Paraşütünüzü kim hazırlıyor?
Ahmet F. Yüksel
 

Charles Plumb Vietnam'da savaşmış Amerikalı bir savaş pilotuydu. 75 başarılı sortiden sonra, uçağına isabet eden bir füze tarafından vurulmuştu. Uçak tam düşecekken, fırlatma kolunu çekerek uçaktan atlamıştı. Paraşütü açılmış, sağ olarak yere inmiş ancak düşman eline geçmişti. Yakalandıktan sonra, altı yılını Vietnam hapishanesinde geçiren Plumb, sonunda bu zor dönemi atlatarak özgürlüğüne kavuşmuştu. Bir gün Plumb ve karısı bir restoranda otururlarken, yan masada oturan adamlardan biri yanlarına gelir ve şöyle der:

- Seni tanıdım, sen Plumb'sın. Sen Kitty Hawk savaş gemisinden savaş jetiyle Vietnam'a uçan kişisin. Ve orada vuruldun.

- İnanamıyorum. Bu imkansız nasıl bunu bilebilirsin?, der Plumb.

- Çok iyi biliyorum. Çünkü senin paraşütünü ben hazırlamıştım.

Plumb büyük bir sevinç ve minnetle ayağa kalkar ve ona sarılır. Adam "Sanırım paraşüt sana bir problem çıkartmamış" der. Plumb ise "Eğer çıkartmış olsaydı bugün seninle burada konuşuyor olamazdım" diye cevap verir. Plumb o gece hiç uyuyamaz, hep o adamı düşünür durur. Acaba deniz kuvvetlerindeyken nasıldı? Kime benziyordu? Beyaz şapkası, lacivert fuları, metal düğmeli ceketiyle yüzlercesinin arasından onu nasıl ayırt edip hatırlayabilecekti. Kim bilir kaç sabah onu görüp ona, bırak "Nasılsın" demeyi nasıl "Günaydın" bile demediğini düşündü. Ne de olsa o bir savaş pilotuydu, diğeri ise sıradan bir denizci. O denizci kim bilir günde kaç saat, geminin karanlık hangarında, tahta masaların üstünde, onca ipi ve ipek kumaşları bir cerrah titizliğiyle katlayıp paraşütleri hazırlıyordu. Kim bilir kaç kez elleri bir başkasının kaderini örüyordu. Kim bilir bu eller kaç kez başkasının yaşama tutunmasına yardımcı olmuştu. Üstelik bu kişilerin kim olacağını hiç bilmeden.

Şimdi ise Plumb, toplantılarında her gün şu soruyu soruyor: "Sizin paraşütünüzü kim hazırlıyor? Herkesin etrafında, onun için bir şeyler yapan, onun hayatını kolaylaştıran, değerli kılan birileri vardır. Sizin paraşütlerinizi hazırlayan kimler?" Ve ekliyor: "Düşman tarafına düştüğümde sadece bir paraşütüm yoktu. Birçok paraşütüm vardı. Fiziksel paraşütüm, zihinsel paraşütüm, duygusal paraşütüm ve spritüel paraşütüm benimle birlikteydi. Bunların desteği olmasaydı güvende olamazdım ve başaramazdım".

Değerli dostlarım!

Bazen gündelik yaşam içinde, hatırlanması, teşekkür edilmesi gereken o kadar çok şey varken, bizim için iyi bir şeyler yapanlara bir 'merhaba'yı, 'nasılsın'ı, bile çok görüyor es geçip gidiyoruz. Samimiyetle cevap verelim. Kaçımız bizim hayatımıza renk katan ve kolaylaştıran kişileri saygı ile anıyor ve onlara minnet duymayı biliyoruz. Bırakın minnet duymayı aksine dur durak tanımayan bir ‘kin’ tutmayı yeğliyoruz. Zihinsel çelişkilerin yoğun baskısı altında yaşamayı sürdürmek marifet değildir. Unutmayalım ki, herkesin paraşütünü kullanacağı bir gün vardır. Ya bugün ya yarın ama o mutlaka bir gün gelecektir.

Sevgi ile kalın. Allaha emanet olun.

 

 
 
İstanbul - 14.06.2007
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com