Mitoz (Varlık oluşumu)

     Çoğunuz duymuşsunuzdur “mitoz” kavramını. Ancak mitozun ne olduğunu anlamak için, birtakım bilgilere sahip olmanız gerekir diye düşünüyorum.

     İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımından en küçük birliğine hücre dendiğini biliyoruz.

     Çok hücreli canlılarda, hücrenin belli evrelerden geçerek çoğalması ise mitoz olarak tanımlanır.

     Mitoz “yaşlanan” hücrelerin bölünmeyle (ikiye ayrılarak) yenilenmesidir.

     Özetle, yaşam tümüyle bölünme üzerinden yürümekte ve gelişim göstermekte denebilir.

     Bizler her an, olması gerektiği gibi ve çok sağlıklı bir “mitoz” (bölünme) yaşıyoruz, ama ne yazık ki bunun farkında değiliz.

     Gerçi birbirine benzemeyen, birbirinin zıddı “iki ayrı şey haline gelmiyoruz.

     Ancak yine de mitoz gerçekleşiyor.

     Mitoz yapan bu iki hücrenin “zemini” aynı iken, “algılamasında” bir farklılığın olması mevzubahis oluyor.

     Sanki insana yeni bir vizyon kazandırmak için bu işlem gerçekleşiyor.

     Yani bir bakıma, düşüncelerde alabildiğince bir değişim yaşanıyor.

     Ne var ki her bir hücre, çok sayıda bölünmeye rıza göstermekle beraber, diğerini kabullenmesi pek de kolay olmuyor.

     Diyelim ki ‘A’ hücresi mitoz yaparak ‘B’ hücresini meydana getirdi.  ‘A’ hücresinde, namaz, oruç, zekât ve hac kavramları tanrıya endeksli bir şekilde ele alınırken, ‘B’ hücresinde aynı çalışmalar ‘A’ hücresinden farklı, daha değişik biçimde ele alınıp, ismi Allah olana yönlendiriyor. İşin ilginç yanı, kendisinden kopmasına rağmen, A hücresi, yenilenen B hücresini algılamakta, kabullenmekte zorlanıyor.

     Bölünme devam ediyor. Bu kez ‘B’ hücresi mitoz yaparak ‘C’ hücresini oluşturuyor.

     Şöyle ki; ‘B’ hücresinde sistematik düzeyde bu görevler yerine getirilirken, ‘C’ hücresinde, A’da ve B’de bahsi geçen şeyler, daha bir başka, gerçek/orijinal anlamları ile yaşanıyor.

     Örneğin, oruç tutma eylemi ‘C’ hücresinde, morfik alanlar oluşturmak ve aynı zamanda ilahi güçlerle tahakkuk etmek manasına geliyor.

     Dolayısıyla, aynı olan şeylerin mitozla, fikir ve yaşam bakımından ne kadar değişim gösterdiğini ortaya koyuyor.

     Bu kez ‘C’ hücresi mitoz yapıp ‘D’ hücresini meydana getirdiğinde, temelde ‘A’, ‘B’, ‘C’ hücrelerine benzer ortak noktaların kabullenilmesine karşın, ‘D’ hücresinde çok daha değişik bir boyutun varlığına tanık olunuyor.

     Ve ‘D’ hücresi, ‘Muhammedi’ boyutun gerçekleşmesinde görev alıyor.

     Buna göre ‘C’, ‘B’ ve ‘A’ hücreleri varlığını ‘D’ hücresinden alıyor demek mümkün.

     Anlayacağınız, ‘A’ hücresi kendi içinde bölünüyor, ‘B’ hücresi kendi içinde bölünüyor, ‘C’ hücresi kendi içinde bölünüyor, hatta ‘D’ hücresi dahi kendi içinde bölünüyor.

     Oluşan bu iki yeni hücreden birinin içinde İslâm varsa, diğerinin içinde de bu kez farklı bir İslâm var.

     Buna göre İslâm, çağdaş-yenilikçi hale geliyor. Algılama şekli değişiyor.

     İşin ilginç tarafı, var olan bütün “organizmalar” bölündükleri halde, tek bir yapıdan kaynaklandıklarından ötürü, birlikteliklerini aynen sürdürebiliyorlar.

     Bu arada “mitoz’u” tetikleyen nedenin, bilinç faktörü olması akıllardan çıkarılmasın.

     Yeni “hücredeki”  algılama yepyeni bir renk ve bir boyut kazanırken, ilkinde eski dil ve eski anlayış devam edip gidiyor.

     İşte  “organizma” olarak aynı, ama “ayrı” hücre yapısı ile fikirlerin tamamen değiştiğine şahit oluyoruz.

     Şurası muhakkak ki, ortak bir benliğe sahip olmamıza rağmen yenileniyor ve tazeleniyoruz.

     Karamsarlığımız, iyimserliğe dönüşüyor.

     Bu bağlamda ‘A’ hücresi bakış açısı itibariyle bir olayı makul seviyede görmez iken, ‘B’ hücresin, kendine ters gelen fikirleri ‘makul’ olarak görebiliyor.

     Yani bir anlamda “algılama ve kabullenme” biçimimiz değişiyor.

     Şiddetin, öfkenin, intikamın, meydan okumanın, ezmenin, “ben sana gösteririm” demenin yerini, “çözümü isteyen” ve bunu akılla arayan bir konuma bırakması söz konusu.

     Bir bakıma başkalarının düşüncesi, bizim düşüncemize, başkalarının bilinci, bizim bilincimize benzemiyor.

     İşte bu anlattıklarım, mitozun delili, göstergesi.

     Arada dağlar kadar değişiklik gerçekleşiyor.

     Ama hepsinden önemlisi bütünlüğü bozmayacak şekilde farklılaşıyoruz.

     Mitozun en önemli bir yanı da burası.

 
 
 

 

 
 
İstanbul - 05.12.2010
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com