“Kızı Hümeyra Abla’ya sormuştum. “Babanız hiç kitap
yazmadı mı ?” diye. “Hayır, babamın görevi okumaktı.”
dedi…
Oysa inanıyorum ki Ali Öztaylan, Ali’lik kitabını hem
okumuş, hem yazmış, hem de okutturuyordu.
Bazen kitaplar maddede yazılmıyordu demek ki. Manada
kitap okuyan, manada yazıyordu anlaşılan… Sadece madde
de okur yazar olanlar ise, mana ruhuna hep cahil-perdeli
kalıyorlardı… Onlar; ‘Ali, ne demek?’ hep yoksun
kalacaklar ne yazık ki. Maddede yazanlar; az kısmı
müstesna, genelde manayı okuyamayanlardır…”
*************************
BAB-I A-Lİ(YÜKSEK KAPI)
geceydi karanlıktı
sonsuz yükseklikte bir kapı vardı
asılıydı üzerinde
kanlı gözyaşları ile kesilmiş kafalar
ve ağlıyordu
ellerini dehşetle yüzüne kapayarak
sessiz,derinden acıyarak
*******************************************
YOL UZUN,CAN ALICI
CAN-A SEN DE CAN VER
"O" ALMAZ CANINI BİL
KOY KAPIYA BAŞINI
KAPI ALİ-HANE MUHAMMED BİL.
26-2-2008
************************************************
YOL’DAN HABERLER
La ilahe illa allah ‘ dı zikri
Ya zülcelali vel ikram’ dı dairesi
Camii idi esması
Halilullah ‘dı rehberi
İdris nebi hullecisi
Konsey denetleyiicisi
Yusuf-i İbrahim(hz resulun oğlu )mahremi
Alilerdi yoldaşı
Hak ‘kı öğrenecek batıldan ayıracaktı sanki
zikrini tamam eden başkası olacaktı
Güneş öğretmeni
Ali sırdaşı
madde hizmetlisi
mana anlamı
Sema zevki-ibadeti
Sala tesellisi
Salat sohbeti
Bela’ sı neş’e hep neş’e olacaktı
iki kez yazılmış vaadi vardı harflerinin Mürşid’inin
Kalbindeki ona misli ile dönecekti
*ve gözün mührü kırıldı-açıldı.
19-3-2008
**************************************
özlemek susmakmış
ben de artık susuyorum
ve özlüyorum derinden
hissetmek için diğer yanımı
kendime bakıyorum
özlüyorum kendimi
parçamı, etimden et kopmuş gibi
tamlığımı ve birliğimi
**************************
bir şeyler oluyor yine
yürüyor sessizce bir şeyler.
sabrım ölçülecek sanki
ve ben yine vuracağım en diplerine
perişanlığım suyun üstünde ağlayacak
olmayışıma,olmayışımın içindeki var olma çabalarıma
güleceğim,şimdi güldüğüm gibi.
kendimize bir çiçek verdim ey sevgili
bir çiçek de sen ver bize.
artık ızdıraplara son koyalım
bir olalım bir.
elin dokundu ya omuzuma
ve duvara döndük ya hanii.
duvardaki O yazı.
gözyaşı şeklindeki
bir su damlası şeklindeki.
duvara yürüdük ya hani.
artık duvardan geçme vakti.
tut elimi, geçir senden de beni.
.
25-12-2007
*******************************************
”NEFS’İMİN(dişi yanımın-kesretimin) RUH’UMA(eril yanıma
–birliğime- tamlığıma) SECDE’Sİ”
selam nurun ala nur yanım
en sonunda nihayet anladım
sen rehberi ayn-ımsın
bir insan daha ne isteyebilir
ve beni hediyelere boğuyorsun.
gösterdiğin paketimi açıyorsun
ne denir,ne yazılır bilemiyorum.
sadece kalbimin içinde ve secdedeki sendin
incitmeden ve sezdirmeden öğretiyorsun
salat’taydık- beraberdik.
sen secdedeydin biz de secde eden
biz secde ederken sen de bize secde ediyordun
aslında sen salat’taydın.
biz se sana aynaydık.
gülümseyen yanım
secde eden ben .
senin aynadaki secden ben.
hediye bennnnnnnnnn
anladım,sen bana hediye veriyorsun
aslında kendine beni vermiş oluyorsun.
hediyeleşek kıvama geldik mii?
