Ayetler-Hadisler
Sorular-Yanıtlar
 
Ahmet F. Yüksel
 

Eğer insanlar az su içerlerse, vücutlarının sıhhat ve afiyetini aynı istikamet üzerinde devam ettirebilir... (Hadis)
Bilimsel verilere göre, erişkin erkeklerin vücutlarındaki toplam su miktarı şişmanlarda %55, zayıflarda %65 civarlarında; kadınlarda ise bu değerlerden %10  daha düşüktür.
Az su içmek ancak  az yemek ile mümkün!...
Çünkü az yemekle tuzun içindeki sodyum miktarı da az olarak alınacağından  su içme ihtiyacı da azalır. Böylece çok yağ, glikoz, karbonhidrat gibi fazlası sağlık için son derece zararlı olan gıdaların da  girdisi az olur.  Bu da sağlıklı bir kan biyokimyasına  sahip  olan vücudu oluşturur.
Ayrıca; suyun  aşırı miktarlarda alımı, asit-baz dengesini bozarak, “su zehirlenmesi” ne neden olup hayati tehlike yaratabilmektedir...

Su içerken içtiğiniz kabın içine üfürmeyin, nefes vermeyiniz... ( Hadis )
Bedenimizden, sürekli oluşan kimyasal tepkimeler  sonucu atık maddeler  çıkar. Bunların çeşitli atılım yolları vardır: İdrar, gaita, ter ve nefes  gibi...  Bu maddeler karbondioksit, karbon monoksit, çeşitli mineraller, üre v.s dir. Akciğerler yoluyla atılanlar genellikle gaz  halindedir ve vücut için çok zararlı bileşiklerdir.
Bunların aldığımız gıdalara yeniden geçişi, üflenerek sağlandığından bu eylem son derece zararlı olmaktadır.

Ahadiyet hiçlik ise, kesretin başlangıcı hangi mertebedir?
Şayet  bu soru; “Mutlak benlik esma ise, kesretin başlangıcı hangi mertebedir?” şeklinde olsaydı; kesretin başlangıcı için tereddütsüz, müşahhas meleki boyut ifadesini kullanmak doğru olurdu.

Kanaatime göre; Ahadiyyetin önemi vurgulanmak için özellikle bu şekilde sorulmasına gerek görülmüş. Bu haliyle hiçlikle başlayan ve devam eden her şey de hiç olacaktır.
Matematiksel bir örnek  ile izah etmeye çalışalım:
6x7x4x9x3x7x5x0’ ın sıfır oluşu gibi !...

Bir saat ilim öğrenmek, bir gece ibadet etmekten; bir gün ilim öğrenmek, üç ay oruç tutmaktan hayırlıdır. (Hadis)
İlmin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için yapılmış bir açıklama... Belirtilen oranlama mecazidir. Konuya yaklaşım getirebilmek için söylenmiştir. İlim, esas ibadet aracıdır. Bu noktayı teyid eden bir başka hadis ise şöyledir:

İlim talep etmek; Allah katında namaz, oruç, hac ve Allah yolunda savaşmaktan efdaldir. ”

Şükür ve Hamd kavramı !.. Bu sözcükler nasıl kullanılmalı ?
Din mensupları, bu iki kelimeyi alelade kullanmayı pek de güzel beceriyorlar. Mesela, trafik kazasında bir ayağı kopmuş olan kişi, haline bakıp Ya Rabbi çok şükür! ” dediğinde öbür ayağının da kopmasına neden olacak duayı ettiğinin farkında bile değil !..
Keza, nimetlerle dolu iftar sofrasında misafirlerini ağırlamakta olan bir ev sahibi, kendini mahcup etmeyen Mutlak Varlık’a şükranlık duygusunu “ Çok şükür ya Rabbi! ” sözleriyle dile getirmek yerine, “ Sana, verdiğin nimetlerden ötürü hamd olsun ” derse, bilmeli ki; bu ekonomik şartlarda nadiren bulduğu o tabloyu belki bir daha göremeyecek, sofradaki nimetlerde artma olmayacak hatta azalma olacaktır...
Özetlersek; Şükr’ü arttırıcı bir faktör, Hamd’ı ise durdurucu bir unsur olarak düşünmeliyiz.

Sevgiyle kalın

 

Bu yazı Akşam gazetesinde 22.09.2007 tarihinde yayınlanmıştır.

 

 

 
 
İstanbul - 22.09.2007
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com