“Size nasıl davranılmasını istiyorsanız
karşınızdakine öyle davranın.” Bu güzel
sözü hatırlatmanın gururunu yaşarken
konumuzun bu sözle alakalı olduğunu da
vurgulamak istedim.
İnternet’te çoğu kişi gerçek kimliğini
gizler. Hiç tanımadığınız, bazen yüzünü
görüp sesini duymadığınız, yaşını,
cinsiyetini, fiziksel özelliklerini
bilmediğiniz insanlarla iletişim
kurarsınız.
Arada mesafeler vardır ki o kişiyle
gerek gerçek hayatta gerek Internet’te
bir daha karşılaşmanız söz konusu
olmayabilir. E-posta, haber grubu,
sohbet gibi ortamlarda yazdığınız
sözcüklere doğal olarak beden dili
girmez. Kısacası hem bu serbestlik hem
de gerçek hayattan farklılıklar çok
kolay yanlış anlamalara neden olabilir.
Bunun yanında hızın, PC kullanma
alışkanlıklarınızın önemli olduğu bir
ortamda yazışıyorsunuzdur; bunun
getirdiği sınırlamalarla mümkün
olduğunca az uğraşmak istersiniz. Bu
nedenlerden dolayı, Net kuralları
anlamına gelen “Netiquette”, yani
Internet’te iletişim kuralları zamanla
oluşmuş ve büyük çoğunluk tarafından
kabul görmüştür. Bu kurallara uymazsanız
Internet’e bağlanamazsınız diye bir şey
yok.
Ancak herkesin bir araya geldiği
ortamlarda tepki alırsınız, yazıştığınız
kişiler tarafından hoş karşılanmazsınız,
yardımlaşma ve paylaşmanın bu denli
yoğun olduğu bir ortamdan yeterince
yararlanamazsınız. Bu kuralların
bazıları yeni başlayanlara anlamsız
gelebilir; bu yüzden sıkça hatalar
yapılır. Oysa hepsinin bir açıklaması
vardır. Anlatınca siz de hak
vereceksiniz:
Hiçbir şey yeterince gizli değildir.
Gerçek kimliğinizi bilen veya bulabilen
kişiler önünde sonunda çıkabilir.
Yazdıklarınızın herkesin erişimine açık
başka bir bilgisayarda tutulduğunu ve
başkaları tarafından yedeklenebileceğini
dikkate alın. Bu yazdıklarınız, ileride
çelişkiye düşerseniz “aleyhinize delil
olarak” kullanılabilir. Karşınızdakine
yazdıklarınızı “yüzüne karşı
söyleyebilir miydim” diye düşünün ve
buna göre tekrar kontrol ederek
gönderin. Yapılan araştırmalar, Internet
ortamında yazışan kişilerin, gerçek
hayatta karşılaşınca farklı davranışlar
sergileyebileceklerini göstermektedir.
Mesajlarınızı tümüyle büyük harflerle
yazmayın. Duygularımızı karakterlerle
ifade ediyoruz; bu Internet’te bağırmak
anlamına gelir. Hem okunması da zor
olur.
E-postaların ve haber grubu mesajlarının
ilişiğine çok büyük boyutlu dosyalar
koymayın. E-posta paket boyutları Web ve
FTP sunucularındakinden farklıdır; bu
nedenle yavaş gönderilirler. Birkaç
dosyayı aynı anda göndermektense ayrı
ayrı gönderebilirsiniz.
E-posta programları HTML içeriğe sahip,
yani Web sayfası gibi hazırlanmış
e-postaların ve haber grubu mesajlarının
gönderilmesine izin veriyor. Ancak bu,
gönderilen mesajın boyutunu artırır.
Karşınızdakinin bu mesajları alırken
sıkıntı çekebileceğini, sizin yüzünüzden
başka mesajlarını da almakta
zorlanacağını düşünerek hareket edin.
Okunaklı mesajlar göndermeye dikkat
edin. Bu yazdıklarınızın imlasından,
seçtiğiniz dil desteğinde yazmaya kadar
birkaç noktayı içerir. İmla konusunda
çok bir şey söylemeye gerek yok;
kendinizi daha iyi ifade ederseniz ona
göre cevap alırsınız.
Artık tüm e-posta programları Türkçe
karakterleri destekliyor. Türkiye’de
oturan kişilere yazdığınız mesajlarda
Türkçe karakter kullanmaya çalışın ve
Türkçe karakter kullanımının
yaygınlaşmasını destekleyin. Bu
okunaklılığı artırır. Ancak e-posta
programınızın dil ayarlarını kontrol
etmeyi unutmayın. Yanlış bir dil
seçiminde mesajınız garip karakterlerle
dolu olarak karşı tarafa gidecektir. Bu
ayarı bir kez yaptığınızda artık sorunla
karşılaşmazsınız.
Gereksiz mesajlar, kullanıcının okumayı
kendi tercih etmediği ilan mesajları
İngilizce’de “junk mail” veya “spam”
olarak adlandırılır. Türkçeye “çöp
mesaj” olarak çevirebiliriz.
Kullanıcıların PC’lerine indirmek ve
okumak istemeyeceği tüm mesajlar bu
sınıfa girer. Bunları indirmek zaman
aldığı ve telefon faturalarını
yükselttiği için kimse hoş karşılamaz.
Sisteminizde mutlaka bir anti-virüs
programı kullanın. Bu sadece kendi
güvenliğimiz için değil. Virüslü dosya
göndererek başkalarının sistemini riske
atmaya da hakkımız yok.
Sohbet odalarında kullanıcılar bazen
sinirlerine hâkim olamayıp sert
tartışmalara girebilirler. Bunun
sonucunda o odanın yöneticileri
tarafından odadan atılmaları
(girişlerinin engellenmesi) mümkündür.
Bunun dışında güvenlik programları
kullanmıyorsanız bilgisayarınıza
Internet üzerinden saldırıp verilerinize
zarar verebilecek beceride kimseler de
olabilir. Sohbet odalarında, haber
gruplarında sert ve gereksiz
tartışmalara girenlerin daha çok tepki
toplayarak bu tür kötü niyetli kişilerin
saldırılarına daha çok maruz kaldıkları
bilinen bir gerçektir.
İnternet üzerinden başka kullanıcıların
sistemlerine onlardan izinsiz erişmek
yasalar karşısında bir suçtur. Bu yüzden
büyük cezalar alan kullanıcılar vardır.
Internet üzerinde bu tür işlerde
kullanılabilecek kötü niyetli programlar
bulsanız bile asla kullanmayın. Servis
sağlayıcınızdan izinizi bulabilirler
veya çok iyi gizlendiğinizi sansanız
bile el elden üstündür; bir gün kendi
PC’nizin de saldırıya uğrayıp tüm
verilerinizin silindiğini
görebilirsiniz. |