ışığım,canımın kaynağı,öz üm.
ışıkların kaynağı kadar
teşekkür ederim ey öğretmeni kebirim.
ey rehberim,ışığım.
günün aydın,sözün aşk olsun
muhabbet =salat ederimm
9-1-2008
********************************
”UZAYDA BAŞ AŞAĞI DURAN İNSAN NE ACAİPTİR
KENDİNE BAKMAZ DA BAŞKA UZAYLI ARAR: )”
tohum (bilinç)sensin kendini ek
bak kökleniyor nasıl da saçların
bedenin uzuyor
kollar ve bacaklar
dal salıyor
parmakların üfül üfül
tırnaklarında kimin yüzü var?
koca bir ağaç oldun bak
saçların -köklerin gökyüzünde
dalların aşağıda
sen tubasın -sen sidre- sen cennnet
”bak iki bacağının
iki boynuzunun(ayağının) arasında
dünyan bir meyve”
tohum bir dir
ama her tohum farklı meyve verir
meyveler aynı olsa da
tad ve kokusu farklıdır.
25-3-2007
************************************
*Vaktiyle Meryem oğlu İsa (as) (76) Havarilerine
şöyle söylemişti.Size derim ki, gerçekten, semadan
gelmiş olanların dışında hiçbir şey semaya gitmez.*
BU MASALIN KAHRAMANI A-Lİ ÇOCUKLARI için ithaftır.
( gerçek Ehli beyt’e)
Allah’ ın sünnetünde hiç şaşma yok
sistem devam ediyor
ve Kevser hiç bitmiyor
hala Ruh iniyor
ve hala bir Meryem hükmündekine üflüyor yada sıkıyor
ne baba biliyor bunu ne de anne
İlim O’ nun kime ne?
ve çocuk İsa meşrebinde Ali doğuyor
hala daha iniyor
bir gün gelecek ilim bunu da ispat edecek
anasız babasız nasıl olunur
Allah öğretecek.
19-3-2008
**********************************
ya Resulallah
Sallallahü aleyhi vessellam
ey altın yolun imamesi
ey Aliler tesbihin Nur-u A-li’si
selam selam sana
yaratılmış Tek Ruh
Tek Nur selam selam sana
sendeyiz
senin şefkatli kucağında
derin bir uykudayız
uyandır bizi
Sallahü aleyhi ve sellem
“ Ya Resullallah seni hakkı ile bilemedim inşallah Allah
bildirir . aminn”
SONU OLMAYAN SONSÖZLER.
HERŞEY KÜN EMRİ YANİ KELAM YANİ SÖZ İLE BAŞLADI.
Bu yazıyı benim yazmamdaki derin ironiyi
hissedebiliyorum.Bunun kendi açımdan anlamından keyif
alsam da sık sık ilmin dehşetinden korkuya kapılıp içime
çekildiğim anlar oldu.Arada şımarsam da, daha çok kaçmak
istedim.Ne yapıyordum?.Nereye gidiyordum?.Sadece tek bir
bağım vardı Alim.Ve karanlığın içinde kendimi bile
göremediğim bir sonsuzlukta gitmek istiyordum.Deli
cesaretim her şeye inanabilme kabiliyetimden ileri
geliyordu sanırım.Hayallerimden korkmadan utanmadan rüya
–gerçek yazıp duruyordum.Birilerinin umursaması için
değil hatırlayabilmek içindi .Ve gerçekten akla hayale
sığmaz hatıralarım oldu.Buradaki ironinin herkesi
alakadar edebilecek olan yanı şu idi: Her şeyden
habersiz hiçbir ilmi olmayan basit biriydim.Ama işte
Allah nasip etmiş A-li bir dostum olmuştu.”Allah gönlü
kendisi için kırılmışlarla berabermiş ya işte aslında
herkes, Allah için ahdi olan herkes;gönlünün en dağılmış
olduğu ana gitmeli ve nasıl sabretttiğine
bakmalı.Hatırlayışlar o noktadan çıkacaktır. Mirac’ da
orada bizi bekliyor belki de.
