Cuma sohbetlerini okuyanlar veya beni tanıyanlar zamana
ait pek çok makalelerimin/düşüncelerimin olduğunu çok
iyi bilirler
Bugün size yine zamanın izafi olduğundan bahsedecek
değilim. Aksine, Mutlak varlığın isimlerinden biri olan
Bari isminin kavramını anlatabilmek , yeterince ve doğru
dürüst kullanabilmekle ilgili olacak.
Zamanla tartışılır, ‘zaman mı insanı yönetiyor?’
denir. Günlerin, haftaların, hatta yılların çok çabuk
geçtiğinden, yılların büyük bir süratle geride
kaldığından bahsedilir. Yaşananlar, anılar, eldeki
fotoğraflar zamanın eseridir.
Zamanın dostu olmak ‘her önüne gelenin’ değil,
sistemin, aslı olmaya özen gösterenin, tercihlerinin ve
ileriye dönük makro kararları verebilenlerin hakkıdır.
Vakit olarak tasarruf edebilmek; aslına ve hakikatine
vakıf olanın, kendine özgü bir işlevidir.
İnsanoğlu bu bağlamda öncelikle; gün içinde güneşin
doğuşu ile batışı arasında kalan süreleri iyi
değerlendirmeli, yerinde statik, yerinde aktif olmayı
düşünebilmelidir.
Şayet bir insan, ihtiyari bir yaşama ulaşabilmiş ise,
zamanı yönetmek, cebri bir yaşama sahip ise onun
istediği yöne sürüklenmek durumundadır.
Örneğin, Bir spor müsabakasında kişi kendisindeki
potansiyeli dikkate alarak hareket etmeyi ve bunu oyun
sürecine yaymayı aklından bir an olsun çıkarmamalıdır.
Zira gücü tükendiği anlarda, performansındaki
başarısızlık oranı, kontrolsüzlükten ve zamanın
seçimini/ayarlamasını iyice saptayamamasından
kaynaklanır. Hastalık anlarında zamanında müdahalenin
yapılamaması takdir edersiniz ki tedaviyi zorlaştırır.
En son söylenecek bir sözün ilk etapta kullanılması yani
acele edilmesi, kendini kanıtlamak adına; akıl
ermeyen konuların başkalarına anlatılması, zamanı
gelmeden bazı sırların ifşası, trafikte bir öndeki aracı
sollarken, karşıdan gelen taşıtın kendine yaklaşabilme
mesafesinin/zamanın iyi hesaplanamaması, gündelik
yaşamda bu kavramı yeterince kullanamayanı çok zor
durumlarda bırakabilir.
Ne var ki, bireylerin karar vermede güçlük çektikleri bu
durumlar söz konusu olduğunda, gerektiği şekilde
müdahale yapılamaması, elde olmayan nedenlerden ötürü
zamanı kullanamamaları, yapmamakta ısrar etmeleri
halinde veya ihmalkâr davranmalarında, sakarlıklar
oluşuyor.
Hayatın akışına göre yaşamını düzenleyemeyenler, doğru
ölçütler içinde davranamayanlar, elbette zamanın
etkisinde kalan kimselerdir.
Bu halin yeterince uygulanabilmesi yaşam görgüsünü,
geleneğini, bilge insanların söylediklerini büyük bir
teslimiyet içinde kabullenmelerini müteakip başlıyor.
Bir anlamda ilmi bilgi düzeyinden çıkarıp yaşama
dönüştürme, onunla kucaklaşma mücadelesiyle oluşuyor...
Hiç kuşku yok ki, yapılacak işlerde zamanlamanın iyi
ayarlanması başarı faktörünü arttırır. Bu yeteneğini
geliştiren, gerekli dersleri alan ve verebilen
kişidir...
Allahın Esmaül Hüsnasından
(99 isim den) biri olan Bari ismi, içerik olarak
‘zamanlaması tam olan’ manasına gelmektedir.
O’nun beyinde kuvveden fiile çıkışı ile ilgili somut
bir örneğini şöyle verebiliriz: Bu kişi hangi
şartlarda olursa olsun, önceden söylediği saat de
gideceği yere varır. Randevusunu kaçırmaz. Bunun için
bir çaba harcaması gerekmez. Hiçbir güç bunu
engelleyemez. Çünkü kırılma anı olamaz.
İlke olarak ‘Bari’ ismi kuvveden fiile çıkınca,
insanların manevi güç kazanmaları, aklıyla ayakta durup
toplumsal yaşamda fark edilmesi ve bir hayli etkili
olabilmesi uzak bir ihtimal değildir. Bu ‘ismin
anlamı’ insanın insanla ilişkisinin yeni bir kipini
ortaya koyar. |