Bir Yastığın Bize Öğrettikleri

 

Ahmet F. Yüksel
 

Hiç bir yastığın ders verdiği görülmüş müdür demeyin. Hem de öğretmenin yastığının. Hikâyeyi okuyun ve siz karar verin.

Bir zamanlar, yaşlı ve bilge bir öğretmenin kendisine söylediği şeyleri, verdiği öğütleri hiç beğenmeyen bir öğrencisi varmış. Bir gün, yaşlı öğretmenin sözleri öğrencisini çok kızdırmış. Çünkü bütün söylediklerinde haklıymış ve öğrencisinin kabul etmekte zorlandığı, görmek istemediği tüm zayıf yönlerini göstermiş ona. Öğretmenin amacı, diğer tüm öğrencilerine olduğu gibi ona da doğru bilgileri aktarabilmek, yanlışlara sapmasını biraz da olsa engelleyebilmek ve tecrübeleriyle ona yardımcı olmakmış. Ama öğretmenin sözleri, öğrencisine çok ağır gelmiş ve onu o kadar kızdırmış ki, bu gerçekleri bir türlü hazmedemeyip öğretmeninden intikam almaya yemin etmiş.

İlk olarak, onun hiçbir şey bilmediğini, yaşlı bir bunak olduğunu, onun yüzüne bakarak söylemiş. Daha sonra hakkında atıp tutmaya başlamış. Gittiği her yerde öğretmeni hakkında yalanlar söylüyor, çirkin hikâyeler uyduruyormuş. Kötü konuşmaları ve dedikodularıyla insanların öğretmene sırt çevirmesine neden olmuş ve insanların ona saygısını kaybettirmek için çok uğraşmış. Sonunda bir gün, kendi kardeşine okulda çok büyük bir iftira atılmış. Doğru olmadığını bildiği bu gerçek karşısında çok mutsuz olmuş. Öğretmeni için söylediği bütün o yalanlar, iftiralar, dedikodular aklına gelmiş  ve yaptıklarından çok pişman olmuş.

En sonunda gözyaşları içinde öğretmenin evine af dilemeye gitmiş. "Hakkınızda birçok yalan söyledim, gerçekleri çarpıttım. Herkesi size düşman ettim. Hatamı anladım ve vicdan azabı çekiyorum. Lütfen beni affedin" demiş. Öğretmen önce uzun süre ona cevap vermemiş. Derin derin düşünmüş, sonunda "Evet seni affederim, fakat önce benim için bir şey yapmalısın" demiş.

"Ne yapmamı istiyorsunuz?" demiş öğrencisi biraz şaşırarak. "Birlikte yukarı çatı katına çıkalım, orada sana göstereceğim" demiş gözlerinin içine bakarak, "Yalnız önce odamdan bir şey almam gerekiyor".

Öğretmen odasından döndüğünde, koltuğunun altında büyük bir kuştüyü yastık varmış.

Zavallı öğrenci, gittikçe artan merakını saklamak, yastığın ne işe yarayacağını ve çatıya neden çıktıklarını sormamak için kendini güç tutuyormuş. Buna rağmen sessiz kalmış.

Nefesleri kesilmiş halde sonunda en üst kata varmışlar. Hafifçe rüzgâr esiyormuş. Çatı katından, şehrin ötesinde uzaklara doğru yayılan uçsuz bucaksız araziyi görebiliyorlarmış. Öğretmen birdenbire hiçbir şey söylemeden, yastığın kılıfını yırtarak bütün tüylerini boşaltmış.

Rüzgâr hafifçe esmiş, tüylerin hepsini dağıtmış ve onları her tarafa taşımış. Diğer çatıların üstüne, sokaklara, arabaların altına, ağaçların üstüne, çocukların oynadığı arka bahçelere, hatta otoyola ve durmadan daha uzaklara, kim bilir nerelere? Öğretmen ve öğrencisi, tüylerin uçuşarak dağılmasını bir müddet izlemişler. Nihayet öğretmen öğrencisine dönerek, "Şimdi gidip bütün o tüyleri benim için toplamanı istiyorum" demiş.

"Bütün tüyleri toplamak mı?" diye yutkunmuş öğrenci. "Fakat bu imkânsız!"

"Evet, biliyorum," demiş öğretmen. "O tüyler aynı senin benim hakkımda söylediğin yalanlar gibi. Bir kere başlatınca bir daha durduramazsın, pişman olsan bile. Belki birkaç kişiye benim hakkımda söylediklerinin yalan olduğunu anlatabilirsin, fakat dedikodu rüzgârları artık onları her yere taşıdı bir kere. Tek bir kibriti üfleyerek söndürebilirsin, fakat tek bir kibritin başlattığı koca bir orman yangınını bir üflemeyle söndüremezsin!"

Kıssadan hisse. Değerli okurlarım, olaylara çözüm konusunda bir kısırdöngü (fasitdaire) yaşamayın. Yaşamınız boyu hiç kimsenin arkasından konuşmayın. Doğru olmayan şeylere, iftiralara, yalanlara, dolanlara hiç tenezzül etmeyin. Çünkü aynı şeyler size de yapılabilir, gün gelir tenkit ettiğiniz şeyleri, abuk sabuk gördüğünüz davranışları ortaya koyabilirsiniz. Yetersiz kaldığınızda sukût etmesini bilin. Mazlum-ezilen insanlara şefkat gösterin. Her şeyden önemlisi, bir gün insan olduğunuzu hatırlar, pişman olabilirsiniz yaptıklarınızdan. Ama pişmanlık iyi bir şey değildir. Sizi sizden ayırır. Böyle bir şeyin doğru olmadığını ifade sadedinde Allah Rasulü Hz. Muhammed ‘keşke’ tabirinin hiç kullanılmamasını öğütler.

Sevgi ile kalın, Allah’a emanet olun.

 

 
 
İstanbul - 28.06.2007
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com