Vakit geçirmeden

Bu siteyi takip edenler, haftanın sohbeti bölümünde yaklaşık bir ay önce kaleme alınan ‘Çadırlar’ başlıklı yazıyı mutlaka okumuştur.

Hatırlatalım;

Yazı başlığının devamı ‘Akdeniz’de akşamlar bir başka oluyor, ama çadır içinde hayat bir başka yaşanıyor’ şeklinde idi.

Sanırım insanımızı ilgilendiren bu çok önemli gerçeği pek çok kimse görmedi.

Bugün iklim şartları farklı... Şimdi basın manşetleri şöyle geçiyor ;

‘Hiç ıslak çadırda sabahladınız mı?..’ ‘Sonbahardan sonra kış gelir..’

Çadırdaki bir yaşam öyküsü ise şöyle özetleniyor;

Burası Kaynaşlı, her çadırda fersiz bir yıldızın gölgesi var. Ailesinin yarısını kaybetmiş, Halim, günlerin nasıl geçtiğini anlatıyor;

-Ateşin başında toplanıyor ve düşünüyoruz.

Karısı sözünü kesiyor;

-Yaptığımız tek şey bir köşeye geçip ağlamak...’

Şöyle veya böyle.. Önemli olan bundan sonrası.

Kış çetin geçecek, çadırlarda bu yaşantının devamını temin etmek, ağır şartlara karşı koymak insanımız için çok güç, hatta imkansız..

Önerimiz ise şu;

Devletin vakit geçirmeden-prefabrik evler tamamlanıncaya kadar çadır kent sakinlerini, başlarını sokacak bir tas çorba içecek ortama, kiralayacakları otellere yerleştirmek olmalıdır.

Sıcak bir ortam ve geride bıraktıklarını kaybetmeme teminatının devlet tarafından verilmesi onları mutlu edecektir.

Vakit geçirmeden bu eylemin yapılması gerekiyor.

Umarım sonuçlanır.

Haftaya buluşmak üzere...

 

[Bu Yazı 11 Aralık 1999 tarihli akşam gazetesinde yayımlanmıştır.]

 

Arkadaşına gönder 

 

 

Paylaş