Geçen yazılarımızın
birinde IQ’ dan söz etmiştik. Önceleri tek başına,
alternatifsiz olan IQ yeni arkadaşı EQ olmadan ismi
anılmaz oldu neredeyse. Çünkü artık herkes biliyor ki IQ
ve EQ beraberken, bünyede sentez halindeyken önemlidir.
Ve iyi sentez yapabilen bireyler başarılı olurlar.
Bazı işlerde IQ daha
önemliyken bazı işlerde EQ daha önemlidir. Bunun
cevabını öğrenmek için bu iki yazıyı da okumanızı
öneririm.
Birçok bilim insanının
kabul ettiği gibi topluma uyum sağlamış başarılı bir
kişi olabilmenin koşulu artık kişinin hem entelektüel
zekâya (IQ) hem de duygusal zekâya (EQ) sahip olmasından
geçiyor.
Peki, EQ nedir ve neden
önemlidir?
EQ hem kişisel ilişkilerde
hem de iş ilişkilerinde, kişinin kendi duygularını ve
diğer insanların hissettiklerini algılayabilme,
tanımlayabilme, duygularını kullanarak kendini motive
edebilme ve yönlendirebilme kapasitesine sahip
olmasıdır. IQ, kavramaya ilişkin kapasiteyi ölçerken, EQ
akademik zekânın destekleyicisi olan yeteneği
tanımlamaktadır.
Daha memnun müşteriler ve
daha huzurlu bir çalışma ortamı için, EQ'nun temel
ilkelerinin iş yaşamına uygulanmasına dair birkaç örnek
vermek gerekirse öncelikle; anlaşmazlıklar
tırmandığında, oluşabilecek gergin ortamları
yatıştırabilme, farklı görüşleri değerlendirerek buradan
aldığı bilgileri ilerleme için kaynak olarak
kullanabilme yeteneği EQ düzeyi yüksek bir çalışanın
becerileri arasındadır.
EQ'su yüksek bir çalışan,
kişisel ve sosyal yeteneklerini iş hayatına uygulamada
başarılı olur. Kişisel yeteneklere örnek olarak bireyin
tercihlerinden, başarılı olduğu alanlardan haberdar
olması ve bunları doğru şekilde kullanabilmesi, ön
sezgilerine güvenebilmesi ve içgüdülerini
düzenleyebilmesi; özellikle de hedefine ulaşmada
kendisine yardımcı olacak birikimini kullanarak yüksek
motivasyon seviyesine ulaşması söylenebilir.
Sosyal yetenekleri
açıklarken, iki nokta öne çıkar: Bunlar empati ve sosyal
becerilerdir. Empati, kişinin karşısındaki insanı kendi
yerine koyması ve onun duygularını, ihtiyaçlarını ve
kaygılarını algılayabilmesidir. Hizmet sektörünün her
alanında öne çıkan bu EQ özelliği müşteriye,
anlaşıldığının, yardım edildiğinin ve önemsendiğinin
hissettirilmesi açısından şarttır.
Sosyal beceri ise kişinin
karşısındakinden istediği karşılıkları ve yanıtları
alabilme yetisidir. Kişilerarası iletişimin yoğun olduğu
insan kaynakları, pazarlama, reklâm gibi sektörlerde bu
özelliğe sahip çalışanların işlerinde çok başarılı
oldukları bir gerçektir. Örneğin karşısındaki müşterinin
kaygılarını anlayabilen bir pazarlama uzmanı, satış
yapmakta diğer meslektaşlarına oranla daha başarılı
olabilir. Bu yüzden müşteri ilişkilerinde şirketler
genelde bayanları kullanırlar.
Ya da işveren açısından
değerlendirildiğinde, çalışanları ile iyi ilişkiler
kurabilen, onlara kendilerini güvende hissedecekleri ve
yeteneklerini ortaya çıkarabilecekleri bir ortam
sağlayan yönetici, çalışanlarının çıkardığı işlerden
daha verimli sonuçlar alabilir.
Çalışanların EQ düzeyini
yükseltmek ve bu konuda onları bilinçlendirmek için çoğu
firma, seminer programları hazırlatıyor. Fakat bu
programların hazırlanma sürecinde çoğu işverenin düştüğü
yanılgı, EQ gelişiminin, haftada bir veya iki defa
düzenlenen seminerlerle sağlanılabileceği düşüncesi.
