Günümüz biliminin kadrini
kıymetini bilmek, ancak ve ancak akıl + zekâ ile mümkün.
Şöyle ki soğuk havalarda ısınabilmemiz için, yine
bilimden yararlanırız. Örneğin, bir doğalgazın çalışma
prensibinden tutun da kombinizdeki elektronik sistem,
yine "bilim" ile gerçekleştirilmiştir.
Peki güzel hoş da
duygularımızı nasıl ifade ederiz bilimle? Örneğin
"güzel" sıfatını ele alalım ...
Bu sıfat Türkçe'ye göre
değerlendirilirse,”varlığın biçimini anlatan bir
kavramdır” deriz. Felsefeye göre değerlendirilirse,
“güzellik herkesin subjektif (bireysel) fikrine göre
değişen bir kavramdır” deriz. Tasavvufa göre
değerlendirilirse, "Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmak"
veya "Allah'a yakin olmak" şekline yorumlanabilir ve
böyle uzar gider.
Pekala Bilim ne der bu
konuya? Nasıl bakar?
Bilimin fikri NESNEL
ağırlıklı olur! Yani belli deneyler yapılır, bu deneyin
sonucuna göre birkaç fikir ortaya atılır ; onların
içinde daha güvenli olan fikir üzerinde yoğunlaşılır ve
sonuç olarak ortak birkaç deney ile aynı sonuç
alınıyorsa, bu bilimin fikri olur.
Bilimde güzel?
Uluslararası standart
olarak bilinen 90-60-90 (cm cinsinden) beden
ölçüsü,mankenlerin sahip olması gereken "mükemmel
aralıktır".Son zamanlarda biraz değiştirdiler -en son ne
oldu bilemiyorum- biz 90-60-90’ da kalalım. Şunu
diyordum ki, bir jüri, bu aralığa en yakın mankenimizi
“güzel” ilan eder, yine bilimsel bir çalışmadır! Bilim,
güzelini böyle seçer.
Bilimde güzel ses?
Bu bölüm biraz
hipotez-teori ağırlıklı olacak.Olayı bilime
yakınlaştırmak için şunları söyleyebiliriz ; insan
beyninin çalıştığı dalgalanma sayısının en mükemmel
olduğu aralık "10 dalgalanma"(Alfa dalgalanması) olarak
biliniyor.Öyleyse, herkes söyler
şiirini,şarkısını,yazısını ...Seyircinin beyninde 10
dalgayı tutturan alır güzellik kavramını,onun sesi güzel
olur.
Bilimde çirkin ses?
Yine hipotez ağırlıklı
bilimsel olduğunu düşündğümüz bir fikir şöyle ;Beyni en
verimsiz aralıkta çalıştıran(titreştiren) ses
dalgalarına çirkin ses denir.
Allah katında çirkin ses?
“Allah (celle celâluhu)
Kur’an-ı Mecid’inde, en çirkin ses eşeğin sesidir.(Eş
cinsine karşı çıkardığı hormonal -şuursal olmayan-
şehvet kökenli bir ses)
Bana göre çirkin ses?
Örneğin, mükemmel bir
konsantreyle ders dinliyorsunuz veya beyniniz mükemmel
bir senkorize ile çalışıyor ki,tam o an kapıyı bir
eşeğin açtığını ve sizdeki o ilhamı gördüğü halde,bunu
bozacak şekilde anırmaya başladığını düşünün.Yani eşeğe
de “eşek git” denmez ki ;hani anlasa yapmaz eşeklik.Bu
nedenle evinizin hayvanat bahçesine uzak olmasını
öneriyorum.
Güzel sesle seslenmek 10
herz'dir!
