Cep’çilerin en çok tercih ettiği marka olarak Nokia öne
çıkıyor. Onu Samsung ve Sony-Ericsson takip ediyor.
Satın alma trendine baktığımızda Türkiye'nin ucuz cep
telefonlarını tercih ettiği anlaşılıyor. Türkiye'de
satılan ilk beş cep telefonu modelinin dördünün pazarın
giriş seviyesi ürünleri olan ucuz fiyatlı ürünler olduğu
anlaşılıyor.
Türkiye toplumu, renkli ekran, radyo, müzikçalar,
Bluetooth ve kamera gibi özelliklere o kadar da ilgi
göstermiyor. İlk 5 modelin 4'ünde bu özelliklerin çoğu
yer almıyor. Ancak pazarın en çok satan modelinde tüm bu
özellikler yer alıyor.
Bunun yanında gençlerin tercihi ise tabi ki birçok
özellik barındıran telefonlar. Gençlerin yeniliklere her
zaman açık olduklarını bilirsiniz. Hatta dünyaya yeni
akımın yayılması sürekli gençlerin sayesinde olur.
Gençler her zaman bir şeyleri değiştirmek-geliştirmek
isterler ve bunu yaparlar. Gene de bu telefonlara olan
rağbet o gençler büyüyüp çoğunluğu ele geçirinceye kadar
mümkün olmayacak gibi.
Telefon modellerindeki satış sıralaması, Türkiye
toplumunun yaşamakta olduğu gelir uçurumunu da gözler
önüne seriyor. Bir kesim en üst modeli satın alabilirken
toplumun geriye kalan çok daha büyük bir kesimi cep
teknolojisine en ucuz ürünler üzerinden erişmeye
çalışıyor.
Bu durumun tüm teknoloji ürünleriyle ilgili olduğunu
varsaymak gerekir. Ortalama yıllık geliri kişi başı 5000
dolar olan bir ülkenin, yıllık gelirinin onda birini
veya yirmi de birini vererek bilgisayar ve bunun gibi
teknoloji ürünlerini alacağını varsaymak kısa vadede
gerçekleşecek bir şeymiş gibi görünmüyor. Lakin olması
gereken budur. Çünkü gelecek bunlar üzerine inşa
ediliyor. Eğer geri kalmış olmak istemiyorsak
teknolojiye daha çok zaman ayırmamız gerekiyor toplum
olarak.
Türkiye'nin bilgisayarlaşmasında, kamu yönetiminin
teşvik edici düzenlemelerine olan ihtiyaç bu sonuçların
ortaya çıkardığı bir gerçektir. Bilişim ürünlerinin
gümrük tarifelerinin düşürülmesi, vergi ve benzeri
kolaylıkların düzenlenmesi, bilişim ürün alıcı herkesin
yararlanabileceği “bilişim kredisi” sisteminin
uygulanması, hızlı bir bilgisayarlaşma sağlayacaktır.
Türkiye'nin e-devlet uygulamalarının ilk on arasında
olduğu daha geçenlerde yayınlanan raporlarda görüldü.
Ancak asıl soru hala yanıtsız vatandaş e-dönüşümde
kaçıncı sırada ve vatandaşın çoğunluğuna değmeyen bir
e-dönüşümün kime ne yararı var. Dahası böylesi bir e-
dönüşüm sayılır mı? Asıl önemli olan şey okuma yazma
oralarının oldukça farklılık gösteren bir açıda olması
bunu biraz daha zorlaştırıyor. Fakat tecrübelerimizden
de biliyoruz ki e-uygulamaları kullanmayı bilmeyenler,
bilenlerden yardım alarak bu sorunu aşıyorlar.
Türkiye'nin hızlı Cep'leşmesini hızlı bir
bilgisayarlaşmaya ve bilişimleşmeye dönüşmesi ile ilgili
adımların devlet tarafından atıldığını saygıyla
görüyoruz. Soru ise bu yeterli mi? Bu soru cevaplanırken
çok geniş bir bilgi yelpazesine ihtiyaç duyuyor tabi ki.
Fakat atılan bu adımların artarak devam etmesi ve bu
söktörün yeni sektörler de beraberinde getirerek ve
diğer sektörlerle de bağlantılı bir biçimde gelişmesi
isteğimiz de giderek artmaktadır. |