“Sağlıksız bir kişiyi, sağlıksız bir ilişkiyi yola
sokmak için ne yapmak gerek?” sorusuna verilecek yanıt
gayet basittir:
İrade gücünü yeterince kullanabilmek demek doğru olur.
Çünkü huylunun huyundan vazgeçmesi, inkâr etmemesi bu
sayede mümkündür.
Dostlarım, hanımefendiler, beyefendiler!
Artık bu gerçeği görmenin zamanı geldi.
Benim algılayabildiğim kadarı ile bütün sorun burada
iradesizlikten kaynaklanıyor.
İnsanlar nedense bu özelliği kullanmak istemiyor. İçi
boş, hayali şeylerin peşinde koşup duruyorlar.
Boşuna atalarımız ‘Güleriz ağlanacak halimize’
dememiş!
Günlük yaşamda, arkadaş sohbetlerinde, PC başına oturup
bir şeyler yazmaya kalkınca, ister istemez bu kavram
geçiyor içimden. İnsan, bildiklerini, öğrendiklerini
standartlarına uygun bir hale getirmeyi,
şekillendirmeyi isteyen bir yapıdır. Bunu
gerçekleştirecek imkânlara sahip olduğu takdirde mutlu
olur, hiç kuşkusuz. Özgürleşmesi için dayatmalardan
kurtulması gerekir, sorunlarla baş etmesi gereklidir.
İrade bu aşamada önemli bir yer tutar. Bunun en önemli
koşulu ‘Gemisini kurtaran kaptan’ örneği, yaşam
yönünü tercih etmek değil, irade vasfını ortaya koymak,
ahlâklı olmak, başkalarının hakkına saygı göstermektir.
Farklı düşünen insan iradeli değil, yükümlü bile olamaz.
Hatta ben sevgiye, saygıya dayalı ilişkilerin irade
zaafından ötürü yitirildiğini söylersem, kimse bana
kızmasın, olayı abarttığımı da düşünmesin. Buradan
anlaşılıyor ki sadece bu noktada değil, aslında her
konuda insanın kendisinde mevcut bu haslete
ihtiyacı var. Aksi takdirde, hiçbir isteğimizin
gerçekleşme olasılığı yok gibidir. Tabii önemli olan,
bireyin kendisinin kısa vadede ve ufukta çok açık bir
şekilde görebildiği tehlikelere karşı yaşam gücünü
geliştirmesidir.
Gerçekten, özellikle zor şartlar altında daha büyük bir
önem kazanan irade vasfı ‘al takke ver külah’
misali, kolaylıkla hareketlenemez, elde edilemez.
Kuvveden fiile çıkmış gibi görünür, ama statik
haldedir. Bu bilince iyimserlikle değil, çalışma ile
yaklaşım yapılması beklenir. İradesizliğin taban yaptığı
zemin hiç tasvip görmediği gibi, birçok olayda da
sahibini toplum dışı bırakır.
Kısacası hangi alanda olursa olsun, eksikliğini ziyadesi
ile hissettiğimiz konuların başında gelenlerden biri,
belki de ilki ‘İrade’ dir.
İradenin ortaya konuşunda en etkili etmen olarak,
cesaret gibi bir duygunun varlığı da hesaba
katılmalıdır.
Cesaret denilen olgu, esasen temelde Allah’ın Kudret
sıfatına Kadir ismine dayanır. Bu isim dar bir
oranda çıktığından, halk arasında bu isimle anılır.
Bildiğimiz klasik anlamlarda, irade ve cesareti
yönetecek, egemen olacak olan şey ise Akıldır.
Ancak bu akıl, “aklı küll”dür.
Akıl, aslı olan Aklı Küll’e yaklaştıkça
iradenin yoğunluğu fark edilecek düzeyde artar. Size
tavsiyem, böyle anlarınızı dikkatle takip etmenizdir. Bu
düzeye ulaşmış bireyin yaşadıkları kendini pek tahrip
edemez. Verdiği tüm kararları doğrudur.
Aklı Küll,
ayrıca yapılacak seçimlerde nelerin göze alınması
gerektiğini çok iyi değerlendirir.
Bireylerin başarısı, ilmin irade edilmesi ve kudret
vasfıyla desteklenerek ortaya çıkması ile kesinlik
kazanır.
Sevgi ile kalın. Allah’a emanet olun. |