Söz verirken dikkat!

 
 
 

Beyin taramasıyla kişinin verdiği sözleri tutma eğiliminde olup olmadığı tespit edilebildi.

Sözünü tutmayan birinin beynindeki belirli bölgelerde benzer hareketlilikler tespit edildi. Yöntem geliştirilebilirse, şartlı tahliye edilen hükümlülerin sözlerinde durup durmayacakları konusunda ön tahmin yapılabilecek.

NewScientist dergisinin haberine göre Zürih Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ‘oyun’da ‘yatırımcı’ ve ‘işletmeci’ olarak belirlenen iki grup arasındaki alışveriş izlendi ve aynı esnada tarafların beyin taramaları yapıldı.

Oyunun ilk aşamasında yatırımcı gruba gerçek para verildi ve bu parayı işletmeci gruptan seçeceği kişilere ‘kredi olarak dağıtması’ istendi. Kural olarak yatırımcının verdiği paranın beş kat olarak geri dönmesi öngörüldü, ancak paranın yatırıldığı kişilerden her hangi bir taahhüt alınmadı.

İkinci aşamadaysa, kredi verilen işletmecinin ‘sözü’ senet sayıldı. Ve beklendiği üzere deneyde yer alan ‘işletmeci’lerin hepsi, aldığı para beşe katlandığında kazancını yatırımcıyla paylaşma sözü verdi. Oyun sonunda bazı işletmecilerin sözünde durduğu, bazılarının ise değişik bahanelerle kazancı kendisine sakladığı görüldü.

BEYİN YALAN SÖYLEMİYOR
Thomas Baumgartner liderliğindeki ekibin deneyinde, işletmecilerin yatırımcıya sözlü olarak verdiği gelir paylaşımı raporu sırasında beyin taramaları yapıldı. İşlevsel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tekniğiyle yapılan taramalarda, sözünü tutmayıp geliri kendisine saklayan işletmecilerin beynindeki belirli bölgelerin yatırımcıya ‘yalan söylerken’ hareketlilik gösterdiği tespit edildi.

Hareketlilik görülen dorsolateral preforontal korteks, anterior singulate korteks ve amygdala bölgeleri, kişinin hissiyatı hakkında bilgi veren bölgeler olarak biliniyor. Baumgartner’a göre sözünde durmayan işletmecilerin beynindeki bu bölgelerde görülen ortalama üstü hareketlilik, ‘suçluluk duygusu’ veya ‘kötü bir şey yapmanın verdiği huzursuzluk veya heyecan’dan kaynaklanıyor.

Üstelik bu hareketlilik bazı kişilerde hem parayı almak için söz verirken, hem de geri ödeme yapamayacağını yatırımcıya bildirirken görüntülendi. Bu da o kişilerin taahhütlerini tutmayacaklarını baştan bilerek ya da hissederek parayı aldıklarını gösterdi. Beklendiği gibi bu kişilerin hiç biri sonradan fikrini değiştirip kazancını yatırımcıyla paylaşmadı.

Gerçek hayatta sözünü tutmama eğiliminde olanların süreç içinde fikrini değiştirip doğru davranmayı da seçebileceğini söyleyen Baumgartner, deneylerle beyindeki hareketliliklerin davranışla ilişkisini belirlemeyi amaçladıklarını vurguladı.

Baumgartner, ileride şartlı tahliye gibi adli amaçlarla bu teknolojinin ‘yardımcı olarak’ kullanılabileceğini, ancak buna dayanarak kişi davranışları hakkında kesin yargılarda bulunmanın yanlış olduğunu sözlerine ekledi.

kaynak; http://www.ntv.com.tr/id/25030740/

 

 

 
 
İstanbul - 30. 12. 2009
http://sufizmveinsan.com