Keşke
ruh olsak sadece
aksak kaptan kaba
rüzgâr içimizden geçse
duvarların ardına açılsak
bütün yönleri görebilsek aynı anda
kimi bulutlarda dolaşsak
bir yağmur damlası ile düşüversek
bir bebeğin eline
kimi dağlarda gezsek
doruklarda serinlesek
sade bir ruh
cesetsiz bedensiz hevessiz isteksiz dünyasız
şeffaf, cam bir küre gibi
bir tüy gibi hafif olabilsek
ya insan olabilmek!
…
hoyratça savurdun fırçanı yine..
insan olmazsan
ilklerin olmaz..
onca mutluluğu heba edecek gözyaşın olamaz..
sevinçlerin zahmetlerin
rahmetlerin enginlerin..
olmaz..
titreyemezsin mesela..
hasta olduğunda sana bakan sıcak bir elin sana
dokunduğundaki
şefkatin tadını
hissedemezsin..
biliyor musun..
hislerime dair en kötü veya en iyi şeyin bir tanesini
dahi kaybetmek
insan olmak yükünden daha zor gelir..
oysa ne büyük lütuftur dokunmak..
bakmak ..
görürken gördüğünde görünmek..
göründüğünü bilerek görünmek istemek..
isterken mutlu olmak ümit etmek..
ümidinden sevinç duymak ve nefes almak..
nefes alırken yaşama sarılmak..
sarılırken üretmek sevdaları..
ve sevdalarda kaybolabilmeyi istemek..
görünmek ile kaybolmak arasındaki
bunca yaşanılmışlık adına dahi
bir tüy olmayı kabul etmiyorum..
yüklerim bende kalsın ..
onlarla biz varız..
ve onların ezilmişliğinde yücelecek varlığımız..
zahirler, faraziyeler, istekler onlar ile aşılacak
ve biz hep yine de onları düşleyeceğiz.
bunu bilmek için bile insan olmaya değer..
gel biz insan olalım ve hissedelim..
ümit edelim..
bilelim hazinelerin karinesini..
gözlerimizin içinde konuşmadan bildiğimizi bilelim..
definenin bulunmayan yolunu
keşfedelim..
oradaki zümrütleri, incileri görelim..
benim mahzenimde kelime giyotinlerim var.
bıçakları çelik dilersen getireyim vur boynun
kelimelerinin..
tüy kadar hafif ol!
Ancak öyle dokunur dünya sana
Ve en nadide ve naçiz dokunuşlarıdır
o dakikaları yelkovanın saatine..
ve süzülür ruh asılır yıldız.
cepkenlerin boştur.
sonrası
taşlar düşmüştür yerine.
kısa bir çığdır
çığlığında zemheri kışında ateştir
bahar ülkende.
açacak çiçekleri arar
öpülesi damlalara buhurdanlıktır
kasvet düşmüş yüz görünmüştür.
aynadır perdeler.
ve perdesiz ayan beyandır gözyaşların ..
bakar ve görürsün kendini..
saatin içinde..
ölü bir düş doğmuştur
gönül ülkende. |