S

Ailemizde yaygın olarak sindirim sistemi kanseri bulunmakta, alışverişlerimde hernekadar hormonlu sebze-meyve almasamda yine de mecburen kullanıyorum. Bu konuda önleyici olarak neler yapabilirim?

Münevver Halis

C

 Aslında Kanser hastalarına uygulanacak bir beslenme rejimi vardır Bilindiği gibi, uzun süre doktorlar kanser hastalıklarıyla ilgili bir beslenme rejimi önermediler. Ancak günümüzde bu konu yavaş yavaş gündeme gelmektedir.

 Kanser araştırmaları sürdürülürken koyunlarda kanser oluşumunun milyonda bir olduğunu fark etmişti. Merakla bu olay araştırılmış ve koyunların daha ziyade ot filizleriyle beslendiklerini görerek bu filizleri incelemeye karar vermişti. Taze filizlerde de hayvanlardaki Dormin'e benzer bir madde buldu: Abscisic acid!

 Abscisic acid A vitamini molekülünün bir parçasıdır. Tüm tohumlarda, meyvalarda ve sebzelerin olgun yeşil kısımlarında mevcuttur. En fazla üzüm, avokado, armut, beyaz iç kabuğuyla yenildiğinde portakal, soymadan bütünüyle yemek koşuluyla elma ve nihayet çilek gibi meyvalarda; fasülye, börülce, mercimek, patates, domates, soğan ve ıspanak gibi sebzelerde bulunur.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde başrolü oynayan A vitamini sarı ve kök sebzelerde ve bilhassa havuçta bol miktarda bulunur. Ancak şu bilinmelidir ki yüksek ısıda A vitamini bozulur. Bu yüzden yemek pişirme usüllerimizin çoğu, besin maddelerimizi abscisic acid yönünden iflasa sürükler. Örneğin taze havuç suyundan yüzde yüz elde edebileceğimiz bu madde havuç kızartmasında sıfıra iner. Burada hemen bir önemli konuya değinmemiz gerekiyor. Besinleri yüksek ısıda pişirmek ya da kızartmak, içerdikleri vitaminleri yok ettiği gibi, ayrıca besinlerin niteliklerini de bozar. Izgaralarda ateşe damlayan yağların çıkardığı is de tehlikeli karsinojen maddeler taşır. Düdüklü tencereler de yüksek ısı yüzünden aynı nedenle kullanılmamalıdır. Bazı besinlerle reaksiyona girdiğinden alüminyum mutfak malzemelerinin kullanılması sakıncalıdır.

 Yemek pişirirken elinizden geldiğince az su kullanın. Susuz pişirmelerde ise ya seramik kaplar ya da paslanmaz çelik malzemeler seçin. Yemeği sofraya oturmadan az önce pişirmiş olmalısınız ve de olabildiğince düşük ısı kullanmalısınız.
Gün boyu susadıkça taze sıkılmış meyva suları ve evde hazırlanmış çorbalar için. Böylece gereken mineral ve vitaminlerle lüzumlu enzimleri depo etmiş olursunuz. Katiyen klorlu çeşme suyu kullanmayın. Alkollü içkiler, gazoz ya da gazozlu meyva sularından kaçının. Sigaradan ve yoğun sigara dumanı olan yerlerden uzak durun. Normal şekli bozulmuş sebze ve meyvaları satın almayın. Bahçeniz varsa sebzelerinizi kendiniz yetiştirin.
Rafine beyaz un ürünlerini -çarşı ekmeği ve makarna türleri- listelerden çıkarın. Bunların yerine çavdar, yulaf ve kepekli buğday ekmeği ve kepekli buğday unundan evde yapabileceğiniz hamur işlerini yeğleyin.
Dikkat edilmesi gereken ürünler arasında şunlar da bulunmaktadır. Sığır eti, sucuk, salam, sosis, füme et mamülleri... Sanayi kesimi tavuk eti ve üretim çiftliği yumurtaları...
Aile kümeslerinde ya da köylerde yetiştirildiğine inandığınız tavuk eti ve yumurtaları ve taze olmak şartıyla derin su balıklarını yiyebilirsiniz, deniz kirliliğinin çok artmış olduğu günümüzde, karides, yengeç ve ıstakoz gibi deniz kabuklularından kaçınmanız öneriliyor. Zeytinyağı, susamyağı ve çiğ tereyağı kullanmalıyız. Margarin ve rafine yağlar listemizin dışında kalmalıdır.

Kanserli hastalar C vitaminini ayrıca ilaç olarak günde 4 - 5 gram almalılar.