Konumuzun can alıcı
noktasına geldik.” Güzeli anladık da ‘güzel sesle
seslenmek’ nerden çıktı?” diyebilir kimilerimiz.Güzel
sesle seslenmek bilimsel olarak şöyle ifade edilebilir :
Bu ses öyle bir ses olmalı ki, insanlar tarafından ortak
olarak kabul edilebilmeli (bilimin en önemli özelliği),
insanları rahatsız etmemeli, insan beyninin algısını en
tepe (zirve) noktaya çıkarabilmeli ve en önemlisi,
vardığı noktayı tahrip etmemeli; hatta aksine vardığı
noktayı öyle bir titreştirmeli ki, bu titreşim beynine
vardığında, orda cenneti oluşturabilmeli! Bunun adına
siz ne derseniz ? Ben "güzel ses" derim.
Biz şunu biliyoruz ki ;
beynimizde meydana gelen her oluş ;"bir şeylerin
yaşanması" demek oluyor.Öyleyse beynimiz ses ile
yakından ilişkili ! Bilimsel çalışmalara göre insan
beyninde cereyan eden olaylar, sadece gördükleriyle
sınırlı kalmayıp,"genetiğimiz + gördüklerimiz
+düşündüklerimiz +duyduklarımız +hormonlarımız"
şeklinde, beynin bütünsel verileri değerlendirmesi
sonucu oluşturduğu bir sonuç! Hormonlarımızı bile
tetikleyen en önemli faktörlerden birinin, SES olduğu
düşünülürse güzel sesle seslenmenin hayati bir
fonksiyonumuz veya bileşenimiz olduğu sonucuna varırız!
Sabahları uykudayken sese
tahammül edememe hali, beynimizin sese olan tepkisinden
başka ne olabilir ki? Uykudayken saniyede 3-4 salınım
yapan bir beyni 10 salınım yaptıracak bir SES ile
uyarmak güzel sesle seslenmek demektir.Örneğin, ani bir
patlama sesi şoke bile edebilir insanı!
Güzel sesi ve sesin
önemini sanırım biraz anlatabildim.Kısaca ; "beyni en
mükemmel aralıkta çalıştıran SES en güzel sestir."Ses,
hem dalga,hem de basınç şeklinde yayılabilmektedir. Son
zamanlar, beynin içinde akan, milivolt mertebelerdeki
akımın da sesi bulundu! Espri değil...Nöronlarımızdan
her an akmakta olan elektriğin bile tıkırtı şeklinde ses
çıkardığı keşfedildi...Demek ki sadece duyduklarımız
değil, OKUDUĞUMUZ her şey aslında beyninizde eş zamanda
SES çıkarmakta ve bu oluşan ses "gördüğünü
zannettiğimiz kurgusal dünyamıza" eklenmektedir! Bu
sesin "güzelliği" de yine beyni "ALFA MODUNDA"
titreştirip titreştirmemesiyle ilgilidir.Konumuzu
özetlersek,insanların beynini sürekli 10 herz frekansta
uyarmak, onlara güzel sesle seslenmek anlamıyla özdeş
olacaktır.Bunu nasıl yaparsınız bilinmez ;lakin içinde
"sevgi kavramı" olursa, bu işi ucuz, pratik yoldan
yapabileceginiz anlamına geliyor.Son zamanlar elektrikle
yapanlar da var ;fakat elektrik + bir de bu 220 şebeke
gerilimini mili voltlara indirmek için kullanılacak
adaptör, düşünülürse hayli masraflı iş.İşin frekans
ayarlarından da bahsetmedik.En kısa yöntem SEVGİ; ver
bakalım 10 herzlik sevgiyi gör neler oluyor.
