Okullarda işletme konusu öğretilirken en önem verilen
derslerden biri de girişimciliktir. Girişimciler zeki ve
atılgan insanlar oldukları için el üstünde tutulurlar ve
bir bakarsanız icatları ve yenilikleri bu insanların
sayesinde elde ediyor insanoğlu. Hayatının onlarca
yılını sadece içinde hissettiği fakat ne olduğunu tam
bilemediği yeni şeyleri ortaya çıkarmak için heba etmiş
bilim adamları bu söylediklerime bir örnek olabilir.
Öte yandan devlet girişimci yatırımcılara büyük önem
verir ve onlara çeşitli olanaklar sağlarlar ki girişimde
bulundukları konuyla vatana millete katma değer
katsınlar diye. Zaten durağan olan hiçbir şey sanırım
kimse tarafından sevilmez.
Ama girişimci olmak kolay değildir. İlk başta insanın
içinde olacak diyerek anlatılan, doğuştan gelen
yetenektir. Herkes girişimci olamaz ve girişimciler yeni
ve parlak fikirler üretirler. Fakat sadece onlar değil,
herkes yeni fikirlere ihtiyaç duyarlar ve bu durum
geliştirilebilir.
Aşağıda, fikir üretmek için kullanabileceğiniz ve
çalışmalarınızda size faydalı olabilecek 10 yöntem
sıralanıyor.
- Sorunu tanımlayın.
İş sorunlarını çözecek fikirler üretmek için, hepimizin
bir başlangıç noktasına ihtiyacımız var. JFK
Havaalanı’na gitmeden, New York’tan Frankfurt’a
uçamazsınız. Nerede olduğunuzu tam olarak bilmiyorsanız,
mevcut konumunuzu belirlemek amacıyla bir harita
edinmelisiniz. Daha sonra, JFK Havaalanı’na doğru yavaş
yavaş yol alabilirsiniz.
İlerlemeye çalışmadan önce, nerede bulunduğunuzdan emin
olmanız şarttır. Başka bir deyişle, sizi New York’a
götürecek haritayı çok iyi incelemeniz gerekir.
- Beyin fırtınası yapın.
Bu dahiyane yöntemi, büyük ihtimalle daha önce
duymuşsunuzdur. En basit anlatımla, bir grup insan
toplanır ve ana hatlarıyla belirlenen hedeflerle ilgili
olarak yazabildiği kadar çok şey yazar. Stratejik
planlama ya da benzeri bir şey için endişelenmeyin.
Yalnızca fikir üretmeye odaklanın. Gruba zaman sınırı
getirin. Ayrıca, zamanı ve yeri iyi seçin ki toplam
performansa gerçekten katkıları olsun.
Herkesin tam formunda olduğundan ve “büyük düşün”
mesajını aldığından emin olun. Sağlıklı bir beyin
fırtınası toplantısının ardından tonlarca fikre sahip
olabilirsiniz.
- Tamamen istediğiniz şeye odaklanın.
Fikirlerinizin iş çözümleriniz açısından üretken
olmasını istiyorsanız, dış etkenlere duyarsız kalmanız
gerekir. Hiçbir şeyi hoş görmeyin! Sizi oyalayacak
konulardan, günlük asabiyetlerden ve yaşamınızdaki
tahmin edilebilir dramlardan sonsuza dek kurtulun!
Yalnızca sorunu çözmeyin; iş programınızı yeniden
tasarlayın ki tahmin edilebilir tatsızlıklar, bir daha
sizi rahatsız edemesin!
- Çözmeye çalıştığınız şeye gerçekten ilgi duyun.
Mecbur olduğunuz için yaptığınız, ama kesinlikle nefret
ettiğiniz bir spor (ya da belli ders konuları)
çalışmasına katıldığınız okul günlerinizi hatırlıyor
musunuz? Bu faaliyetlerde ne kadar iyi olduğunuzu
anımsıyor musunuz? Muhtemelen hayır; çünkü bu, hiç de
hoş bir anı olarak kalmamış zihninizde. Yine de iyi
performans göstermediğinizi söylemek, daha güvenli bir
yol olabilir.
Büyük ölçüde hoşlanmadığınız bir işi yaparken üstün
başarı göstermek, gerçekten çok zordur. Yapmaya
çalıştığınız işe yönelik içten gelen bir ilginiz varsa,
başarı yüzdesi ciddi biçimde artar. Sizi sıkıntıdan
patlama noktasına getiren bir işi çözmeye
çalışıyorsanız, en iyisi, o işten zevk alan birine
devredin. Söz konusu kavram, ekip çalışmasını kapsar ki
bu da apayrı bir konudur.
Serbest meslek sahibiyseniz, (işinizin gelmesini
istediğiniz nokta hakkında bir vizyonunuz olduğunu göz
önüne alarak) konuya otomatik olarak ilgi duyarsınız.
- Paralel sorun ve çözümler arayın.
Mevcut sorununuzu geçmişte yaşadığınız bir sorunla
ilişkilendirin ve ikisi arasında paralellik olup
olmadığına bakın. Daha kolay sorunların çözümünde
kullanılan yöntem(ler), sonraki sorunların çözümüne
yönelik fikir üretmede size önemli ölçüde yardımcı
olabilir.
Yanal, dikey ve mantıksal düşünün. En iyi fikirler, her
zaman, ortak bir amaç için çalışan gruplardan çıkar.
Grubunuza, konuşmaktan ziyade dinleyerek iki kat
yaratıcı olmak için gerekli fırsatı verin. Bunu mümkün
olduğunca gayriresmi bir biçimde yapın ve geçmiş
örnekleri gün ışığına çıkarın.
Böylece, önceki başarıların devamını getirip onları
bugünkü mücadeleyle bir adım ileri götürebilirsiniz.
