C |
Aslında Kanser hastalarına uygulanacak bir beslenme
rejimi vardır Bilindiği gibi, uzun süre doktorlar kanser
hastalıklarıyla ilgili bir beslenme rejimi önermediler. Ancak
günümüzde bu konu yavaş yavaş gündeme gelmektedir.
Kanser araştırmaları
sürdürülürken koyunlarda kanser oluşumunun milyonda bir
olduğunu fark etmişti. Merakla bu olay araştırılmış ve
koyunların daha ziyade ot filizleriyle beslendiklerini görerek
bu filizleri incelemeye karar vermişti. Taze filizlerde de
hayvanlardaki Dormin'e benzer bir madde buldu: Abscisic acid!
Abscisic acid A
vitamini molekülünün bir parçasıdır. Tüm tohumlarda,
meyvalarda ve sebzelerin olgun yeşil kısımlarında mevcuttur.
En fazla üzüm, avokado, armut, beyaz iç kabuğuyla yenildiğinde
portakal, soymadan bütünüyle yemek koşuluyla elma ve nihayet
çilek gibi meyvalarda; fasülye, börülce, mercimek, patates,
domates, soğan ve ıspanak gibi sebzelerde bulunur.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde başrolü oynayan A
vitamini sarı ve kök sebzelerde ve bilhassa havuçta bol
miktarda bulunur. Ancak şu bilinmelidir ki yüksek ısıda A
vitamini bozulur. Bu yüzden yemek pişirme usüllerimizin çoğu,
besin maddelerimizi abscisic acid yönünden iflasa sürükler.
Örneğin taze havuç suyundan yüzde yüz elde edebileceğimiz
bu madde havuç kızartmasında sıfıra iner. Burada hemen bir
önemli konuya değinmemiz gerekiyor. Besinleri yüksek ısıda
pişirmek ya da kızartmak, içerdikleri vitaminleri yok ettiği
gibi, ayrıca besinlerin niteliklerini de bozar. Izgaralarda ateşe
damlayan yağların çıkardığı is de tehlikeli karsinojen
maddeler taşır. Düdüklü tencereler de yüksek ısı yüzünden
aynı nedenle kullanılmamalıdır. Bazı besinlerle reaksiyona
girdiğinden alüminyum mutfak malzemelerinin kullanılması sakıncalıdır.
Yemek pişirirken elinizden geldiğince az su kullanın.
Susuz pişirmelerde ise ya seramik kaplar ya da paslanmaz çelik
malzemeler seçin. Yemeği sofraya oturmadan az önce pişirmiş
olmalısınız ve de olabildiğince düşük ısı kullanmalısınız.
Gün boyu susadıkça taze sıkılmış meyva suları ve evde
hazırlanmış çorbalar için. Böylece gereken mineral ve
vitaminlerle lüzumlu enzimleri depo etmiş olursunuz. Katiyen
klorlu çeşme suyu kullanmayın. Alkollü içkiler, gazoz ya da
gazozlu meyva sularından kaçının. Sigaradan ve yoğun sigara
dumanı olan yerlerden uzak durun. Normal şekli bozulmuş sebze
ve meyvaları satın almayın. Bahçeniz varsa sebzelerinizi
kendiniz yetiştirin.
Rafine beyaz un ürünlerini -çarşı ekmeği ve makarna türleri-
listelerden çıkarın. Bunların yerine çavdar, yulaf ve
kepekli buğday ekmeği ve kepekli buğday unundan evde
yapabileceğiniz hamur işlerini yeğleyin.
Dikkat edilmesi gereken ürünler arasında şunlar da
bulunmaktadır. Sığır eti, sucuk, salam, sosis, füme et mamülleri...
Sanayi kesimi tavuk eti ve üretim çiftliği yumurtaları...
Aile kümeslerinde ya da köylerde yetiştirildiğine inandığınız
tavuk eti ve yumurtaları ve taze olmak şartıyla derin su balıklarını
yiyebilirsiniz, deniz kirliliğinin çok artmış olduğu günümüzde,
karides, yengeç ve ıstakoz gibi deniz kabuklularından kaçınmanız
öneriliyor. Zeytinyağı, susamyağı ve çiğ tereyağı
kullanmalıyız. Margarin ve rafine yağlar listemizin dışında
kalmalıdır.
Kanserli hastalar C vitaminini ayrıca ilaç olarak günde 4 -
5 gram almalılar.
Bazı kanser türlerinden kaçınmak mümkündür:
1. Sigara içmeyiniz. Sigara içenler, en kısa sürede sigarayı
bırakınız ve özellikle içmeyenleri dumana boğmayınız.
