Ramazan Ayı
Ahmet F. Yüksel
 

Rasulullah Efendimiz (sav), “Ramazan ayı ümmetimin ayıdır” demiştir.

Efendimiz (sav) bir gün, "Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün!" buyurdular. Bu uyarı nedeniyle etrafında bulunan sahabe,  "Kimin burnu sürtülsün ya Rasûlallah?" diye sordu.

Rasulullah şöyle yanıtladı: "Ramazan'a girip de ondan günahları bağışlanmış olarak çıkamayanın; yanında anne-babasından biri veya ikisi ihtiyarladığı halde, onların gönlünü kazanarak Cennet'i hak edemeyenin; yanında ismim anıldığı halde bana salât-ü selâm getirmeyenin."

Bir hadis-i şerifte, "Ramazan'da dilini tutmayanın, kötü davranış ve kötü sözlerden kaçınmayanın aç ve susuz kalmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." buyrulur.

Dolayısıyla Ramazan, nefsi her bakımdan terbiye etme ve ona mutlak aczi ve fakrıyla gerçek mahiyetini anlatabilme ayıdır.

Allah Rasûlü (sav), Âhiret'te kavmi hakkında, "Kur'an'ı kendisine sırt dönülüp ondan kaçılacak bir şey gibi yaptılar; ona arkalarını dönüp ondan uzaklaştıkça uzaklaştılar." diye şikâyette bulunacaktır. Ve Kur'an'ın bu hale en fazla maruz bırakıldığı dönem de, yine bir başka hadis-i şerifte ifade buyurduğu üzere, "Kur'an'ın bir vadide, insanların bir başka vadide" seyrettiği son birkaç asırlık dönemdir.

Ramazan ayı, Kur'an'ın önce Levh-i Mahfuz'a topluca indiği, daha sonra oradan peyderpey dünya semasına, Efendimiz'e intikal etmeye başladığı aydır. Sırlarla dolu ayın içeriğinde, Kur'an’ı algılayabilme, onunla bütünleşme, onu daha anlamlı bir şekilde okuma ve mütalâa edip bir daha ondan ayrılmamaya ahdetme, sağını solunu şaşırmışlıktan kurtulma, ilişkilere daha soğukkanlı ve nesnel bakmayı, daha iyiye ve doğruya, daha ileriye gidişi temin etme nitelikleri bulunmaktadır.

Ramazan ayı, Allah isminin manâsıyla bütünleşme, İlâhî aşk ateşine düşme, istiğfarın esasının ‘Hu’ ya dayandığını bilme ayıdır. Sahuruyla, iftarıyla, orucuyla, tespih namazları ile İslâm'ın en önde gelen prensiplerindendir; Ruhlarda öte âleme potansiyel birikim temin eden aydır.

Ramazan ayı, şeytanların/cinlerin en şerlisi durumunda bulunan ifritlerin zincire vurulduğu, oruç sevabının miktarını sadece Allah'ın bildiği ve Cennet kapılarının ardına kadar açıldığı aydır.

Ve Ramazan ayı sadece Allah Rasulünün ümmetine has olan, varlığı tanıma, vahdet ilmine/realitesine ulaşma ayıdır. Bu etmene neden olan şey Ruhun, samanyolunda, bireylerin kendisinde/beyninde zuhur etmesidir.

Her insanda olması gereken, her konuya yeni tümel gözle bakmayı oluşturan bir tecelli değil midir bu?

Yeryüzünde yaşamanın en anlamlı olan yanı da burasıdır; Varoluş gayesini bilmek.

İşte, Kadir gecesine bu tür algılama ile yoğunlaşmak gerekiyor. Ölçü, denge ve itidal getiren Ramazan ayının en önemli yanı/özelliği Ruhun tenezzülüdür.

Müminlerin kuşkusuz büyük bir içtenlikle/inançla yönlendikleri ve bir kez daha yaşama durumunda bulunduğumuz Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını, bizlere istikamet vermesini temenni ediyoruz.

 

 

 
 
Şanlıurfa - 08.09.2008
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com