kafası
içindeki çubuğun sürekli sağa sola
hareket etmesini engeller, daha az
enerji kullanıldığı ve sabit disk daha
az yorulduğu için, sabit diskin de ömrü
uzamış olur.
Sabit diske format atarken dikkat
etmeniz gereken konu, yapacağınız format
işini oldukça kapsamlı bir şekilde
gerçekleştirmeniz olacaktır. Verilerin
kodları bulunan indekslerin silinmesi ve
bu yüzden hızlı format seçeneğinin
kullanılmaması gerekmektedir. Ancak,
hızlı format, bu verilerin silindiğini
sanmanızı sağlar ve bu veriler aslında
tamamen silinmemiş olur.
Hızlı format seçeneği ile işleminizi
gerçekleştirdiğinizde ve sabit diskinizi
artık elden çıkarmak istediğinizde,
silindiğini sandığınız veriler
başkalarının eline geçebilir.
Silindiğini sandığınız veriler aynen
sabit diskte bulunacak, sadece indeksler
silinecektir. Bir kitap indeksini
düşünecek olursanız eğer, bu indeks
sayfasının yırtıp atılması, kitaptaki
diğer sayfalara zarar vermeyecektir.
Bunu tekrar kendimizle birleştirirsek;
beynimize yaptığımız kitap okuma, dolu
bir film izleme, düşünme gibi her
hareket, kendimizi ve çevremizi
sorgulama gibi her devrim, değişme,
yeniden düşünme gibi her yenilik,
kendimize format atmamızda ne kadar iyi
bir şey yaptığımızı bu açıdan da görelim
istedim. İnsanın çevresinde-dışarıda
yaptığı her değişiklik içe de yansıyıp
oradaki taşları yerinden oynatacak ve
yenileyecektir.
Kendimizi, gelişmemiz, değişmemiş,
yenilenmemiz ile ilgili yeniden
formatlamamız, bence insanlığın beyinle
birlikte sahip olduğu en büyük olayıdır.
Umarım, bu özelliğimizi beynimizi tam
anlamıyla kaybetmeden ortaya çıkarırız. |