ALİ ÖZTAYLAN
ALİ ÖZTAYLAN BİR MÜSLÜMAN
SÜTEVİ SAHİBİ ALİ ÖZTAYLAN
SANA SAĞLIK VERDİM EY DİN KARDEŞİ
HAKİKAT ALİ'NİN BULUNMAZ BİR EŞİ
ALLAH'A RESUL'E SADIK BİR BENDE
ONLARIN AŞKI İLE VÜCUDU ZİNDE
FAZİLET SEVERLİK OLMUŞTUR
HÜLASA ALLAH'IN SAFİ BİR KULU
BENİM DE MANEVİ EVLADIMDIR O
BAİSİ SÜRUR İFTİHARIMDIR O
OLSUN DİYEREK BİR TUFE-İ EDEB
YAZDIRDI BİRİNCİ DİVANIMI HEP
İSTEDİ YAZDIRMAYI İKİNCİYİ DE
ŞU NÜSHA O YÜZDEN GELDİ VÜCUDA
ALLAH SALAHINI MÜZDAT EYLESİN
KALBİNİ NUR İLE ABAD EYLESİN
BENDEN O'NA KARŞI SÜKANI DUA
KABUL EDER ELBET CENAB-I HÜDA
DUASI BÖYLEDİR TAHİR OLGUN'UN
ALLAH O'NU DAİM EYLESİN MEMNUN.
Tahir-ül Mevlevi Olgun
(Tahirül Mevlevi bu şiirini; Mesnevi şerhini kendisine
yazması için ricada bulunan manevi evladı Ali Öztaylan
için yazmıştır...Ben de Ali Amcamın sözlerinden
kaydettim...)
Allah'tan dilerim ki; bir asırlık gerçek bir çınar olan
Ali Efendi'nin canlı ALİ hatıratını kaydedecek o kutlu
kişi en kısa zamanda çıkar....Aminnnnnnn....
Manevi Babam ALİ ÖZTAYLAN’a
Bu yazıyı yazmamın haddim olmadığını biliyorum...Ama
yazmam gerektiğini de biliyorum......
Bunun aslında maddi,manevi bir kayıt olduğunun
bilincinde yazıyorum...
İçimden geldiği gibi harfler akacak inşallah,
diliyorum....
Ali Amca’mın tembih ettiği gibi abdest aldım, kendisine
bir Fatiha okudum...:)
Geçen hafta ziyaretine gittiğimde onun için yazdığım şu
şiirle başlamak istiyorum....
*******************
Benim bir Ali’m var
Canım Efendim,canımın cananı Sultan Efendim
Kimseye dönmezdi dilim
Ve eğilmezdi gönlüm kimseye,
Bir Ali çıktı karşıma
Benim gözlerim hiç kurumadı
Kalbimde de gittikçe büyüyen o;Ali güneşi
Sarıyor bak,sarmalıyor her şeyimi
Ağlamaktan başka bir şey gelmiyor elimden
O benim dostum, Ali’m,sevdiğim...
Uyutmuyor hasreti ve gülüşü derinden
O benim tek dileğim hep birinden
Dost ol sen ey Ali’m güneşin zatına
Ve öyle yüksel ki onun bahri mescurunda
Onun kendine seçtiklerinden ol bir de
Zaten öylesin, ama başka dilek bilmez ki bu dil
Ya da söyleyemez sen gibi,en seçkin dualarını bil
Seni seviyorum hem de çok derin....
Canım yanıyor, özlüyorum ......
Seni Allah’a emanet ediyorum......
Bekle beni, sana geliyorum......
Bu şiir sandığım yazımı kendisine okudum…Gözyaşları ile
dinledi ve öpüp alnına koydu....”Vasiyet edeceğim bunu
benimle gömsünler, bunlara Kelam-ı Kibar derler” dedi...
Bu, dünyada aldığım; idrakim açık olarak en büyük
hediyedir....
