Hikaye bu ya!

     Hikâye bu ya, adamcağızı bir kasık ağrısıdır tutmuş. Doktora gitmiş, ama netice alamamış. Malum, sonra başka bir doktora, daha sonra bir başkasına… Doktor doktor gezmiş zavallı. Bir Doktor, “Böbrek” demiş, “Kesin böbrek.”      Adamcağızın böbreklerinden birisini almışlar.

     Netice sıfır. Ağrılar devam.

     Bir başka Doktor, “Dalak” demiş, almışlar dalağı.

     Bir başkası, “Apandist bu” demiş, almışlar apandisti.

     Adamın ağrılarında tık yok, aynen devam.

     En sonunda bir bevliyeci, “Testisleriniz, Beyefendi” demiş, “Birisini alalım, bakalım ağrılarınızda azalma olacak mı?” Almışlar. Hâlâ tık yok. İkinciyi de almışlar ağrılar aynı şiddette devam. Doktor, “Erkeklik organınızı da almamız gerekiyor” demiş en sonunda.

     Adam ağrılardan o kadar ızdırap çekiyor ki, “Alın” demiş, “Ağrılarım bitecekse ne varsa alın!” Almışlar. Ama ağrılar devam.

     Adamcağız bir gün kendisine iç çamaşırı (külot) almaya gitmiş ve tezgâhtar kıza, “Şu paçalılardan istiyorum” demiş, “Üç numara olsun.”

     Kızcağız adamı bir süzdükten sonra, “Beyefendi, üç numara size küçük gelir, siz 4 hatta 5 giymelisiniz.”

     Adam “Yıllardır üç numara giyiyorum. Kaç numara giyeceğimi sen mi bileceksin, ben mi?” diye kızcağızı hafif bir terslemiş.

     Kız tekrar uyarmış, adam tekrar kızmış. Kızın uyarılarına iyicene kızan adam nihayet onu, “Ukalâlık etme!” diye bir güzel azarlamış ve kızcağız da, “Peki efendim siz bilirsiniz!” diyerek susmuş.

     Neyse uzatmayalım, adam paketini alıp ödemesini yaptıktan sonra mağazadan çıkarken, dayanamayıp kıza dönmüş ve sormuş: “Kızım, niye ısrar ettin o kadar?”

Kız, “Hiiiç” demiş, “Ben bunca yıl bu işte tezgâhtarlık yapıyorum. Bunca deneyimim oldu. Size aktarayım istedim.”

     Adam bu kez meraklanıp sormuş: “Neymiş o deneyim bakalım?”

     Kızcağız bu kez umursamaz bir tavırla yanıtlamış: “Siz üç numara giyerseniz kasık ağrılarından ölürsünüz vallahi.”

     İşte o an adam donup kalmış, taşlaşmış. Ondan sonra da üzerini alçılayıp dükkânın girişine koymuşlar Hermafrodit heykeli diye.

     Sevgili okurlar!

     Zaman zaman farklı boyutlarda sizler için farklı hikâyeler sunma gayreti içine giriyorum.

     Belirli bir sınıfı veya kimseyi kastederek söylemiyorum, ama hiçbir şeyi olasılıklar dışında bırakmayın, yani “Olamaz!” demeyin.  Kendinizi kısıtlamamanız size güç verir.

     Bu şekilde, tahmin edemeyeceğiniz işleri başarabilirsiniz.     

     Haliyle, heykeliniz de dikilmez.

 

Arkadaşına gönder 

 

 

Paylaş