Zaman her şeyi nasıl da değiştiriyor!
Ahmet F. Yüksel
 

Bir zamanlar bu ilmin çevresinde yürütülen tartışmaları, sarf edilen enerjiyi, yeşeren umutları, geliştirilen kuramları, ihanet ve döneklik suçlamalarını düşünüyorum da 'Hey gidi zaman hey' diyorum kendi kendime. Zaman, insanı ve olayları, hatta eğitimi bile nasıl da değiştiriyor, ne hale getiriyor.

Bizim dönemimizde herkes tek tip bir anlayışı paylaşır, onunla yatar onunla kalkardı. İkiliğe düşecek bir düşünceyi çağrıştıracak bir çılgınlığa/hataya, nifaka sebebiyet verecek bir olayın tuzağına asla düşmezdi.

Bilmiyorum; ama gerçekten bu ilmi yaşayan herhangi birine ‘Bir tasavvuf ehli nasıl olur?’ diye sorsaydınız, size: “Gittiği camisinin dışına çıkmasını bilen, hayatı manadan ibaret sayan, bugünü değil yarını yaşayan, sorumluluk bilen ve gereklerini yerine getiren, insanın ufkunu açan, düşündüren, kılığına kıyafetine özen gösteren, kötü giyinmeyen, renk zevki olan, kendisini alakadar etmeyen fuzuli şeylerle uğraşmayı zul sayan, teknolojiden nasibini alan, ölümlerde ve bazı hallerde okuyacağı dua zamanını iyi bilen, ‘hafid’ isminin mazharı olarak hatırlanmayan, adabı muaşeret kaidelerini bilen, olgunlaştıran, dünyayı gezen, tanıyan, gelişmeye öğrenmeye açık, sosyal yaşamdan uzak durmayan aktif insanlar…’’ şeklinde bir tarif getirmesi muhtemeldi.
Kuşkusuz, sayılanlar, bu konuya eğilmiş, gönül vermiş, hassasiyeti olanlara son derece düşündürücü ve umut veren nasihatler olarak göze çarpar.

Bir diğer ayrıntı da yanlış anımsamıyorsam, o zamanlar üstünde önemle durulan bir husus, öğrenmeden- öğretmemek etrafa yanlış, saçma sapan bilgiler vermemekti.
O günden bu yana kimlerin kimlere ne anlattığı ve bunların ne kadar zarar verdiği bilinmiyor. Bu aşamada, her dönemde olduğu gibi bu ilmi anlatan insanların kendilerine çekidüzen vermeleri, kapasite ve istidatları nispetinde yetkilerini de dikkate almaları ve anlattıklarının bir sistem/mantıkla örtüşmesi gerekiyor.

Ama sorulara tatmin edici cevapların verilmemesi, her isteyene arzusunu kıramayıp kaptanlık öngörülmesi, meraklısına eğitim verme işlerini aksattığı gibi sistemle örtüşmeyen karmakarışık bilgileri de kapsaması açısından çok yanlış oluyor.
Varılan yerdeki tablo, bu gibilerin yüzünden tasavvufun hızla geriye gitmekte olduğunu, zaman içinde değişimin gerçek yüzünü ve ne denli zararlı hale geldiğini gösteriyor.
Ancak toplum, sorunları sulandırmaya çalışan bu tür gürültücülere ‘pabuç bırakmayacak’ şekilde bilinçlenmeli.

Bence yapılması gereken şey, önce onlara bu densiz konumlarını hatırlatmak, var oluş felsefesini ve kendilerine zarar vermelerini engelleyecek öğretiler sunmak, bireysel uyumsuzluğa yer bırakmamayı temin etmek ve sonrasında yönetmeyi öğretmektir.

Çünkü, yanlışlardan dönmek yapılacak en mantıklı iş olacaktır.
Ben daha farklı, akla dayanan bir başka düşünce akımını bulamıyorum.

Haksız mıyım, ne dersiniz?

 

 
 
İstanbul - 28.02.2008
sufizmveinsan@gmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com