- Her görevi bir mücadele olarak görün.
Bir soruna salt bir “sorun” olarak bakarsanız, pek çok
insanla aynı bakış açısına sahip olursunuz. Elbette, bu
bir sorundur ve bu yüzden, bir çözüme ihtiyaç duyar. Ne
var ki, bu “sorunu” bir “varlığa” dönüştürmeye
çalışırken, söz konusu düşünce, zihnin ön saflarında
olmamalıdır.
“Sorun” sözcüğü, genel itibariyle, olumsuz
düşüncelerimizi özetler. Çözüme neredeyse bir engel
oluşturan da bu olumsuz düşüncelerdir. Madalyonun öteki
yüzüne bakarsak, (ilk maddedeki örneğimizde)
bulunduğumuz noktadan New York’a seyahati, macera dolu
bir mücadele olarak görebiliriz. Bu yöntem sayesinde,
zihnimizde daha olumlu düşünceler barındırabilir ve
potansiyel zorluk taşıyan bir sorunun aksine, bizi
bekleyen ilginç mücadelede daha zevkli bir süreç
yaşayabiliriz.
Yalnızca hedefle ilgilenin. Frankfurt’a vardığınızda ne
kadar mutlu olacaksınız!
- Mücadeleyi/sorunu cazip hale getirin.
Tamam, geçmiş örnekleri kullanma ve “mücadelemize yanıt
bulmak” için paralellik yaratma konusunu ele aldık.
Bunun bir adım ötesi, mücadeleyi bir slogan şeklinde
sunmaktır.
Aynı örneği kullanırsak:
“Noel’de Jackie Teyze’ye”
“Ya Frankfurt ya da yenilgi”
“Yazın Avrupa’ya”
“Ömür boyunca bir kez yaşanacak rüya seyahat”
“Avrupa kültürünü yaşamak”
“Yarın, saatte 250 km hızla ve yasal olarak seyahat
edin”
Böyle davranmak, herkese, eldeki sorunun çözülmesiyle
sağlanacak avantajlar hakkında bir fikir verecektir.
Onları, zaten olayın içinde olduklarına inandıracaktır.
Zihinlerde popüler bir vizyon olduğunda, amaca ulaşmak
daha kolaydır. Siz hangi sloganı önerirsiniz?
- Hayal kurun! Yaratıcı bilinçaltınızın size hizmet
etmesine izin verin!
Camdan dışarı sabit bir biçimde bakarak araba
kullanırken, yatağınızda uyurken, ofiste günlük işlerle
uğraşırken ya da buna benzer anlarda bilinçaltınızın
size hizmet vermeye devam etmesi (her zaman tam olarak
bunun farkında olmasanız bile), garip bir rastlantı
değildir.
Tamamen alakasız bir iş yaparken birdenbire aklınıza bir
fikir geliverdiği hiç olmadı mı? Sık sık? Ara sıra? Hiç?
Her durumda, sorununuzu çözmek için ciddi miktarda zaman
ayırdıktan sonra, zihninizin sizin için çalıştığını
göreceksiniz. Bazen birşeyi çözmek üzere çok fazla çaba
harcarsanız, sinirlenmenin dışında hiçbir şey elde
edemezsiniz.
Öyleyse, “sakin olun”, mola verin ve işi demlenmeye
bırakın. Bir süre hiçbir şey yapmamanın ne kadar faydalı
olabileceğine şaşırabilirsiniz.
- Rutininizi düzenli olarak değiştirin.
Alışkanlıkları ne kadar kolay edindiğimize hiç dikkat
ettiniz mi? Çoğu alışkanlık, aslında yaratıcılığınızın
önünü tıkar. İşte birkaç örnek:
• Her gün aynı güzergâhta gidip gelmek
• Her gün aynı masada aynı işi yapmak
• Düzenli olarak aynı insanlarla iç içe olmak
• Her yıl izinde aynı yere gitmek
İşimizi, çevremizi, ailemizi, vb. daha iyi bir konuma
ulaştırmak amacıyla sağlıklı fikirler üretmeye devam
etmek için, sürekli olarak “yenilik” peşinde koşmalıyız.
Aşinalık, kendimizi son derece güvende hissetmemizi
sağlaması nedeniyle iyidir. Zihnimizi değişime kapatan
ve yaratıcı yeteneklerimizi körelten de işte bu güvenlik
hissidir.
Zaman zaman şehrin içinden geçen, hatta belki de tamamen
farklı bir rota izleyen otobüse ya da trene binin;
mesleki sorumluluklarınızı genişletin; başka bir spor
dalı ya da hobi ile ilgilenin; farklı bir dış görünüme
bürünerek farklı insanlarla bir araya gelin.
Yukarıda özetlenen küçük şeyleri yaparak ne kadar çok
olumlu enerji kazandığınıza sessizce şaşıracaksınız.
- Bir not defteri taşıyın.
Yanımda her zaman bir not defteri taşırım. Öyle ki,
insanoğlunun bildiği en basit eşyalardan biri olan not
defteri olmadan yaşayamaz hale geldim. Büyük ihtimalle,
neredeyse “Mağara Adamı”ndan bu yana not defteri vardı.
Cebe sığacak ölçüde bir defter ve bir kaleminiz olması
harikadır. Böylece, aklınıza gelen her fikri
kaydedebilirsiniz. “Sonra yazarım” demek, kesinlikle işe
yaramaz; çünkü bunu gerçekten yapma şansınız çok azdır.
Onlar sizin fikirleriniz olacaktır. Onları kaydedin,
saklayın ve uygulayın ve sanık unutmayın insanoğlunun
her zaman yeni parlak fikirlere ihtiyacı vardır.
Kaynak:
Yazar: Darren Roberts’dan alıntı yapılmıştır. |