Hiçlik vardı, yoktu Allah’dan gayrı.
Alemlerin yapısı “OL” ile başladı.
Maddeyi anti maddenin içine kattı.
Bizde “Nurundan” diye anılırken,
Ecnebi “Big-Bang” adını taktı.
Önce Melek denilen dalgaları yarattı.
Evrende dalgasız olan boşluk kalmadı.
Dalgalar biribirine mantık içinde bağlandı.
Kuark,elektron,çekirdek der iken,
Madde aleminin temeli atom yaratıldı.
Atom, dalgasındaki mantık ile çoğaldı.
Bağlantılar kurarak elementi yarattı.
Kimi zaman şişti,kaynadı pişti çatladı.
Derunundaki mantığını düşünerek,
Evreni ve dünyayı düzen içinde yarattı.
Yaradan esmasının terkibine şöyle baktı.
Sünnetullahı anlayacak yaratılmış aradı.
Toprak ile su karışımı balçık paçalladı.
Esmasındaki isimleri tek tek üfleyerek
İnsan oğlunu alemlere halife yaptı.
Sin i gören melekler emir ile secde yaptı.
Yaratılanlardan riyakar olan iblis vardı.
Kendi terkibini insandan üstün sandı.
İnsan terkibine nefs adı ile girerek.
Yaradan ile ahirete kadar antlaşma yaptı.
Ahmedi nefsini 38’inde tanıdı
Nefs terbiyesi için bir şeyler lazımdı.
Aradı, taradı ve buldu zikir ile kuranı.
Gerçekler tasavvuf dan geçer diyerek,
Nefs ile sürecek zorlu cenk’e başladı.
Terbiye-i nefs idi tasavvufun ilk amacı.
Nefsi terbiye olursan anlarsın hakikatı.
O zamanki anlarsın eşyanın tabiyatını.
Görürki derununda bulunan yaradanı,
Anlar, çokluktaki yok olan varlığını. |