Oysaki EQ eğitimi, daha
uzun vadede kişilerarası iletişim ve etkileşim
gerektiren bir süreçtir. Bu etkileşimin yapı taşını
karşılıklı diyalog ve empati oluşturur. Bu diyalog ise
kalabalık gruplarla değil; çalışanla EQ uzmanının
birebir çalışmasıyla sağlanabilir.
Duygusal Zekâ (EQ) Nedir?
Duygusal Zekâ; kendimizin
ve başkalarının hislerini tanıma, kendimizi motive etme,
içimizdeki ve ilişkilerimizdeki duyguları iyi yönetme
yeteneğidir.
Duygusal zekânın
elemanları;
Kendini tanıma
Kendi kendini ayarlama
Motivasyon
Başkalarının fikir ve
duygularıyla ilgilenme
Sosyal beceriler
Güçlü ve olumlu insan
ilişkileri kurabilmemiz; duygusal zekâmızı kullanmak ve
geliştirmekle mümkündür. Çoğunlukla; duygusal zekâ ile
sezgisel zekâ birbirine karıştırılmaktadır. “İçime
doğdu, bu iş olacak” dedirten şey sezgisel zekâdır ve
genellikle altıncı his, önsezi, telepati gibi isimlerle
anlatılır.
Davranışlarımızı
yönlendiren, kurduğumuz ilişkileri ve niteliklerini
belirleyen düşünsel zekâ (IQ) değil, ağırlıklı olarak
duygusal zekâdır (EQ).
Sadece IQ’ su yüksek ama
EQ’ su düşük olan bir birey;
İş dünyasında verimsizlik,
İletişimsizlik,
Toleranssızlık
Müşkülpesentlik yaşarken,
Yüksek EQ’lu bireyler
ise;
Sosyal denge kurabilme,
Duygularını başarıya
odaklayabilme,
Etkili iletişim kurabilme,
Duygularını kontrol
edebilme,
Sorumluluk alabilme,
Başarılı takım çalışması,
Başkalarının düşüncelerine
saygılı olma özellikleriyle ön plana çıkıyorlar.
Düşünsel zekâ ile duygusal
zekâ arasındaki en temel fark;
IQ zor değişirken, EQ’ nun
geliştirilebilir olmasıdır. Düşünsel zekâ ve duygusal
zekâ birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.
Başarıyı etkileyen faktörler arasında IQ’ ya verilen pay
%20 olurken; şans, statü ve duygusal zekâ başarının
kalan payını kapsıyor.
Duygusal Zekânızı
Geliştirecek 7 Yöntem!
Kendinizi tanıyın. Kim
olduğunuzu öğrenin. Duygusal zekâ kendinizi tanımanızı
şart koşar.
Duygularınızı ve onları
kontrol etmeyi öğrenin.
Kendinizi, kişisel
özelliklerinizi başkalarına açık tutun.
İletişim kurma becerinizi
geliştirin.
Problem çözücü olun.
Eleştiriye açık olun.
İnsanlar ile ilgilenin.
Duygusal zekâ bize neler
getirir?
Duygusal zekâsı yüksek
insanlar, mesleki anlamda başka insanlar ile iyi
iletişim kurabildiklerinden ve yönetme becerisine sahip
olduklarından genellikle çok başarılı olurlar.
Günlük hayatta duygusal
zekâ, insanların iş arkadaşları ve aile bireyleri ile
iyi anlaşabilmelerini sağladığı için, kendileri ve
çevresindekiler ile ilgili sorunları çözümlenir.
Duygusal zekâlı insanlar,
diğer insanları olduğu gibi kabul edip onları dinleyip
anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık ilişkileri
daha güçlü olur.
Genellikle kendileri ile
barışık ve kolay memnun olurlar. IQ sizi işe aldırır
ancak sizi terfi ettiren EQ’ dur.
Kaynaklar:
http://www.kariyerim.net/KariyerRehberi/index.kariyer?arn=&sid=&xx01=46&xx02=2
NANCY GIBBS |