Ben de kendisine birkaç hediye götürmüştüm...Biri
Mevlana ve Şems’in türbe önlerindeki çeşmelerin suyunu
karıştırıp ”aşk suyu” adını verdiğim su idi....
Bir diğeri Medine’deki şifalı kuyudan bir tutam toprak
ve sonuncusu da Konya’da ziyaret etmemi söylediği;Mehmet
Metli Dede’nin kabrinden bir küçük dal,kurumuş
çiçekler...
Hepsine çok sevindi,gözyaşları ile tek tek öptü.Sulardan
birer yudum içti…Toprağı ve çiçekleri gözyaşları ile
öpüp alnına koydu...Dualar etti...
Kızı Hümeyra Abla’ya sormuştum...”Babanız hiç kitap
yazmadı mı?” diye...” Hayır,babamın görevi okumaktı...”
dedi….
Oysa inanıyorum ki Ali Öztaylan Ali’lik kitabını hem
okumuş,hem yazmış,hem de okutturuyordu...
Bazen kitaplar maddede yazılmıyordu demek ki...Manada
kitap okuyan, manada yazıyordu anlaşılan....Sadece madde
de okur yazar olanlar ise, mana ruhuna hep cahil–perdeli
kalıyorlardı......Onlar; 'Ali,ne demek? ' hep yoksun
kalacaklar ne yazık ki......
Maddede yazanlar; az kısmı müstesna,genelde manayı
okuyamayanlardır....
Bu dünyada yaşayan en mütevazı,melekleşmiş insan bence,
Ali Öztaylan’dır...Bir de O’nun; aziz, muhterem, bir
ömür boyu dostu olan Latif Baltutan ...
Latif Amca da adı üstünde latif olmuş....İsmi ile
müsemma ...Onları tanımadan evvel;yeryüzünde yaşayan
'iki melek ' lakaplarını duymuş idim...
Bir keresinde Ali Amca’ya, Latif Amca için şu soruyu
sormuştum...
“Latif Amca konsey üyesi midir?”
“Hayır evladım,O noterdir” demişti.:)
Oysa O, benim için konsey üyesidir...:)
Bu cevaba kardeşimle hâlâ güleriz.
O, Latif Amca için daima şöyle der:
'Kendisi hem malum, hem meçhul bir kişidir.... Benden
sonra tüm emanetlerimi ona verdim......'
Latif Amca;sorularıma bıkmadan cevap veren ebedi dosttur
da.Allah'ın dileği ile inşallah ve aminnn.........Öyle
zor cevap verir ki,nasıl bu kadar sırrı taşıyor
şaşarsınız...Hep bilmediğini söyler...'Ben biraz kitap
karıştırayım bakalım var mı ?' der......Aynı Ali Amca
gibi...O da daima;'ben bilmem evladım ....O ne demek?
Siz daha iyi bilirsiniz,neymiş der....?.'......:)
Onlar asla bizim olamayacağımız letafet ve inceliğe
sahiplerdir...
Ve onlar gerçek toprak tevazusunu hayatlarında
yaşayabiliyorlar......Canlı toprak gibidirler.
Zaten bu âlemdeki amaç da toprak olabilmek değil midir
ki?
Gerçi, Ali Amca’yı bu son görüşümde bana muhteşem bir
ağaç gibi geldi...... Bu muhteşem ağaCın damarları Hay
idi......Ama olsun o da topraktandı.......Sidre olmak bu
mu acaba?
Allah’a her an şükrediyorum ki; bana bu kadar seçkin
dostlarını tanıttı diye...
Daha evvel tanımadığım birine; Ali Amca’ma,bir anda
büyük bir duygusal sevgi ile bağlanışımı hiç
anlayamadım....Bir zaman sonra O’nu andığım her an
gözlerim dolmaya ve ağlamaya başladım .Bunu asla kontrol
edemiyorum nedense....Ve sürekli onun için dua etmeyi
de...Bunların sebebi yoktu. Artık madde aleminde her
şeyden fazla sevdiğim tek kişi O oldu...Kendimden,
ailemden bile ....
