Kimleri okurum
Ahmet F. Yüksel
 

Yazı hayatıma başlayalı neredeyse 10 sene oldu. Başlangıcı yerel Pendik gazetesinde yaptım ve köşeyle bu şekilde yayım hayatına adımı atmış olduk. Sonra sırası ile Ulusal basında yüzlerce, internette binlerce yazım yayınlandı desem yalan olmaz.

Tabii herkesin ve her yazanın olduğu gibi benim de takip ettiğim dergi ve basın var.

Dergiler Bilim Ütopya, Popüler Bilim, Birikim ve çizgilerini değiştirmeden önce benim de yazdığım Türk Edebiyat ve Yenidünya.

Okuduğum gazetelere gelince bunlar, Hürriyet, Sabah, Akşam, Radikal, Zaman, Bugün, Vakit ve Cumhuriyet’ tir.

Belki şaşıracaksınız ama yazdığım tüm yazılar, okuduğum makalelerdeki alternatif görüşlerden doğar.Bu bakış açılarını mistisizm ile bağdaştırmak ta haliyle benim görevim olur.

Yasaklı olmama karşın yurt içinde ve dışında büyük bir alaka ile takip edildiğimi biliyorum.

Neyse konu bu değil.

Konu kimleri okuduğum idi.

Benim favorim basının yeni yıldızı tartışmasız Engin Ardıç’ tır. O, hiciv sanatının ustasıdır. Şaka ile ciddi olanı tarif eder. Ve bana göre şu anda ‘Türkiye’nin number one’ıdır.  Hürriyet’ten Oktay Ekşi düzgün ve anlaşılır yazı tekniği ile listemde yerini alır. Eski yılların ilki Serdar Turgut aşırı yazı yazmaktan yerini bence Ardıç’ a kaptırmış gibi görünüyor. Radikal’ de Perihan Mağden’i mutlaka, Murat Yetkin’ e rastlarsam ( ki zaman zaman Birikim dergisinde de yazılarını görüyorum), Genel Yayın Müdürü İsmet Berkan’ı ve Hasan Celal Güzel’i kesinlikle takip ederim (sadece pazar günleri yazmasa ne iyi olacak).

Fatih Altaylı anlamsız bir şekilde Sabah’tan ayrılarak maalesef yazar kimliğini yitirdi dersek doğru olur. Takip ettiğim biri idi, yazık oldu. Demek ki kabiliyetin yanında zemin de önemli.

İlhan Selçuk tam bir ustadır. Az, ancak öz yazar. Anlatacaklarını, diyeceklerini üç-beş kelimeye sığdırır. Yığınla cümle kurmasına gerek yoktur.

Cumhuriyet’ten beğendiğim diğer yazar ise Şükran Soner’dir.

Vakit Gazetesi’ni atak ve her zaman canlı bulurum, bu gazeteye aboneyim, Zaman’ a da öyle. Vakit’te gözüm A.İhsan Karahasanoğlu ve Hasan Karakaya’nın üstündedir.

Karakaya o kadar konuyu nasıl buluyor-işliyor şaşılacak bir şey. Belki inanmayacak, belki dudak bükeceksiniz ama bu gazete hakkında çok fazla ön yargılı olmamanızı tavsiye ederim.

Basın hayatında soluk mavi bir nokta gibi duran Zaman ise ilk başlarda hiç ilgimi çekmedi, itici geldi. Ama içine girince boş bir yayın organı olmadığını anladım. Bu gazetede Şahin Alpay tereddütsüz favorimdir. Yanılmıyorsam Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. Şahin Alpay’ ı zaman zaman Engin Ardıç ile kıyaslıyorum, ama Ardıç kuşu ağır basıyor. Diğerleri Nihal B. Karaca ve Ali Bulaç’ tır. Nihal Hanım öyle bir yazı tekniğine sahip ki hayran kalmamak imkânsız. Daha sık yazmasını isterdim. Hatta, hemen her gün. Ben, ona sağ basının Perihan Mağden’ i diyorum. Yakıştıramıyorsa umarım beni affeder. Onda tespit ettiğim şey; Bakış açısını iyiden iyiye içselleştirmiş olması. Ali Bulaç da konusuna hâkim bir yazar olarak temayüz ediyor. Oldukça beğeniyorum. Makalelerinde biraz Arapçaya kaçmasa çok daha iyi olacak.

Şimdi, sizin ‘’Bu bahsettiklerini gerçekten okuyor mu?’’ diye düşünmeniz mümkün.

Bence doğru tespit okuduğum yönünde.

Ama yinede siz bilirsiniz…  

Ayrıca, ilave etmek istediğim bir husus daha var. Savunduğum ilkelere ters düşen yazarı düşman ilan etmek gibi bir düşünceye sahip değilim…

Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle hoşçakalııııın..

 

 

 
 
İstanbul - 30.05.2008
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com