Bakan bilince göre şekillenen vahiy-2
V. Korhan Koral
 

Haddi aşmamaktan dolayı, manası açık olan ayetleri farklı ve Kur’an ruhuna uygun olmayan anlamlarla yorumlamak, “Kalplerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne aramak ve kendi arzularına göre onun teviline yeltenmek için onun müteşabih olanına tabi olurlar.” (3/7) ayetinden de anlaşılacağı üzere, bu engin kitabın, kitabın ruhundan bağımsız olarak ele alınan bölümlerinin, Kitab’ın genel ruhuna aykırı idraklere bile açık olmasından kaynaklanır. Ancak elbette, lokal olan ve global bütünlüğe uymayan bu tür yorumlar, doğru değil ama sınırlı bilinç düzeylerinde gerçekleştirilebilir yorumlardır. Zira insanoğlunun düşünebileceği her türlü idrak ediş, Âlim olan Allah’ın ilminden dayanağını alır. Allah’ı inkâra gidebilen ateist bilgi ya da fikir yürütmeler bile bundan hariç değildir. Fakat bunlarla birlikte, ayetlerin zahiri ve açık mana hükümlerini tesbit ettikten sonra, onlara zıt olmayacak şekilde birtakım işaret ve tevillerden bahseden âlimlerin kalplerine doğan fikirlerden istifade etmemek de nasibi tepmek olur. Zira Kur’an’da, “Kuşkusuz bunda inan bir toplum için ayetler vardır.” (16/79), “...bilen bir toplum için...” (7/31), “...düşünen bir toplum için...” (13/3), “...zikreden bir kavim için...” (16/13), “...bilen bir kavim için...” (6/98), “...iyice bilen bir toplum için...” (45/20), “...sakınan bir kavim için...” (10/6), “...akıl sahipleri için deliller vardır.” (3/195) gibi nice ayetlerde, muhataplarının nitelik ve özel kabiliyetlerine göre türlü manaların çıkarılabileceğine yönelik ayetler vardır. Bu durumda tefsirlerin bu tarz zihni ve ahlaki irfan mertebelerine yönelik olarak yapılmaması, Kur’an’ın herkesi aydınlatmaya yönelik (çok yüksek idrak seviyeleri de dâhil) yapısına ve manalarının sınırsızlığına bir sınır biçmek olur. Doğru yorumlar, “Adalet ve orta yolu ayakta tutan ilim sahipleri” (3/18) ile nitelendirilen, batini ve zahiri anlamda ifrat ve tefritten sıyrılmış yorumcu idraklerin yorumlarıdır. Bu yorumlar da bir tane değil, kâinat kitabının sonsuz sınırsız ölümsüz ruhundan dolayı, sayısızdır.

İslam âlimleri, bu nedenlerle, Kur’an’da anlatılan bütün kıssalar için, “Birer külli kanunun ucudurlar” der. Yani ayetlerin zihne açılmış, Kur’an ve İslam ruhuna uygun mümkün tüm anlamları düşünülerek, ayetlere değişik idrak düzeylerinden değişik yorumlar yapabilir ve bu yorumların biri doğru diğerleri yanlış olması gerekmez. İşte biz de, incelediğimiz konuları, Kur’an’ın genel ruhuna ters düşmeyecek, geçmiş İslam ve hatta genel anlamıyla din âlimlerinin bazı yorumlarına da paralel olabilecek, ama belki yeni şeylerin de söylendiği, şu anki bilimsel verilerle ve gelmiş geçmiş bir kısım sufi ekollerle örtüşen bazı yorumlarla açmaya çalışacağız.

 

 

 
 
V. Korhan Koral
İstanbul - 05.08.2008
korhan@korhankoral.com

http://sufizmveinsan.com