Bari
Ahmet F. Yüksel
 

Cuma sohbetlerini okuyanlar veya beni tanıyanlar zamana ait pek çok makalelerimin/düşüncelerimin olduğunu çok iyi bilirler

Bugün size yine zamanın izafi olduğundan bahsedecek değilim. Aksine, Mutlak varlığın isimlerinden biri olan Bari isminin kavramını anlatabilmek , yeterince ve doğru dürüst kullanabilmekle ilgili olacak.

Zamanla tartışılır, ‘zaman mı insanı yönetiyor?’ denir. Günlerin, haftaların, hatta yılların çok çabuk geçtiğinden, yılların büyük bir süratle geride kaldığından bahsedilir. Yaşananlar, anılar, eldeki fotoğraflar zamanın eseridir.

Zamanın dostu olmak ‘her önüne gelenin’ değil, sistemin, aslı olmaya özen gösterenin, tercihlerinin ve ileriye dönük makro kararları verebilenlerin hakkıdır. Vakit olarak tasarruf edebilmek; aslına ve hakikatine vakıf olanın, kendine özgü bir işlevidir.

İnsanoğlu bu bağlamda öncelikle; gün içinde güneşin doğuşu ile batışı arasında kalan süreleri iyi değerlendirmeli, yerinde statik, yerinde aktif olmayı düşünebilmelidir.

Şayet bir insan, ihtiyari bir yaşama ulaşabilmiş ise, zamanı yönetmek, cebri bir yaşama sahip ise onun istediği yöne sürüklenmek durumundadır.

Örneğin, Bir spor müsabakasında kişi kendisindeki potansiyeli dikkate alarak hareket etmeyi ve bunu oyun sürecine yaymayı aklından bir an olsun çıkarmamalıdır. Zira gücü tükendiği anlarda, performansındaki başarısızlık oranı, kontrolsüzlükten ve zamanın seçimini/ayarlamasını iyice saptayamamasından kaynaklanır. Hastalık anlarında zamanında müdahalenin yapılamaması takdir edersiniz ki tedaviyi zorlaştırır.

En son söylenecek bir sözün ilk etapta kullanılması yani acele edilmesi, kendini kanıtlamak adına; akıl ermeyen konuların başkalarına anlatılması, zamanı gelmeden bazı sırların ifşası, trafikte bir öndeki aracı sollarken, karşıdan gelen taşıtın kendine yaklaşabilme mesafesinin/zamanın iyi hesaplanamaması, gündelik yaşamda bu kavramı yeterince kullanamayanı çok zor durumlarda bırakabilir.

Ne var ki, bireylerin karar vermede güçlük çektikleri bu durumlar söz konusu olduğunda, gerektiği şekilde müdahale yapılamaması, elde olmayan nedenlerden ötürü zamanı kullanamamaları, yapmamakta ısrar etmeleri halinde veya ihmalkâr davranmalarında, sakarlıklar oluşuyor.

Hayatın akışına göre yaşamını düzenleyemeyenler, doğru ölçütler içinde davranamayanlar, elbette zamanın etkisinde kalan kimselerdir. Bu halin yeterince uygulanabilmesi yaşam görgüsünü, geleneğini, bilge insanların söylediklerini büyük bir teslimiyet içinde kabullenmelerini müteakip başlıyor. Bir anlamda ilmi bilgi düzeyinden çıkarıp yaşama dönüştürme, onunla kucaklaşma mücadelesiyle oluşuyor...

Hiç kuşku yok ki, yapılacak işlerde zamanlamanın iyi ayarlanması başarı faktörünü arttırır. Bu yeteneğini geliştiren, gerekli dersleri alan ve verebilen kişidir...

Allahın Esmaül Hüsnasından (99 isim den) biri olan Bari ismi, içerik olarak ‘zamanlaması tam olan’ manasına gelmektedir.

O’nun beyinde kuvveden fiile çıkışı ile ilgili somut bir örneğini şöyle verebiliriz: Bu kişi hangi şartlarda olursa olsun, önceden söylediği saat de gideceği yere varır. Randevusunu kaçırmaz. Bunun için bir çaba harcaması gerekmez. Hiçbir güç bunu engelleyemez. Çünkü kırılma anı olamaz.

İlke olarak ‘Bari’ ismi kuvveden fiile çıkınca, insanların manevi güç kazanmaları, aklıyla ayakta durup toplumsal yaşamda fark edilmesi ve bir hayli etkili olabilmesi uzak bir ihtimal değildir. Bu ‘ismin anlamı’ insanın insanla ilişkisinin yeni bir kipini ortaya koyar. 

 

 

 
 
İstanbul - 10.09.2008
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com