Sesin kullanıldığı
alanlar.(340 metre / 1 saniyede)
Atletizm gibi alanlarda,
koşuculara çıkışlardaki uyarı "patlama sesiyle"
veriliyor. Maçlarda yine hakemlerin düdük kullanmasının
sebebi de beynin sese daha hızlı tepki göstermesinden
kaynaklanmaktadır.Tıpta böbrek taşları da yine yüksek
frekansta ses dalgaları ile kırılmakta,bir yarasa yönünü
bulmak için yüksek frekansta ses dalgaları
yaymakta...Ayrıca "beynimizde akan elektrik de ses
çıkarır demiştik."(denizlerde yüzerken kafamızdan
çıkan ses örnek verilebilir mi acaba?) Bu gibi örnekler
çoğaltılabilir ; fakat dinimiz İslam'ın da ses üzerinde
durduğu birkaç örneği hatırlayalım ; "doğan çocuğun
kulağına ezan okunması biraz şaşırtıcı ve bir o kadar
enteresan" bir İslami uygulamadır?Amaç bebeği
HAKKANİYET sıfatlarına yöneltmektir .Yıldırım oluşurken
dinimizde (islam) DUA var mıdır bilemiyorum; fakat sanki
aklımda, "ulvi düşünceleri an" şeklinde bir
hatırlamam var.Şayet hatırladığım doğruysa bilimsel
olarak, yıldırımdaki yüksek sesin,beyin dalgalarımızdaki
"ani etkisini" düşünün? Ayrıca yıldırımın bir başka
etkisi de, "ani elektrik" ile yüklenmemiz.Bu, "iki
ani etki", beynimizle senkorize olarak
çalışıyor mu (?) sorusu kafa karıştırıcı. Ayrıca,
yıldırım olayında, beynimizi yakından ilgilendiren
elektirik; atmosferde dolup taşıyor.Zaten sesin sebebi
de, bu elektrik boşalımının, havada meydana getirdiği
sıkışmadır!(gıcırdama da diyebilir miyiz buna acaba?)
Sesin vardığı yer.
Sesin vardığı yerde
mutlaka bir değişim meydana gelir.Bu değişim sesin
frekansına göre tahribatlara varacak seviyelere kadar
ulaşabilir..Ses, bilimsel olarak girdiği yerlerde
birtakım etkiler bırakır.Eğer bir maddenin titreşimiyle
aynı frekansta dıştan etki ile aynı frekansta
titreştirilirse tahribat meydana gelir!Olayın bir de
sevgi yönü var,tabi ki bunun zıttı olan nefretin de
etkisi mevcut ; Nefret de karşı taraf da nefret
duyguları oluşturur;çünki ses kulaktan beyne elektriksel
olarak iletilmektedir! Bu nedenle, ağzından çıkan söz
karşı tarafın beyninde buna paralel manalar
oluşturacaktır.Örneğin satırlarında yazılarını okurken
heyecanlandığınız bir yazar, aslında yazmış olduğu yazı
ile beyninizde birtakım düşünceler oluşturur, bu
düşünceler de beyin tarafından sese çevrilir.Beyninize
ulaşan ses manası anlamı yönünde beyninizi bir tekrar
hareketine,"salınıma" zorlar.Eskiler buna ZİKİR
derdi.Yani düşünmek aslında bir zikirdir.Demek ki ses
vardığı noktada tahribat oluşturacağı gibi "zikir" de
oluşturabilir.
Mükemmel bir hadisi örnek
vermek gerekirse ;Hz.
Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Edebsizlik ve çirkin
söz girdiği şeyi çirkinleştirir.
İşte Allah Rasulu (S.A.V)'ın da dikkat çektiği gibi, söz
karşı tarafta, kendini mana olarak açmakta ve girdiği
noktayı,kendine paralel manalarla süslemektedir.Tıpkı
bir virüs gibi.
Kuran'da ses ?
Kuranı kerim de en çok
tartışılan bir konu da,kuranın Türkçe okunup
okunmayacağı şeklindedir. Bilimsel olarak kısa ve öz
şunları belirtmek gerekir ; Bir RAHMAN sesinin
beynimizde oluşturacağı manayı, bunun Türkçe karşılığı
bir kelime oluşturmayacaktır.Çünkü her kelimenin
titreşiminden (frekansından) kaynaklanan, bir de
"SESSEL" manası mevcuttur.
Sonuç?
Ordan buraya yetişir mi
bilinmez (dağlar iletken, taşlar iletken, insan iletken)
bana bir selam yolla,
dağlar ile gelmezse,
kelamla yaz yolla ; belki satırlar iletkendir, duyarım
seni...
Hoşçakalın...
|