Eksik Etek
 
Ahmet F. Yüksel
 

Çağdaş dünyada yaşıyoruz ama yine de bu nitelikle bahsediliyor onlardan. Erkeklerin ayakları dibine atılmak isteniyorlar. Kadını küçülten, aşağılayan, aptallığını, budalalığını, beceriksizliğini, işe yaramazlığını dile getiren ve onu sömüren bir anlayışın ürünü bunlar. Aslında, bize çok şey anlatıyor.

Bu kadarla kalsa iyi; “Şeytaniyet vasfı” onlara denk düşürülmüş sanki. “Karnından sıpa, sırtından sopa eksik olmamalı” denmiş. Sonra; “Kızını dövmeyen, dizini döver”, “Kızın mı var, derdin var” atasözü ile benzeri yaklaşımlar yapılmış.

Yüzyıllardır süregelen ve her toplumda hemen hemen aynı söylentilerle devam eden bu rüzgâra, Kur’an-ı Kerîm, erkek/kadın ayırımı yapmaksızın dur demeyi bilmiş ve cinsi latifin de Allah’ın halifesi konumunda bulunduğunu resmen açıklamıştır. Bu bakımdan İslâm, iffetli hanımların toplumsal yaşamda yerini almasında öncülük etmiştir diyebiliriz. Unutulmayacak bir gerçek var. O da şudur: Kadınların verimli çalışmaları, hizmetleri insanlık tarihinde asla göz ardı edilemez.

Diğer yandan, ayetlerin detaylandırıcısı/yorumlayıcısı durumunda bulunan Allah Rasulü’ nün (s.a.v), hanımlar hakkındaki sözlerine de dudak bükmek hiç doğru değil. Bunların ayırımcılığı teşvik eden ve  kadınları rezil etmek için kullanılan tanımlamalar ile alakası yok. Aksine, ikaz edici mahiyette olup onların yapısını ilgilendiren konuları ele alır bu yönlendirmeler.

Kadınların hayatına İVME kazandırabilmek için yapılan bu uyarılarda, biyolojik konumları, ruhsal dengeleri ve bazı etmenler dikkâte alınmıştır. Bunun aksini söylemek ve iddia etmek, Allah Resulü’nün ahlakına uygun düşmez.

Nitekim, şu Hadis-i Şerif, tereddütlere açıklık getirmektedir:

“Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi:

1-Gözümün nuru Namaz 2- Güzel koku 3-Kadın.

Önemli olan bir nokta var:  Kadına şiddet uygulayarak hiçbir etkileşim sağlayamazsınız. Bu nedenle, onları zorla örtmeğe kalkışmak, doğru ve akılcı bir yaklaşım olamaz. Ancak, tesettüre özendirerek, sevdirerek bu dogmayı yaygınlaştırmak isabetli olur. Siz dilediğiniz kadar uygulama yapın, onlara zorla bir şey yaptıramazsınız. Aksine, bir gün hiç ummadığınız, beklemediğiniz bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Çünkü, kadınların fıtratı böyledir, onların basit sayabileceğiniz bir olay karşısında serinkanlılıklarını kaybedip karamsarlığa düşmeleri ve sonrasında gözyaşlarına boğulmaları normaldir. Bu da her şeyi berbat etmelerine yol açar. Hormonal yapıları, böylesine durumlarda tetikçi rolünü üstlenir. Hele malûm günlerinde bir başkalaşır, hırçın olurlar. Bunlar bildiğiniz hususlar, ama ben yine de hatırlatmak istedim. Önemli olan, onların bu kırılgan yapılarını bilip beter bir hale gelmemeleri için inanç noktalarında sabitleşecek değerleri veri tabanlarına yüklemelerinde yardımcı olmaktır.

Sevgili okurlarım!

Buraya kadar yazdıklarımla, her an büyük skandallarla çalkalanan magazin kadınları türünden bahsetmedim. Onların dünyalarının İslam’a uygun olmadığını, kendilerini yakından izleyenler iyi biliyor. Konunun bu yönünü göz ardı etmemekte fayda mülahaza ediyorum. Ayrıca, din dışı davranışlarla hayatlarına olumsuzluk bulaştıran, onları baş tacı eden,  yanlarında olan feministler grubu da ilgi alanımda bulunmuyor.

Yazdıklarım, ifade etmek istediklerim, iffetini koruyan hanımlar içindir. Dileğim Cenab-ı Hakk’ın onlara bir gün hidayet vermesidir.

 Allah muininiz olsun.

 

Bu yazı Akşam gazetesinde 28.09.2007 tarihinde yayınlanmıştır.

 

 

 
 
İstanbul - 28.09.2007
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com