Adalet sistemi çok garip işleyen bir şeydir aslında.
Geçenlerde vizyona giren bir polisiye filmde de benzer
bir işleyişten bahsediyordu. Aslında garip olan ve
galiba olması da gereken şey kanunların doğru işlemesi
için kanun koyucunun bazen kanunların dışına
taşabilmesidir.
Bazen suçluları halkın gözü önünde infaz edildiğini,
bazen yeni bir devletin veya sistemin oturması için, bu
kurallara uymayan şeylerin katı kurallarla elendiğini
biliyoruz. Ama medeni kanunun ortaya çıkmasından beri
insanların yaşama hakkı daha da öne alınarak idam
cezaları bile birçok ülkede kaldırılmıştır.
Bilgisayar çağından sonra da bazı değişikliklerin
olduğunu görüyoruz. Kısa bir örnek vereceğim. Birçok
bilgisayar korsanı artık bankaların veya devlet
güvenliğinin korunması için tutuluyor. Yani kabaca, bu
yüzden suçları affediliyor diyebiliriz.
Bunun bir örneğine bakalım:
Bilgisayar sistemlerinde yaptığı usulsüzlükler ile
yetkisinin çok üzerinde işlem yapan ve Fransız Societe
Generale bankasını batma noktasına getiren Jerome
Kerviel yeni bir iş buldu. Wall Street Journal'ın
haberine göre, dünyanın en büyük bankacılık skandalının
baş aktörü Fransa'da Lemaire Consultants adlı şirkette
ağ bağlantıları ve güvenlik süreçlerinden sorumlu
danışmanlık görevi üstlenecek. Kerviel'in avukatı
Guillaume Selnet “Bırakıldıktan kısa süre sonra bir iş
görüşmesi yaptı ve teklifi kabul etti” dedi.
Fransız Bankası Societe Generale, 24 Ocak'ta Kerviel
tarafından yapılan yetkisini aşan ve usulsüz işlemler
nedeniyle uğradığı zararın 7.68 milyar dolar olduğunu
bildirmişti. Kerviel, güvenlik sistemleri konusunda
bilgi sahibi olduğu için sıkıştığı yerde yeni pozisyon
açarak yetkisini aşmayı başarmıştı.
Fransızlar bu olayda genelde kapitalist sistemi
suçlarken, 31 yaşındaki Jerome Kerviel hayran kitlesi
giderek büyüyen bir kahramana dönüştü. Yapılan bir
kamuoyu yoklamasına göre halkın yüzde 50'si bu olayda
bankanın hatalı olduğunu ve yanlış bir yönetim anlayışı
çerçevesinde hareket ettiğini düşünüyor. Aynı
araştırmaya göre Kerviel'in hatalı olduğunu düşünenlerin
oranı yalnızca yüzde 13. Kerviel adına kurulan
Jeromekerviel.com sitesinde yapılan oylamaya göre ise
işlemcinin suçlu olmadığına inananların oranı yüzde 63.
Kerviel skandalı ile ilgili kronolojinin verildiği
sitede işlemcilere yönelik mesleki kitapların tanıtımı
da yapılıyor.
Facebook taki arkadaş listesi 11 kişiden 1 kişiye
düşmüştü olaydan sonra ama sonradan adına sahte
kimlikler açılıp gruplar kurulmaya başlandı.
Kurulan gruplardan birinin ismi "2008 Nobel Ekonomi
Ödülü Jerome Kerviel'e verilsin". Bu gruba üye olanların
sayısı bir anda 1209 kişi olmuş. "Eğer 5 milyon kişi bu
gruba üye olur ve 1 euro verirse Jerome Kerviel'in
kariyerini kurtarabiliriz " isimli gruba üye olanların
sayısı ise şimdiden 455 kişi. Hatta jeromekerviel.com
web adresi bile satın alınmış.
www.misskerviel.com sitesinde "Jerome Kerviel'in kız
arkadaşıyım" yazılı pembe tişörtler 17.99 dolara
satılıyor. Aynı sitede "Jerome Kerviel bir kahramandır",
"Jerome Kerviel bir dahidir", "Büyüdüğüm zaman Jerome
Kerviel gibi olmak istiyorum", "Jerome Kerviel, 4 milyar
900 bin euro, saygı duy", "Jerome Kerviel'i seviyorum"
baskılı tişörtler de satışa sunulmuş durumda.
Bu arada, 5 milyar euroluk yolsuzluk skandalı Societe
Generale'in kredibilitesini ciddi anlamda zarar uğrattı.
Şimdi, bankanın bu durumdan kurtularak başarılı yatırım
bankacılığı birimini büyütmeye devam edip edemeyeceği
konusunda ciddi endişeler var.
Bu tür kişilerin zekâsını tabi ki dikkate almak lazım
gelir. Belki de onları kullanarak doğru da yapıyorlar.
Olan tabi ki bankaya oldu. Ve ona bağlı yüzlerce, belki
binlerce çalışan ve belki de milyonlarca müşteri zarar
uğradılar. Ama bunun sorumlusu olan kişi yeni bir iş
buldu. Birçok hayranı var. Onun açtığı yolda ilerlemek
isteyen genç insanlar var. Onun adını bile kullanarak
para kazananlar var. İşte insanın anladığı adalet ile
yapılabilen adalet aynı olmayabiliyor. Dengeler sürekli
değişiyor. Adalet de öyle…
Kaynak:
www.milliyet.com.tr
www.referansgazetesi.com |