Bazı tip kanserler, kişinin elinde olan alışkanlıkların
sonucudur. En tanınmış örnek tütün kullanımına bağlı
akciğer kanseridir. Aynı şekilde tütün kullanımı, gırtlak
ve mesane kanseri riskini de artırır. Tütün en sık kanser
nedenidir. Tütün kullanmayan fakat dumanına maruz kalan kişilerin
de kanser olma riski yüksektir. Ayrıca tütün kalp ve damar
hastalıkları riskini artırır.
2. Alkollü içki kullanma alışkanlığınızı değiştiriniz.
Alkol, bazı tür kanserlerin oluşumunu kolaylaştırır. Ağız
boşluğu, gırtlak, yemek borusu, karaciğer kanserleri riski
alkolle artar. Tütün kullanımı, riski daha da artırır. Sağlığınız
için alkol kullanımınızı durdurun veya azaltın. Unutmayın
ki bir bardak bira, bir bardak şarap veya yüksek dereceli içkiler
kadar alkol içerir.
3. Güneşe aşırı maruz kalmaktan kaçınınız Doğal olsun,
yapay olsun ultraviyole ışınları deri kanseri riskini artırırlar.
Deri kanserinin tedavisi genellikle kolaydır. Yoğun güneş
ışınına fazla maruz kalmayınız. Derinizin güneş ışınlarına
alışması için, kısa süreli ve kademeli olarak güneşleniniz.
Ultraviyole ışınlarını filtre eden ve yeterli koruyuculuk
katsayısı olan krem kullanınız. Açık tenlilerin özellikle
daha dikkatli olmaları gerekir.
4. İşinizdeki güvenlik önlemlerine uyunuz (kansere neden
olan her türlü maddenin üretimi ve kullanımı) İşinizde
kanserojen maddelerle temasta iseniz, sizi kanser riskine karşı
koruyan güvenlik yönergeleri bulunmalıdır. Bunları ciddiye
alınız.
Kanser risklerinizi azaltmak için beslenmenizle ilgili iki öneri:
5. Sıklıkla taze sebze, meyve ve lif bakımından zengin
besinler yiyiniz.
6. Fazla kilodan kaçının ve yağlı besin tüketimini sınırlandırın.
Çok yağlı ve lif bakımından fakir beslenme, kalın bağırsak
ve meme kanserinin oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Bazı
durumlarda meyve ve sebzeden yoksun beslenme, mide kanseri
riskini artırabilir. Ayrıca kötü beslenme, kalp damar hastalıkları
ve diyabet gelişimini kolaylaştırabilir. Dengeli beslenmede,
az yağ, bol meyve, sebze ve lif bulunmalıdır.
Kanser ne kadar erken saptanırsa, iyileşme şansı o kadar yüksektir:
7. Derinizdeki ben ve lekeler şekil değiştirirse, şişlik
veya kanama olursa doktora başvurunuz.
8. Öksürük, ses kısıklığı, bağırsak şikayetleri,nedeni
açıklanamayan kilo kaybı gibi sürekli belirtiler varsa
doktora başvurunuz.
Kanserde tanı konduğunda genellikle şikayetler ortaya çıkmış
durumdadır. Bu nedenle erken tanı, iyileşme şansının yükseltilmesi
açısından büyük önem taşır. Yukarıda adı geçen
belirtiler kanser işareti olabileceği gibi başka hastalıklara
da ait olabilir. Her durumda tedavi gereklidir.
Bayanlar için:
9. Düzenli olarak PAP smear testi yaptırınız. Rahim ağzı
kanserleri şikayet oluşmadan çok erken evrede yakalanabilir.
PAP smear testiniz normal çıkıyorsa, iki yılda bir
tekrarlanması önerilir. Diğer sonuçlar için yapılması
gereken test sıklığına doktorunuz karar verecektir.
10. Düzenli olarak meme kontrolü yapınız ve özellikle 50 yaşından
itibaren düzenli aralıklarla mamografi çektiriniz. Kendi
kendine meme muayenesi her ay düzenli olarak yapılırsa,
memedeki değişikliklerin erken olarak farkedilmesinde başlıca
rolü oynar. Mamografi, olası meme kanserinin erken evrede
yakalanmasını sağlayan özel bir röntgen filmidir. Elle
farkedilemeycek kadar küçük değişiklikleri gösterebilir.
Bunlar genellikle kanser dışı değişikliklerdir. Ancak bazen
kesin tanı için ultrason gibi ilave tetkikler gerekir.
Mamografi, meme kanseri elli yaşından sonra görüldüğünden,
bu yaşın üzerindekilerde özellikle önem taşır. Sanılanın
aksine mamografi çekilirken alınan ışın dozu, son derece
azdır. Bu tetkikin kanserin erken yakalanması açısından sağladığı
fayda, alınan ışın dozunun yaratacağı riskten çok daha
fazladır.
Sanırım bu bilgiler kanserden korunmada size ışık
tutabilecek nitelikte ...
Dr.Mahmut Coşkun
|