Korkunun değişik yüzleri...
Ahmet F. Yüksel
 

Bir Hint masalına göre kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare varmış. Yaşamı sürekli korku içinde geçtiğinden büyücünün biri, fareye acıyarak onu bir kediye dönüştürmeye karar verip kedi yapmış.

Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlamış. Olanları izleyen büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürmüş.

Kaplan olan fare, sevineceği yerde bu kez de avcıdan korkmaya başlamış. Büyücü bir bakmış ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkân yok.

Böyle düşünüp onu tekrar eski haline döndürmüş. Ve şöyle demiş "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden benim sana yardım etmem mümkün değil".

Korkunun değişik yüzleri, renkleri var. Korkudan kurtulabilmek için tavır olarak ve bakış olarak dönüşümler gerekir.

Duygusal olarak bir farklılaşma moduna geçilmesi şarttır. Böyle büyük değişiklikler olması gerekir ki, korkuyu yenebilelim, korkunun ne olduğunu anlayabileyim.

Ama ben bu uygun değişimleri kesinlikle gösteremiyorum ki.

Örneğin, insanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için, düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için, konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için, yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için, unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için korkuyor ve en önemlisi öte yaşamı bilmediği, ne yapacağı belli olmadığı için ölmekten korkuyor.

Yüreğini gönlünün zihnini açamadığı için korktuğu başına geliyor.

Aslında yaşamayı bilmediği için kendi düşüncelerini başkalarının yönetmesine izin verenler, asla esaretten kurtulup gerçeği göremiyorlar.

Unutmayalım; cesaretin bittiği yerde esaret başlar. Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünme zamanı geldi. Bir huyumuzu bir zaafımızı, bir takıntımızı dahi halledemiyoruz.

Korku ise bu saydıklarımın en şiddetlisi. Ama bizim diğer varlıklardan bir farklılığımız var. Bir kere ‘Eşrefi mahlûk’ olarak seçilmişiz. Bunun ne demek olduğunun farkına varmak dahi “korkuyu bertaraf etmek” için yeterli bir sebep. Halife olduğunu bilmek hayatın gerçek anlamının başladığı bir yer. Korkunun farklı renkler taşıması onun mahiyetini değiştirmez. Üstelik cazibeli bir hale getirir. Ama bütün bu faktörler üzerine gidilmemesi için bir neden değildir.

Bak benim güzel kardeşim!

Hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorsun ancak yanlış yoldasın. Yapılacak tek şey var. Kendine çeki düzen ver ve seni dünyaya bağlayan iplerinden kurtul, Allahın ipine sarıl.

Korkusuzca…

 

 

 
 
İstanbul - 12.10.2008
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com