O’na gittikçe artan bir bağla çekiliyorum ve O’nu asla
hak etmediğimi de biliyorum...
O’na bir şey olmasın diye her zaman Allah’a dua
ediyorum...O olmasa,ben kime dertlerimi anlatacak,kime
sarılıp ağlayabileceğim ki?
O,benim tüm sorularımın cevabını biliyor ama imtihanımı
asla bozmuyor...Ne kadar gerekiyorsa, o kadar cevap
geliyor...
O'na bu yolda nasıl ilerleyeceğimi sorduğumda şöyle
demişti:
'Evladım sadık ol ve sabırlı, bu yeter.Hiç bir şey
yapma, sadece sabırla ve sebatla bekle...Sakın uçmayı
dileme.Uçanlar,tayyareler gibi düşerler...Sen yavaş
yavaş yürü...Hatta,dura dura yürü...Her şey
kendiliğinden olacak
bekle.....................................................................
İşte,benim düşe kalka gittiğim yolum bu idi artık...
O,unutuluşta ve işitmiyor sanılıyor genelde...
Ama istediği zaman en ufak fısıltıları bile duyabiliyor
...Ve tabii bir şey okuduğunuzda gözlerini
kapatıp,ağlayıp,titreyerek o şeyi sizden daha iyi
yaşıyor...Onunki duymak değil aslında ...Tüm azaların
göz ve kulak olmuş hali sanki...O okuduğunu yaşayarak
yazıyor...............
Ve soruların cevaplarını bilse de çok azını
söylüyor.Çünkü O,”en“ mütevazılığı simgeliyor...Bekle
diyor,O kendisini anlatır,bekle...
Ali Öztaylan kapatılan türbeleri açtıran kişidir de aynı
zamanda....Açılış kanunu,çıktığında yapılan manevi
törenleri ve ziyaretleri kendisinden dinlemelisiniz
tabii....
Bana daima hangi türbelere gittiğimi sorar...En son
nereyi ziyaret ettiniz evladım der....Bende 'Sizi
'derim....:) Böyle söylediğimde bana kızar....Bilerek
söylerim,latifesine....Önemli olan, yaşayan ölü olmaktır
zaten......Ona söz verdim, ölene dek ziyaret ettiğim tüm
kabirlere kendisinden selam söyleyip bir Fatiha,üç İhlas
okuyacağıma....
Ve kendisini en son ziyarete gidişimde sık sık o gün
almam gereken şu öğretiyi söyledi...
'Dost kusur aramayan ve kusuru örtendir....Giysisi şöyle
açık,böyle dekoltesi var diyen değil,gözlerini
kapatıp;onu örtebiliyorsan dostsundur...Arkadaşını
elinde içki kadehi,rakı içerken gördüğünde;ayran
içiyor,diyebilendir dost'....demişti....
Bir de sürekli 'Bİ-KARAR OLMAK'tan bahsetti...
Mevlana demiş ki; dönmek kolaydır....Önemli ve zor
olansa' durmaktır'.......
Benim zamanla öğreneceğim o durma eyleminin ipucunun bu
olduğunu anladım şu anda....:) Hareketin başlamadığı o,
an....Tek an...Tek biçim....Tek renk.
İnşallah durulur ve bi-karar olabilirim...aminn...
Daima Allah’a, Ali Amca’ma iyi bakması ve onu
incitmemesi için dua ediyorum...Çünkü O’nun
hayatı;“İNCİNMEMEK VE İNCİTMEMEK”ÜZERİNE KURULU...
O,tek tesellim bu alemde....Hiç kimse beni,O’nun gibi
teselli edemez sanıyorum...Ve en büyük' hediyem'....
Bu yazıyı okuyan herkese Ali Amca'mın duası ile dua
etmiş olmak isterim...
'Eviniz meleklerin ziyaret ettiği ev olsun....
Yuvanızdaki saadeti melekler kıskansın...'
Bir de benden ekleme olsun....