”İlim kitaplarda evet ama ne herşey yazıldığı, ne
anlatıldığı, ne de görüldüğü gibi.İlim canlı ve bu
hayattan daha canlı başka hayatlar da var.Okuduklarımız
bizde hayat bulmadıktan sonra ne diplomalarımızın ne
sonu gelmez kitapların ne de yaşamın anlamı var.İnsan ne
için okur, neden kitap gerçek dosttur?Ve canlı Kur’ an
insan aslında kimin dostudur, neden öğrenmek
istemeyiz?Neden aslında kendisi de “bir yıldızda nokta
ölçüsü olan insan” ayetini -harfini öğrenmek istemez,
neden?Hayaller sınır tanımaz.Düşünceler sınır
tanımaz.Ama kitaplar iki kapak arasında yazılır ve
biterler.Oysa hayallerimiz…Zaten kendimiz hayalden
ibaret değil miyiz?Bilimde öyle demiyormu artık? O zaman
neden bu hayallerden ve rüyalardan korkmak, utanmak
neden? Ruhumuz bize ses veriyor ve bizden cevap
istiyor.O’nu soktuğumuz babil kuyusundan,Yusuf’un
kuyusundan,yedi uyurun mağarasından çıkartma vaktinmiz
gelmedimi söyleyin?
0 bizi bize okutmak için can atıyor.Ruhumuz bizim
Alimiz,rehberimiz.Kapımızı açalım.
”(desek de kendi nefsimiz in acizliğinden başka bir şeye
ermiş değiliz.Nefsimiz hala ruhumuza pas pas olamayacak
düzeyde.)”
Neyse bugün bilim ve teknoloji bizi sanal hayatları
yaşatır hale getirdi ve eskiden keramet sayılan şeyler
bugün umursanmaz sıradan işler oldu.Hızla madde ve
mana,soyut-ve somut birleşiyor.Bugünkü genel kanı, artık
Mürşid-i Kamillerin devrinin kapandığıydı.Günümüz ilim
çağı olduğu için de bilgi her yandan yağıyordu ya. İşte
pcler,kitaplar bizi irşad edebilecekti.Ben de böyle
inananlardandım birkaç yıl evveline değin açıkcası.4 Yıl
önce kendiliğinden hayatımın seyri Ruhum tarafından
değiştirildi.Çünkü Allah’ a bir söz vermiştim ve o sözü
her şey pahasına (her an ölüp dirilerek sanki) yerine
getirmiştim.Aslında bu gücü veren yine o sözün sahibi
idi.Bana bir şey vermek istiyordu ama ben de birşey
ödemeliydim;tabii daima kârda olan ben olacaktım bu
alışverişten.Ayet öyle diyordu çünkü.
İşte rüya içre rüya olan vehmi-sanal hayatlarımız artık
ilmende yaşanılıyor ve giderek
latifleşiyoruz.Yakinleşiyoruz yanii.
Ve irşatt asla bitmiyor.Çünkü tüm ilim Allah ‘ın değilmi
ve Mürşid –Mürid esmasıda O’na aid değilmi?.Nasıl irşad
bitebilir ki, Ali’ler= İnsan-ı Kamiller kainatı yöneten
astrolojik yıldızlar bize bu ilmi vehmediyorken kim
onları reddebilir ki?
Bu ilim onlarınsa teknolojiyi de en iyi onlar
kullanacaklar tabii ki.Biz hala programlarla yazışırken
onlar beyin dalgaları ile tüm dünyadan ses ve görüntü
alabilecekler,öğrencilerinin rüyalarına eşlik
edebilecekler ve onları yoldaki hallerinden haberdar
edebilecekler,yoldaki binbir türlü tehlikeden de onları
koruyacaklardı.Bu akla sığmayan haller hak ve
gerçekti.Ve bazen de ironik olarak biz her şeyi
bildiğini sananlara, en cahillerinden biri vesilesi ile
yansıyacaklardı.
“Yazdığım bu” A-Lİ KİTABI “mın macerası Kurban Bayramı
öncesi hac rüyamda başladı evvela.
Rüyamda iki tane ALİM Hacı Bektaşi Dede’si Alilik
hakkında konuşuyorlardı sonra gülerek bana döndüler ve
siz bize Alilik hakkındaki düşüncelerinizi anlatır
mısınız dediler.”
