Yepyeni
'Star Trek' filmi sinemalarda fırtına
gibi eserken, fenomen televizyon
dizisini bir kez daha anıyoruz. Ve o
dönemin en büyük bilim kurgu dizisinin
geleceği nasıl bu denli iyi gördüğüne
hayret ediyoruz. Çünkü 1960'larda
çekilen orijinal 'Star Trek'te bahsi
geçen teknolojilerin hepsini bugün
gerçek hayatta bizzat kullanıyoruz.
Eylül
1966'da ABD'nin büyük televizyon
kanallarından NBC yeni bir diziyi ekrana
taşırken hem izleyiciler açısından bu
denli fenomen olacağını hem de geleceğin
teknolojisine ilham vereceğini herhalde
tahmin etmiyordu. Ama Kaptan Kirk'ün
(William Shatner) kumandasındaki Atılgan
Yıldız Gemisi ve mürettebatının daha
önce hiç kimsenin gitmediği yerlere
cesurca gitmek göreviyle çıktıkları
maceralı yolculuğu anlatan 'Star Trek'
(Uzay Yolu), bir bilim kurgu efsanesi
oldu. Gene Roddenberry tarafından
yaratılan dizi, yıllar içinde tekrar
tekrar hayata döndü; bugüne kadar 6
televizyon dizisi, 10 sinema filmi,
yüzlerce roman, video oyunu ve muazzam
hayran kitlesiyle ölümsüzleşti.
İlk yayınlanışından tam 43 yıl sonra
'Star Trek' şimdilerde J.J. Abrams'ın
yönetmenliğinde en modern teknolojilerle
süslenmiş gösterişli bir Hollywood filmi
olarak karşımızda. Ama aslına bakarsanız
eskinin efsanevi 'Star Trek' dizisinin
de teknolojik açıdan bugünden aşağı
kalır yanı yoktu. Daha da önemlisi 'Star
Trek' şahane bir bilim kurgu dizisi
olarak bugün günlük hayatta
kullandığımız birçok teknolojiyi daha
60'lı yıllarda öngörmüş, hatta kimi
teknolojilere de bizzat ilham kaynağı
olmuştu. İşte ilk kez 'Star Trek'
dizisinde karşımıza çıkıp dudak
uçuklatan, bugünse gerçek hayatımızın
sıradan bir parçası haline gelen
teknolojiler!
Cep
telefonu
'Star Trek'in akıl uçurtan müthiş
teknolojilerinin başında şüphesiz
mürettebatın haberleşmek için kullandığı
avuç içi kadar telefonlar geliyordu. 'Communicator'
adlı bu kapaklı haberleşme aleti
(solda), bugünkü cep telefonlarına ilham
kaynağı oldu. Cep telefonunu icat eden
Dr. Martin Cooper böyle bir telefon icat
etmesinde 'Star Trek' dizisinin etkisi
olduğunu da açıkça dile getirmişti.
Dizideki cep telefonlarında bugünkü
GPS'li telefonlar gibi yer belirleme
özelliği de vardı.
Dokunmatik
teknoloji
Kirk, her
gün Kaptanın Seyir Defteri'ne not
düşerken PADD adlı elektronik bir defter
kullanıyordu. Bugün bu özellik
dokunmatik ekran teknolojisiyle
kullanımda. Tıpkı Kaptan Kirk gibi
günümüz modern işadamları cep
bilgisayarı olan PDA'lara not alıyor.
Özellikleri gibi isimleri de benziyor.
Bugün dokunmatik ekran özelliği iPod
Touch, iPhone, BlackBerry Storm,
T-Mobile G1 ve yakında satışa sunulacak
olan Palm Pre gibi teknolojik ürünlerde
başrolde yer alıyor.
Dev ekran
ATILGAN'ın
dışarıyı görmeye olanak veren camları
yoktu. Mürettebat geminin gittiği yönü
dev bir ekrandan takip ediyordu. Bu dev
ekranlar 60'lı yıllarda sadece bir hayal
olsa da bugün artık gerçek. Duvara monte
edilen LCD flat screen ve Hi-Def
widescreen gibi ürünler, Panasonic'in
150 inch'lik dev HD plazma ekranı, en
çarpıcı örnekler.
Tarayıcı
Atılgan
mürettebatı yeni bir gezegene, farklı
bir ortama girdiğinde ilk iş etrafı
tarayıp tehlikeli bir şey olup
olmadığını ölçen tricorder'larına
başvururlardı. Meşhur aleti fotoğrafta
Mr. Spock'ın (Leonard Nimoy) belinde
görmek mümkün. Bugün gerek kimyasal veya
radyoaktif sızıntıları ölçmek gerekse
kanser taraması yapmak gibi konularda
çok benzer tarama cihazları
kullanıyoruz.
Video
konferans görüşme
'Star
Trek'teki toplantı masasına yerleşip
uzayın farklı köşeleriyle konferans
görüşme aracılığıyla bağlantıya geçmek
mümkündü. Şimdi de uluslararası büyük
toplantılara bakılırsa video konferans
görüşmede 'Star Trek'i bile sollamış
durumdayız.
Işınlanma:
Elbette
'Star Trek'te izleyicinin aklını
başından alan en çarpıcı teknoloji,
ışınlanmaydı. Maalesef bu teknoloji hala
hayata geçirilebilmiş değil. Ama 'Star
Trek'ten ilham alan bilim dünyası
çalışmalarını sürdürüyor. Avustralya
Ulusal Üniversitesi'nde ışınlanma
çalışmalarını yürüten fizikçi Dr. Ping
Koy Lam ve asistanı Warwick Bowen, bir
lazer ışınını bir metre öteye ışınlamayı
başardı!
Otomatik
kapı:
Birinin geldiğini algılayarak 'fışşşt'
diye yanlara doğru açılan otomatik
kapılar hem Atılgan'ın hem de 'Star Trek'
dizisinin alametifarikasıydı. Ve elbette
'Star Trek' bir kez daha bilim dünyasına
ilham verdi. Bugün artık her yerde sanki
bir uzay gemisindeymişiz gibi önümüzde
açılan otomatik kapılardan geçiyoruz.
Bayıltan
silah
'Star Trek'
ekibinin kullandığı unutulmaz ışın
silahı Phaser istendiğinde bayıltıyor,
istendiğindeyse öldürüyordu. Bugün
giderek kullanımı yaygınlaşan ve güç
seviyesinin ayarlanmasına bağlı olarak
bayıltmak veya öldürmek için
kullanılabilen elektrik şoku silahı
Taser isminden de anlaşılacağı üzere
ilhamı ünlü diziden alıyor.
Kablosuz
kulaklık
Atılgan'ın
iletişimden sorumlu subayı Uhura (Nichelle
Nichols)'nın kulağına taktığı minik bir
cihazla herkesle haberleşmesi o dönmede
son derece ileri bir teknolojiyi temsil
ediyordu. Bugünse Bluetooth kablosuz
kulaklıklar herkesin hizmetinde.
Kaynak:
http://www.aksam.com.tr/2009/05/30/haber/cumartesi/230/
star_trek_teknolojileri_hizmetimizde.html |