Lügat manasıyla ‘istismar’ kelimesi ‘yalanlama,
sömürme’ anlamına geliyor. Hiç kuşkusuz, bu
kavram sadece günümüz için geçerli değil. Tarih boyunca
da vardı. Cemiyet hayatında istismar edilmeyen insan
hemen hemen yok gibidir. İstismar etme kararında
genellikle fukaralığın ciddi katkıları olsa da, daha da
önemlisi bireyin büyük ölçüde beceriksiz, basiretsiz,
kişiliksiz ve yanlı davranmasından kaynaklanıyor.
Benim kanaatim böyle.
Bir insana yapılacak yanıltma/sömürü belki de
dünyada var olagelen en büyük ihanettir. İnanç ve iyi
niyet kötü emellere alet edildiği için. İstismarcı
olmamak, ahlâklı olmak elbette güzel erdemlerdir. İnsanı
zenginleştirir. Kişi bu sayede toplum içinde saygın bir
yer edinir. Bu bakımdan, ‘sıradan bir insanın dahi
yapması gereken ilk iş, bu ve benzeri vasıflarla
bezenip’ öyle yaşamasıdır.
Aklını kullanmayı bilenler, kendilerini oyuna getirmek
isteyenleri hemen fark eder. Bunun ayırdına varmak zor
değildir. Çünkü istismar etmeye yatkın tipler insanda
bir şekilde kuşku yaratır.
Ben bu konuda pek çok olay dinledim. Bir tanesini size
aktarayım.
Anımsadığım kadarı ile şöyleydi:
Bilindiği gibi, eskiden evlere içme suyunu büyük
teneke kaplar içinde sakalar getirirdi. Bazı
aileler suyun parasını günü gününe değil, biriktirip
toplu olarak verirlerdi. Böyle evlerde suyu küpe
boşaltan saka, kulağının arkasındaki kalemi eline
alıp kapı pervazına bir çizik çeker, ödeme zamanı
gelince bu çizgileri sayarak parasını alırdı.
Bir gün ev sahibi farkına varmış ki, eline kalemi alan
saka yüksek sesle bir besmele çektikten sonra pervaza
iki çizgi çekiyor. İlk gün ses çıkarmamış, ikinci
defa da aynı durumu saptayınca, “Saka efendi”
demiş, “sen yanlış yapıyorsun, besmeleyi iki,
çizgiyi bir çekeceksin!”
Her alanda olduğu gibi dinsel alanda da istismara
uğramak doğaldır. Günümüzde din istismarı, büyük
boyutlara ulaşmış durumda. Kimiler resmen, kedinin
fareyle oynadığı gibi oynayıp dalgasını geçebiliyor.
Gerçek dindar, inancını ve aklını iyi kullanmasını
bilendir. Bu niteliğe haiz, yani yakiyn ehli olanlar
aldatılamaz. Çünkü Allah’ın koruması altındadırlar.
Onlar istismara-kayma noktasına yakın duranları uyararak
bu tür şeylerden uzak durmasını öğütlerler.
Rasulullah Efendimiz
(s.a.v) de istismar üzerinde hassasiyetle durmuş ve
imalı bir örnekleme yapmış.
Bakın ne diyor:‘Sizden biri halka namaz kıldırırsa
hafif tutsun. Zira içlerinde zayıf, hasta ve yaşlı
olanlar vardır. Fakat biriniz tek başına kıldığı
zaman dilediği kadar uzatsın…’.Buradan
anlaşılıyor ki; en temel konulardan biri olan namaz
hususunda dahi genelin sahip olduğu şartlar göz önünde
bulundurulmalı, hassasiyetle davranılmalı kısaca
istismar edilmemelidir.
Bir örnekleme de günümüzden. Basketbolda ‘time
out’ denilen bir tabir var. Bir takım, oyunun akışı
içinde bu haklarını kullanır. Kısa bir süreyi kullanan
takım coach unun amacı, zor veya mağlup durumda
bulunan ekibine zaman kazandırmak, rakibin oyun
sistemini frenlemektir. Küçük bir aradan sonra oyun
kaldığı yerden devam eder. İşte, oyun kuralı içinde
haklı gibi görünen bu hareketin altında dahi bir nevi
rakibi istismar etme yatmaktadır.
Sevgi ile kalın. Allah’a emanet olun. |