Gecenin En Namussuz Saati

Osman Coşkun
 

Bıraktığın namlunun ucundayım hala
Gel de bitir yarım kalan işini
Dün geceydi düş gibi bir şeydi ellerim titredi
Gözyaşlarında durdum birkaç saniye
Düştüm yanaklarına ardından dudaklarına
Terk ediliyordu gece siyah öksüz kalıyordu

Matem siyahın kaderiydi
Aşktan hüküm giyenler kelepçelenmişti çoktan
Üstümüze yağıyordu müebbet edilmiş rüyalarımız
Gıyaben yaşanmıştı ayyuka çıkmış ne yaşanmışsa
Tevekküle dayanmıştı, sırtımıza yüklenen sevda masalları

İçimde kıvranıp duran bir sancı
Doğuracağım karanlığı ha bugün ha yarın
Kaybolacağız sonra kendi karanlığımızda
Bütün matemler siyahtan armağan olacak
Boynumuzda hiç gelmeyecek olan geleceğin vebali
Sırtımıza oturmuş hayat bütün ihtişamı ile tepinir ha babam
Yorgun düşeceğiz birazdan aklımız yerle bir olacak

Geleceksen gecenin en namussuz saatinde gel
Yada sabahın en mahrem zamanında
Dünya yalnız ikimiz için dönsün
Olmadı bas frene dursun kavuştuğumuz anda
Gerisi muamma bile değil boş ver aldırma…

 

 

 
 
Edirne -22.06.2010
 http://sufizmveinsan.com