Asla kötü rüya görmeyesiniz ve 'aynı rüyayı' göreceğiniz
eşiniz,dostlarınız olsun inşallah.
Aminnnnnnn.........
O bana sonsuz huzur veriyor...O’nun evini, kendi evim
gibi hissettiriyor...
Eşi de,bana sonsuz incelikle hoşgörü gösteriyor...Beni
Ali Amca’mla baş başa bırakıyor... Ne telefonları, ne
kapıları zaten hiç durmuyor...Çünkü O, bu âlemdeki Ali
Kapısı’nı temsil ediyor...:)
Not: Bu yazı 3. yazım oluyor...Yazılarımın sıralaması
hakkında aklıma ilginç şeyler geliyor...Aslında sayı ve
rakamlara uzanmak istemiyorum, lakin engellenemiyor
işte....:)
Yazacağım rakamları A-Rab-ça düşününüz lütfen....
1-Arapça, Elif gibidir ve Muhammed-i Nur misalidir ve o
ruhu anlatır ...Sanki,tohum toprağı yarmıştır...
2-Arapça Elif'i bir baş sağa doğru uzanıp;kendisini
seyretmiş ...Bu İbrahim-i Haniflik'tir diyelimm.
3-Tohum filiz verip, Elif olup kendinden 2.zülfünü
vermiş ve kendini aynalayarak Veli'yi doğurmuştur
diyelim...Bu İnsan-ı Kamil; Ali olsun ...
Hepsi 1,2,3=toplamı yine aynı kişi ve 1 eder...
Yani ben+sen+o=biz
2008-01-18
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
ALİ-M'e
Senin kalbini ne ağlatır?
Ali’min vedası,
Ağlaması,
“Yüzün toprak olsun” demesi.
Toprak olacağım inşallah
Tevazu yani.
***********************************************************
Sabahın seheri geliyordu
Üstte namaza temaşaya gidiyordu
Geldi zemzemlerin arkasında
Kâbe ile Ali Kapısı arasına
Bir merdivendi sağındaki
Uzanmış yatıyordu bir melek
İhramlı idi o, en güzeli
Bembeyaz, en zarif, en Arabi
Sanki ne yerde ne gökte
Merdivende o mükemmel uzanışla
Uyuyordu,uyuyormuş gibi yapıyordu
Kalbim ona doğru kaydı,ayaklarımda yanına
Oturdu baktı dakikalarca,o nazenin narine
Uzanmak istedi yanına ve utandı sadece seyretti
O kadar güzeldi ki,yok daha güzeli bilinenden beri
O kadar zarifti ki,yok melekte ne de cinde sanki
O, selam selam’ın efendisi
O evin bekçisi
O insanların tanınan en güzeli
O uyuyan güzelim
Kalbimin efendisi
Atam,mesulum...............
Selamladı durdu ta içinden uyanmasını diledi
Baksın nazar kılsın diledi
O Ali’sinin hatırına
O Ali’sinin selamına
Nezaketle ev sahipliği gösterdi..........
******************************
Bugün de geçti ömrümden bir sayfa
Ya da bir göz kırpışı an
Ve hâlâ buradayım kıpırtısız bekliyorum
Öyle bir bekleyiş ki;yok senden başka devam
Vaadin var;sen bensin, ben de sen
Kalbimize yazılmış o sözlerin sahibi
Ömrüm dediğim şey aslında yokmuş
Ne çok ben var ya da yok,o çokluktan bir haber
Ne gece ne gündüz,güneş hiç batmıyor ki;doğan bir güneş
olsun
Canım yanıyor sık sık sanki o da geçti heyhat
Bakıyorum kendime sık sık aynada,her an değişiyorum 'O
da kim?'
Kendimi siliyorum,kendimi reddediyorum bu ben değilim
Aslımın aslında ne de güzelim
En güzel ruh benim, en güzel ışık
Ya da en yok olmuş yokluk benim
Bir yokluk nasıl bilir kendinin yok olduğunu söyle bana
Yok diye bir şey yok, hadi canım inan bana
Var olan,yok nasıl olsun?
