Performans artışına bakmak

 

Son zamanlarda “insan beyninin çalışma kapasitesini” genişletecek teknolojik atılımlara tanık oluyoruz. İstatistiklere göre, ciddi bir performans artışı var.

Mesela, bilgisayar teknolojisi, çok kısa sürelerde, fevkalade gelişmeler gösteriyor ve insanlığın edindiği bilgilerin üretilmesi ve saklanması için inanılmaz potansiyeller içeriyor.

Buna bağlı olarak; hafızanın (insan beyninin hafıza kapasitesi 200 terabyte/200 000 gigabyte) beyin kapasitesinin gelişmesi ile ilgisi olduğu düşünüldüğünde,  sonsuz bilgilere sahip olabilmesi  veya bu düzeye yaklaşabilmesi mümkün.

Bir örnek: Diyanetin kadrolu imamlarının  Kur'an-ı Kerim'i tümüyle ezberlemiş olmaları şartı aranır. İmamlar bu bakımdan, hafıza kapasiteleri çok yüksek kişiler olarak temayüz ediyorlar.

Beyinlerinin  belirli bölümlerinin faaliyet içinde olduğunu ve en fazla %8 civarlarında bir aksiyonla çalıştığını düşünürsek, % 100e vardığında “hafızalarının da nerdeyse sonsuza varacağı” şeklinde bir izlenime sahip olabiliriz.

İlginç olan ise, hatırlama denen işlevin performansa yaptığı destektir.

Bunu şöyle izah etmek mümkün: Gerçeklerin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmak için gözle başlayan (görsel giriş) impalsların beyinde bir anlam oluşturması ve bu anlamın beyin tarafından ruha transfer edilişi, yeri geldiğinde ruhtan tekrar geriye dönerek (feedback) kısmen beynin görsel bağdaştırma korteksinde canlandırılması, zihinsel faaliyetlere yardımcı olması bakımından ek bilgi şeklinde kullanılması söz konusudur ki, bu sistem zihni çalıştırmada en önemli etmendir..

Dikkat edin, insan çoğu zaman bir yılgınlık, bedbinlik ve karamsarlık cenderesi altında yaşar.

O artık problemlerle boğuşup durur. 

Yeteneği vardır, ama bunu faaliyete geçirecek gücü, nedenleri bulması gerekir. Yaşam sınırlılık üzerine inşa edilirse başarı beklenemez. Sağlıklı bir düşünce yapısı ise, başarısızlığı başarıya dönüştüren bir faktördür.

Doğru, çağdaş, aydın, sevecen bir yapının başarı kazanmaması için bir sebep yoktur.

Dikkat çekici bir husus da başarıda sağlıklı beslenme koşullarının aranması. Aşırı kilolu bir bedene ait beynin rahat çalışabilmesini, performans artışını bir yana bırakın, basit şeyleri dahi düşünebilmesi imkânsız gibidir.

Bu yönde Mustafa Kemal Atatürkün; "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur."  sözü ne kadar güzel, ne kadar anlamlıdır.   

Anlayacağınız gibi sorun, insanın kendini anlatması, ifade etmesi, hatırlayıp  bağlantıları kurabilmesi, yeteneklerini arttırması, kısaca performansıyla ilintili oluyor.

Yeri gelmişken ifade etmek istediğim bir boyut daha var: Unutkanlık!

Bu olgu, bugün “genç yaşlı demeden” toplumun ekseriyetini etkisi altına almış durumda.

Gerilim ve çatışma ortamında sürekli bulunmak, stresli yaşamak birçok rahatsızlıkla beraber, unutkanlık nedeni.

Sonuçta, beynin beklenen aşamayı yapamayışının da bir göstergesi bu.

Ayrıca, yaş ilerledikçe bellek de zayıflıyor. Gerçi ruhtan beyne sağlıklı bilgiler geliyor, fakat nöronlar arası bağlantılarda, nörotransmitter düzeyindeki kimyasal azalmalarla birlikte yavaşlama söz konusu olduğundan, hatırlama denen işlev de gerçekleşmiyor ya da minimum seviyede kalıyor.

Bu nedenle, zihinsel faaliyetler tam anlamıyla gerçekleşmiyor, denebilir.

İnsan “kendi tanımını yapamadığı ve var olma nedenini” sistematik olarak kuramadığı gibi, atacağı her adım genellikle yanlış oluyor.

Bu halde, istenilen çıkışı da bir türlü yapamıyor.

 

 

 
 
İstanbul - 21.05.2009
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com