Bazı kanser türlerinden kaçınmak mümkündür:
1. Sigara içmeyiniz. Sigara içenler, en kısa sürede sigarayı bırakınız ve özellikle içmeyenleri dumana boğmayınız. Bazı tip kanserler, kişinin elinde olan alışkanlıkların sonucudur. En tanınmış örnek tütün kullanımına bağlı akciğer kanseridir. Aynı şekilde tütün kullanımı, gırtlak ve mesane kanseri riskini de artırır. Tütün en sık kanser nedenidir. Tütün kullanmayan fakat dumanına maruz kalan kişilerin de kanser olma riski yüksektir. Ayrıca tütün kalp ve damar hastalıkları riskini artırır.
2. Alkollü içki kullanma alışkanlığınızı değiştiriniz. Alkol, bazı tür kanserlerin oluşumunu kolaylaştırır. Ağız boşluğu, gırtlak, yemek borusu, karaciğer kanserleri riski alkolle artar. Tütün kullanımı, riski daha da artırır. Sağlığınız için alkol kullanımınızı durdurun veya azaltın. Unutmayın ki bir bardak bira, bir bardak şarap veya yüksek dereceli içkiler kadar alkol içerir.
3. Güneşe aşırı maruz kalmaktan kaçınınız Doğal olsun, yapay olsun ultraviyole ışınları deri kanseri riskini artırırlar. Deri kanserinin tedavisi genellikle kolaydır. Yoğun güneş ışınına fazla maruz kalmayınız. Derinizin güneş ışınlarına alışması için, kısa süreli ve kademeli olarak güneşleniniz. Ultraviyole ışınlarını filtre eden ve yeterli koruyuculuk katsayısı olan krem kullanınız. Açık tenlilerin özellikle daha dikkatli olmaları gerekir.
4. İşinizdeki güvenlik önlemlerine uyunuz (kansere neden olan her türlü maddenin üretimi ve kullanımı) İşinizde kanserojen maddelerle temasta iseniz, sizi kanser riskine karşı koruyan güvenlik yönergeleri bulunmalıdır. Bunları ciddiye alınız.
Kanser risklerinizi azaltmak için beslenmenizle ilgili iki öneri:
5. Sıklıkla taze sebze, meyve ve lif bakımından zengin besinler yiyiniz.
6. Fazla kilodan kaçının ve yağlı besin tüketimini sınırlandırın. Çok yağlı ve lif bakımından fakir beslenme, kalın bağırsak ve meme kanserinin oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Bazı durumlarda meyve ve sebzeden yoksun beslenme, mide kanseri riskini artırabilir. Ayrıca kötü beslenme, kalp damar hastalıkları ve diyabet gelişimini kolaylaştırabilir. Dengeli beslenmede, az yağ, bol meyve, sebze ve lif bulunmalıdır.
Kanser ne kadar erken saptanırsa, iyileşme şansı o kadar yüksektir:
7. Derinizdeki ben ve lekeler şekil değiştirirse, şişlik veya kanama olursa doktora başvurunuz.
8. Öksürük, ses kısıklığı, bağırsak şikayetleri,nedeni açıklanamayan kilo kaybı gibi sürekli belirtiler varsa doktora başvurunuz.
Kanserde tanı konduğunda genellikle şikayetler ortaya çıkmış durumdadır. Bu nedenle erken tanı, iyileşme şansının yükseltilmesi açısından büyük önem taşır. Yukarıda adı geçen belirtiler kanser işareti olabileceği gibi başka hastalıklara da ait olabilir. Her durumda tedavi gereklidir.
Bayanlar için:
9. Düzenli olarak PAP smear testi yaptırınız. Rahim ağzı kanserleri şikayet oluşmadan çok erken evrede yakalanabilir. PAP smear testiniz normal çıkıyorsa, iki yılda bir tekrarlanması önerilir. Diğer sonuçlar için yapılması gereken test sıklığına doktorunuz karar verecektir.
10. Düzenli olarak meme kontrolü yapınız ve özellikle 50 yaşından itibaren düzenli aralıklarla mamografi çektiriniz. Kendi kendine meme muayenesi her ay düzenli olarak yapılırsa, memedeki değişikliklerin erken olarak farkedilmesinde başlıca rolü oynar. Mamografi, olası meme kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlayan özel bir röntgen filmidir. Elle farkedilemeycek kadar küçük değişiklikleri gösterebilir. Bunlar genellikle kanser dışı değişikliklerdir. Ancak bazen kesin tanı için ultrason gibi ilave tetkikler gerekir. Mamografi, meme kanseri elli yaşından sonra görüldüğünden, bu yaşın üzerindekilerde özellikle önem taşır. Sanılanın aksine mamografi çekilirken alınan ışın dozu, son derece azdır. Bu tetkikin kanserin erken yakalanması açısından sağladığı fayda, alınan ışın dozunun yaratacağı riskten çok daha fazladır.

Sanırım bu bilgiler kanserden korunmada size ışık tutabilecek nitelikte ...

Dr.Mahmut Coşkun


ANASAYFA