Geçenlerde internette Türk masaüstü resmi (wallpaper)
diye bir resim gördüm. Büyüttüğümde fark ettim ki
Windows ilk kurulduğunda görünen klasik masaüstü resmi
olan çimenli manzaraya piknik yaparken, mangalla
uğraşan, ip atlayan, salıncak yapan, yerlere örtüler
serip tabakları dizen bir Türk ailesi resmi
iliştirilmişti photoshop (fotoşop) veya benzeri bir
programla. Oldukça espritüel bir iş çıkarmışlar.
Bunun yanında çeşitli filmler veya tiyatro oyunları
görüyoruz; Türkler şurada, Türkler burada, Türkler
Amerika’da, Türkler uzayda gibi. Bunlar da oldukça ilgi
görüyor. Tabi ki bütün bu anlatılanlarda hiciv sanatı
kullanılmış durumda.
Fakat, hayat dalga geçmeye gelmez. İnsanlar bu Türklüğü
iş başvurularında da yaparlarsa memleket işsizlikten
yakınır tabi ki. Yukarıda anlatılan komedilerde Türk
insanının alışamadığı ve halen kendi dünyasını yaşamaya
çalışması gibi bir durum var. Bu aslında bazen acı bir
gerçek olarak yüzümüze çarpıyor. Değişen dünya
şartlarına uyum sağlamak son derece önemlidir. Lakin CV’
konusunda bile hatalar yapıyoruz. Kimseyi yadırgamak
değil amacım, ama bu konunun tam öğretilmemesi ve
tecrübeye dayalı bir biçimde öğrenilmesi zorunluluğu
karşısında, haliyle hatalar da ilginç olabiliyor.
İş arayanların CV'lerinde karşılaşılan sorunların
başında referans konusundaki bilgi eksikliği geliyor.
Ancak işin şirketler tarafında da ciddi aksaklıklar söz
konusu. Aday bilgilerinin kontrolü yapılırken kişinin
haklarına saygı göstermek gerekiyor.
Yaşanan ilginç deneyimlerden
yola çıkarak, Türkiye'de referans gösterme konusunda iş
arayanların oldukça farklı eğilimler sergilediği
gözleniyor. Son yıllarda daha fazla dikkât edilen bir
özgeçmiş bileşeni olan referanslar için profesyonel iş
geçmişine sahip adayların, geçmiş iş yaşamlarından
yöneticilerini tercih ettiği görülüyor. Ancak kısa
süreli iş deneyimine sahip ya da ilk kez iş arayan
adaylarda durum tam bir kaosu andırıyor. "Arkadaşını,
komşusunu, akrabasını, kendisini tanımayan bürokrat ve
üst kademe yöneticileri referans gösteren adaylar var"
diyor Finansbank İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı
Murat Bayburtluoğlu. Genel şikâyet ise adayların,
referans gösterme üslubunun ne kadar belirleyici
olduğunu genel olarak farkında olmaması.
Ama burada tek kabahatli adaylar değil. Referans
kontrolünün yalnızca kurumsallaşmış ve belli bir insan
kaynakları politikası olan şirketlerde ciddiyetle
yürütüldüğünü söyleyen kariyer sitesi Secretcv.com Genel
Müdür Yardımcısı Aşkın Çağlayan, Türkiye'de referans
konusunda vicdani bir yaklaşım sergilendiğinin altını
çiziyor. "Referans veren kişi ayrı bir yükümlülük altına
giriyor. Bu nedenle de görüş belirtirken kontrollü
konuşuyor. Ekmeğine mani olmayayım, işe girmesini
engellemeyeyim yaklaşımı var. Söylenenlerin üç beş kat
fazlasını düşünmek zorunda kalıyorsunuz" diyen Çağlayan,
böyle durumlarda referans kontrolü yapılması gerektiğini
vurguluyor. Bu süreçte eğer adayın belirttiği
referanslardan yeterli bilgi alınamazsa insan kaynakları
yöneticisi, kendi yöntemine başvurarak, adayın son
çalıştığı işyerinden, iş deneyimi yoksa okulundan hatta
askerde birlikte görev yaptığı komutanından dahi bilgi
alabiliyor.
Gerçek dışı referanslar…
Referanslar konusunda
yapılan en önemli hatalardan biri, yakın iş ilişkisi
içinde olunmayan isimleri belirtmek. Birebir çalışmadığı
halde en son bulunduğu şirketin genel müdürünü referans
olarak yazan adaylara sık rastlanıyor. "Ne kadar büyük
isim yazarsam o kadar etkili olur anlayışının bir
sonucu" diyor Çağlayan bu tutum için. Oysaki aday
hakkında en doğru ve işe yarar bilginin en yakın
çalıştığı birim yöneticisi tarafından verileceği ifade
ediliyor. Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, isim ve
pozisyondan ziyade adayı gerçekten tanıyan, iş yapma
biçimini ve yetkinliklerini iyi bilen kişileri referans
göstermenin gerekliliğini belirtiyor. Günümüzde insan
kaynakları yöneticilerinin yalnızca CV'de yer alan
isimler üzerinden değil, farklı yöntemlerle de referans
kontrolü yaptığını söyleyen Azoz, Amerika ve Avrupa'da
bu işin çok daha titiz yürütüldüğünü ifade ediyor. Öyle
ki referans kontrolü yapılması konusunda şirketlere
danışmanlık hizmeti veren firmaların yanı sıra
yurtdışında insan kaynakları departmanlarında yalnızca
bu işi yürütmek için istihdam edilen görevliler söz
konusu. Her ne kadar referans gösterme ve gösterilme
konusu günden güne Türkiye'de de önem kazanıyor olsa da,
her insan kaynakları biriminde yaşanmış ilginç vakalara
rastlamak mümkün.
Olumlu bir bilgi verileceği düşünülerek yazılmış bir
referansın, ismi geçen aday hakkında olumsuz izlenime
yol açması en sık rastlanan durum. "Adayın müdürü olarak
verdiği referansın, aslında adayın ağabeyi olduğunu
anladığımız bir vakayla karşılaşmıştık. Şüphe üzerine
detektif gibi hareket ederek kişiyi farklı yerlerden
arayıp gerçek kimliğini tespit ettik. Bu tecrübeden
sonra referans kontrolünde, referans alınan kişilere
çalıştıkları yerden ulaşmaya veya cep telefonu
numarasını işyerinden teyit etmeye özen gösterdik" diyor
Ikea Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Özlem Demirçivi
Dirik.
Erhan Hersek ise yıllar önce karşılama hostesi pozisyonu
için yaptıkları bir görüşmede adayın sosyal ortamda
yaratacağı izlenimi ölçümlemek amacıyla adayı çok uzun
yıllardan beri tanıyan, ama akrabası olmayan birini
referans vermesini istediklerini, adayın verdiği kişinin
ise sütannesi olduğunu öğrendiklerini anlatıyor. Adayın
kurallara riayet ettiği için referansını kabul
ettiklerini hem de herkesin bu konuda sınırsız
alternatifleri olduğunu kabullenmek zorunda kaldıklarını
söylüyor. Hersek, "Karşılaştığımız bu örneğin ardından
tüm prosedürü gözden geçirdik" diyor.
Kaynak:
Sabah – İş’te İnsan |