Bak gözlerime ayna da,sana kim bakıyor?
Ya sen kimsin,hadi söyle bana
Ve ben kimim,ne güzeliz değil mi?...Ve ne mukaddes?
Arınmış bir denizin içindeki İlmü Ledün'üz biz
Her damla hem tam,hem de cüz
Kork bu ilmin haşmetinden,kork!...Ehli bir Ali'ye düş
Canım benim efendim, Ali'm en kutlu kutbum
Benim sevebileceğim en mukaddes maddem
'Ya Ali'mmmmm,canım pederim artık oku üfle benii...'
**************************************************
Bak ben de aşkın öğrencisiyim
Aşkın mirasçısıyım
Ama aşk acıtır ya hani ve kıskançtır,
Kendisinden başka kimseyi sevmez ya
İşte o aşk;beni mirasçı seçmiş.
Bedelini oyarak alıyor ama olsun,alsın
Yeter ki;O beni sevsin de her şeyi alsın...............
Desem de,inanma!...Aşk çok acıtıyor...
Ve kan seviyor ama kendi kanını da sunuyor
Aşk etini yedirip,kanını içiriyor ve bir merdiven
atlanıyor
Ve benden sonra benim etim ve kanımdan olan
Aşkın mirasçısı olacak ve olmuş ezelden de
Biz Ali kızlarıyız hem de .........
Ağır yük omuzlarımıza çökse de
Henüz zaman ham ve biz habersiziz her şeyden
Yusuf’un saati çalışmıyor bu diyarlarda
Aşk kuyudan sesleniyor,biraz daha,biraz daha....
Çekiyor eteğimden kal biraz daha,biraz daha....
Gözlerimde yaş isyanlar etsem de ..........
El mecbur ...Ali’ye teslimmm...
Peki biraz daha,biraz daha....
Bizden sonra aşk devam edecek
Ve sistem hiç değişmeyecek
Aşk kendisinden hiç usanmayacak
Denizdeki damlalardan
Sırası gelen dünyaya atlayacak yada uzayacak
Ve onun aşk filmi de başlayacak......
Seyret Kendini Nur
13-11-2007
Güneş
Işıkları hüzmeli,
Altın ışıklar saçıyor.
Yılan asa olmuş,
Sırat-ı Mustakim üstüne uzanmış.
Bir tesbih uzuyor,
İnci taneleri dizisi ışıldıyor.
Sıra ile açılıyor inciler,
Her biri bir Aliiiiiiii.
Ali’ler sonsuza dek gidiyor,
Selamlıyorlar ve gülümsüyorlar.
Yüzleri ışık ışık,
Seçilmişler dizisi,
Ali’ler incisi,
Ali’mde;Ali’lerden bir Ali.
Pir'im benim hem de ol A-liii
Güzel yüzlü,tatlı dilli,
Altın hüzmeli yolun incisi,
Güneşin öğrencisi,
Kutlu kişi.
Kutbumdur o,benim
Merkezim,mihenk taşım,
Ali’liktir nişan-ı,ismi de Alii.
Kevser havuzu sahibi,
Can Aliiiiiiiiii,
Yar Aliii,dost Aliiii.
14-1-08
İZİN-NAME......:)
Gelmiş Hacı Bektaş-i Dede'leri....
'Anlat bize nedir Ali'ler?'
Anlatmış,anlatıldığı gibi hayalini.......
'Doğrudur' demiş ve gülmüşler.......
Anlatmış Ali'sine Bektaşi'lerini....
O da gülümsemiş tevazu ile;küçük cahiline!!!
22-1-2008
***************************************
Ali'ler erdir,
Ali'ler ışıktırlar,
Onlar yıldızdırlar,
Her biri,bir harfin içindeki
Ölçü noktasıdır.
Ali'ler yıldızlardan ayet yazarlar.
A-lidir;A-liler
Hepsi farklı gözükse de
Aslında tek'tir,A-LİLER. |