Adam, oğlunun odasının önünden geçerken şaşkınlıkla baka
kaldı. Yatağı güzelce toplanmış ve odası hiç olmadığı
kadar derli toplu görünüyordu. Baba, daha dikkatli
bakınca, yatağın üstüne iliştirilmiş zarfı fark etti.
Zarfın üzerinde "Babama" yazıyordu. Aklından
geçen bin bir kötü düşünceye yenik düşmemeye çalışarak
zarfı açtı ve titreyen elleriyle mektubu okumaya
başladı: Sevgili baba; Sana bu satırları derin bir
pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Ne olur beni
anlamaya çalış. Başka çarem olmadığını bil lütfen baba.
Kız arkadaşımla birlikte kaçmak zorundaydım çünkü seni
ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim.
Gerçek tutku ve aşkı ben Ayşe'yle buldum ve o öyle tatlı
ki anlatamam... Şunu biliyordum, siz onun vücudunun her
yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri,
kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla
onaylamayacaktınız ve tabii benden çok büyük olması da
bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek
tutku ve gerçek aşk... Baba Ayşe hamile! Ve Ayşe'nin
dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait
bir karavanı ve tüm kış yetecek kadar da yakacağı var.
Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi ise rüyalarımızı
süslüyor, bize heyecan veriyor. Ayşe benim gözlerimi
esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye
zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara
pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokain
ve diğer uyuşturuculara ulaşacağız. Artık tam anlamıyla
bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDS'in çaresi
bulunsun ve Ayşe eski sağlığına kavuşsun diye. O
kesinlikle iyileşmeyi hak ediyor. Endişelenmeyi bırak
baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine
bakabilirim. Eminim bir gün geri döneceğiz ve sen kendi
torunlarını tanıyacak, seveceksin. Oğlun Ahmet
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru
değil. Ben Mehmet'lerdeyim. Sadece sana hayatta masamın
üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin
olduğunu hatırlatmak istedim. Ahmet, bu mektubunda en
acımasız felaketi gösterip kendi en kötüsüne razı etmeye
çalışmış babasını. Günümüzde de öyle değil mi? Aileden
iş hayatına kadar... Oysa liderlerin yapması gereken
kötünün iyisine razı olmak değildir. Daima daha da iyiye
gidecek sistemleri kurmak ve her adımın iyi işlediğinden
ve uygulandığından emin olmaktır.
Kıssadan hisse: Kimsenin sizi 'kötünün
iyisine' mahkûm etmesine izin vermeyiniz... |