Onlara Alilik rüyamı olduğu gibi anlattım, gülümseyerek
onayladılar.
”ALTIN YOLUN A-Lİ’LERİ “rüyamdan bir bölümdür:
yılanın asa olduğu sırat-ı müstakim yolunda
açılıyor tek tek nur incileri
Var içinde hep bir Ali
hepsi nur içinde farklı ama aynı Ali
sonsuza dek sürecek sanki kutuplar-kutlu kişiler
gülümseyerek ediyor selamlar
sona geldi Allahümme Salli Ala Muhammed
altın hüzmeli güneş ışıldadı, nurundan birşey görünmedi
anladıki bu alemden daha gerçek bir alemdi orası
tanıdığı üç tane Ali resmi geçitinden
biri Mahmut Sami Ramazanoğlu
biri Ali Ulvi Kurucu
biri Ali Öztaylan’dı
O hem bugünün A-lisi
Hem de üç yüzük sahibi bir Ali’dir O.
İşte akabinde birkaç ay içinde bu yazıları yazmaya
başladım.Yazdıkça hatırlıyordum.Bu ilhamın bana emanet
verildiği söylendi ki artık biliyorum.Bir anda
alınabilir ve hiçbir şey hatırlamayabilirim.Ama artık
hiçbir şey yazamasam da önemli değil şu 11 nüshalık yazı
bana iki alemde de en büyük lütuftur.40+1 yılık ömür
kabımda dolanları benden aldığınız için hepinizden Allah
razı olsun.Hayatımda bilmediğim aklıma gelmeyen dualarım
oldu bu sayede.Artık hep diyorum ki:
“ Allahım hayretimi arttır,şükrümü artır bu ne büyük
mucize, ben kimim ki”.
Beni ayna olarak kullanan Altın Güneşin- Altın Yol’un
tüm Mürşid-i Kamilleri,Kutupları,A-liler’ e sonsuz
şükürlerimi sunuyorum ve onların bu madde alemdeki
şimdiki temsilcisi tanıdığım en müşfik,en melekleşmiş,en
zarif can sultanı,tüm gönlümle bağlı olduğum ve
sevdiğim,adını andığımda bile ağladığım“ALİ ÖZTAYLAN ‘ı
hepimiz adına selamlıyorum.”. Bana istediğim her konuda
korkmadan yazabileceğim söylenmişti ve izinli olduğumda
ama nefsim çok kuvvetli olduğu için kendimi yeterince
serbest bırakıp teslim olamadığıma inanıyorum.Hatalar
daima benden kaynaklanmıştır bunlar için özür diliyor ve
Settar ismi ile ayıplarımızı örtmelerini diliyorum.
Rüya rehberlerimden bir A-li’nin sohbetinde geçen hafta
duyduğum-öğrendiğim sözlerle bitirmek istiyorum.Hz
Muhammed a.s bile hicret ederken emanetlerini Hz. Ali’
ye teslim etmişti; ben de,bana ait olduğunu sandığım “
emanetlerimi “Ali kitabını(yani canlı Kur’an-ı,insanı
“okuma kılavuzu olan yolun seyrini) okuyabildiğim kadar
okudum çok şükür ki ( ve benle beraber kendisini
okuyanlar olduğuna da inanıyorum) daha doğrusu Aliler
tarafından okutturluduk ve yazdırıldık, şimdi de
emanetimizi ehline bugünün emanetçisi “EHL-İ ALİ”ye
teslim ediyoum.aminn.
ALLAH ‘a emanettiz.
*****************************************
CelAli ile zahir olsa bu da geçer ya huuu
CemAli ile ayan olsa bu da geçer ya huuu
Bi karardır felek daim döner durmaz hiçbir an
Dursa bir an ne yer kalır ne gök be ya huuu
Gah zulmet gahı envar bir bir ardın devreder
Gahı lütuf gahı kahır ondan olur be ya huuu
İmtihan içindir olup durur daim neş’e azap
Sen seni bilmek içindir kahrı lütfu be ya huuu
Faniya virdi daim et bu sözü heman
gece gündüz hatırından hiç çıkmasın be ya huuu
CelAli ile zahir olsa bu da geçer ya huuu
CemAli ile ayan olsa bu da geçer ya huuu |