İmansızlaştırmak
Ahmet F. Yüksel
 

Önümüzde duran sisli bir fotoğraf var.

Görüyoruz, varlığını duyumsuyoruz, hissediyoruz, idrak ediyoruz, şahit oluyoruz, ama adını henüz koyamıyoruz.

Aslında bir isim vermek imkânsız değil, ama belki dilimiz varmıyor, yansıtamıyoruz. Adlandırma işinde şayet son noktayı vurgularsak içimizin bir tuhaf olacağından korkuyoruz.

Anlaşılan o ki; ters yüz edilip yalan yanlış tanımlanarak üstesinden gelinmeye çalışılan ‘Din’ konusu, önümüzdeki günlerde iyice dışlanacak ve büyük bir ivme kazandırılarak çeşitli hilelerle her alanda yok sayılarak ilk fırsatta da Türkiye’nin/toplumun yaşamından kalıcı olarak silinmeye çalışılacak.

Bizler büyük çoğunluk olarak durumumuzun kimyasına vakıf değiliz. İslam’ın sadece bayram namazlarına gitmekle yaşanacağını düşünüyoruz. Televizyon ve basın, sözde bir eğitim aracı. Ama tek yanlı çalışıyor. Kimse dinsel yönlü sorular sormuyor. Soran olursa gericilik ve şeriatçılıkla suçlanıyor.

Gelecek/öte yaşam kimsenin umurunda değil.

Peki, ne oluyor?

İnançsızlık/imansızlık/seviyesizlik/ahlak bozukluğu alıp başını gidiyor.

Almanya’da okuyan ama başı açık olan bir bayan kardeşimize ‘fakültede türban takan öğrencilere karşı davranışlar nasıl?’ diye sorduğumda aldığım yanıt şöyle oldu: Türban takan öğrencilere artık eskisi gibi değer verilmiyor. Nedenlerini sorduğumuzda, sizin kendinize saygınız yok. Biz niye size saygı duyalım ki! diyorlar.

Evet, aynen böyle…

İşe bakın!...

“Müslüman, Müslüman’a bunu yapabilir mi? Bu kadar kötülük edebilir mi?” demeyin.

Yapıyor işte.

Örtünme ilahi bir emir.

İnsanın çağcıllaşamamasıyla/  kendini yenileyememesiyle uzaktan yakından bir alakası yok.

Oldukça yaralayıcı ve elem verici olsa da, artık bu konumun isimlendirilmesi toplumun kendini tanıması açısından gerekli olacaktır.

Bu, en azından gerçekleri görme konusunda istekli olmayanların uyanması, bir şeylerin farkına varmalarının sağlanması bakımından yararlı olabilir.

Türkiye’nin içine düşürüldüğü durum için dilimiz varmasa da artık gitgide imansızlaşıyoruz diyebiliriz.

Ve insanoğlu gözü kapalı bir şekilde kendini bu hale dönüştürmekte hiçbir sakınca görmüyor.

 

 
 
İstanbul - 14.02.2008
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com